Kazutora tarafından anlatılan bölüm
Saatler geçti... Dudaklarımın arasında hissettiğin haplar ve boğazımdan geçen acı bir su tadı. Bajiye sarıldıktan maximum 10 dakika sonra uyuyakalmıştım. Beni sakinleştirmeye çalıştığı o cümleler hala kafam da dört dönüyordu.. Oydu! Kendisi de kabul etti! O benim çocukluğumun anahtarıydım, kötü olduğum zaan yanına koştuğum, beraber elini tutup sokak sokak gezdiğim kişiydi baji. İçten içe kendimden bir kez daha nefret ettim.. Beni tanımış olmasına rağmen ben ona günlerce eziyet yapar gibi yok saydım, demek bu yüzden küpeleri verdiğim zaman umut dolu bakışlarla beni izlemişti...
O zaman annem de biliyordu diye düşünmeden edemedim... Annem de bajinin annesini tanıyor! Tüm bunların etkisi ile korkarak nefes nefese kalktım. Biraz sesli olmuş olmalıyım ki camı kapatan baji ile direk olarak göz göze geldim... Hala idrak edemiyorum ama bu oydu... O ela gözleri, lacivertin en güzel tonların ki saçları ve şimdi daha da belirgin yüz hatları.. Gözlerim ona ağlamaya hazır halde baktığın da çoktan yanıma oturmuş ellerini yüzüm de gezdiriyordu.
"Sakin ol iyisin tamam mı? İlaçları da içtin, neden kalktın birden?"
"Kabus.. Kabus gördüm" bana sıkıca sarıldığın da bende ona sarılarak karşılık verdim.. Sıcaktı ve bu benim muhtaç olduğum sıcaklığın ta kendisiydi. Ellerim istemsizce onun saçlarına kaydığı sıra da benden ayrılarak yüzüme baktı. Gülümsüyordu ve mutluydu.. İster istemez bende ona gülerek baktığım da kenarda duran yemekleri kucağıma doğru uzattı.
"Kafan karışık hissedebilirsin kazutora, nasıl hatırlamadım diye düşünüyorsun değil mi? Çok fazla zaman geçti bu normal... Çok sık duramıyordun yanım da bu yüzden hatırlamak da zordur."
Ellerimde duran tepsiye baktığım da sessizce onu dinledim... Hayır seni hatırlıyorum ama küçüklüğümde o kadar anım var ki senin güzel yüzünü unutmaya mahkum bırakıldığımı bilmiyorsun diyemedim. Başını kaldırıp ona doğru baktığım da gözlerin de şefkat beni okşuyordu. Önüne dönerek sessizce ekmek parçasını dudaklarımın arasına koydum. Değişmemişti... Tıp Kı küçükken olduğu gibi hala aynı bajiydi ama yerine oturmuş keskin yüz hatları, ela gözleri ve o güzel uzun saçlar.. Anılarımda olan baji den çok daha farklısıydı...o esna da başımda hissettiğim bir çift elle ona doğru baktım.
"Hey, kafan acıyor mu? Vurmuştun?"
"Baji... Bana geçmişimizi anlat"
______________________________________
Merhaba biliyorum bu bölüm kısa oldu ama bu aralar hem dersler yüzünden hemde bir kaç içsel sıkıntılarım yüzünden yazmak hiç istemedim... Bu bölümün yarım yamalak olmasından dolayı özür dileklerimi sunarım bir daha ki bölümü daha iyi yapacağım iyi geceler
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ateş Ve Su
General FictionÇimenlere uzanmış gökyüzüne baktığım da o an sadece içimden masalımın kahramanı olman için dilek diledim... Uyuduğunu biliyordum belki de aç gözlülüğüm bilemezdim senin sıcak ellerini tutup kalbimin heyecanla attığını hissettiğim de ağlamamak üzere...