Bölüm 5 : Unutulmaya Yüz Tutulmuş Anılar

60 9 19
                                    

Bu bölüm kısım kısım ayrılmıştır. Ayrıca uzun bir bölümdür size eşlik edecek hoş şarkılar veya fon müzikleri (bence fon müziği açın derim) okuyabilirsiniz.

Yazar tarafından anlatılan bölüm

Günler geçmiş, yoğun bakım odasının önü bir an bile boş kalmamıştı. Baji'nin kaza geçirdiğini duyan diğer herkes kola koşa gelmişlerdi. Bayan Ryoko, oğlunu o halde izlemekten harap olurken bayan hanemiya ise daha fazla durmaması için onu günler öncesi evine götürmüş onunla beraber evde duruyorlardı. Çetenin belirli ve kemik üyeleri hariç bölüklerde ki diğer arkadaşları da hem eve bayan ryokoyu görmeye gidiyor hemde buraya gelip durumu öğreniyorlardı.

Kazutora ise sadece geceden geceye gelebiliyor, arkadaşlarının çağırması ve yoğun halının önünün tamamen boşalmasını bekleyip camdan izliyordu. Bundan 1 hafta öncesine kadar gece yoğun bakıma girmesine izin verilmişti. O günden sonra ise daha girmek istememişti. Bajiyi bazen görüyor onun bu halde olmasının sebebi kendisi olduğu için daha fazla bakmaya gelemiyordu..

Başını yasladığı duvara sinmiş halde otururken gözlerini uykunun kollarına çoktan bırakmıştı kazutora... Yıllardır, yıllardır gördüğü bir çok rüyanın içinde hep yüzü bulanık ama heyecan dolu bir ses karşılıyordu onu. Kendisi de iyi biliyordu fakat bazı anılar Unutulmaya yüz tutardı. Tora içinde geçerliydi bu.. Önceden yeni geldikleri yerde yaşıyorlardı, babası yüzünden taşınmışlardı. Kazutora küçükken pek fazla dışarı çıkamazdı çünkü genel de ailesinin işleri yüzünden evde tek başına kalırdı, bazen ise camdan dışarı da oynayan çocukları bakıp gülümserdi. Bir gün.. Cama atılan bir top yüzünden tuzla buz olan cam parçaları yüzünü kesmişti. Annesinin kollarının arasına ağlarken babası tüm bunların kazutoranın suçu olduğunu, camdan elalemi izleyecek neyi var diye kızıp gürlemiş sonuç olarak küçücük çocuğu annesinin kollarından alıp dışarı atmıştı.
O zamanlar pek iyi hatırlamıyordu ama ona yardım eden birisi olmuştu.. Elinde kocaman bir kitapla koşan birisi. Kazutorayı ağlarken gördüğün de yanına eğilmiş, bir şeyler diyordu fakat bunu hatırlamak kazutora için imkansız gibi bir durumdu. Daha sonra uzun saçlı ve hoş bir şampuan kokusu ile sıcacık kolların arasında hissetmişti kendisini. Günler geçtikçe kazutora ismini bilmediği bu çocuk ile hep gizliden gizliye sokağa çıkarak oyunlar oynuyor birbirlerine lakalp takıp koşuşturuyorlardı. Bir gün çok yağmur yağdığında ikisi de çok ıslanmıştı.. Her çocuk bşr su damlası kadar şeffaf ve temizdir derler. İşte o gün ikisi de bşr su damlası kadar şeffaf ve narindi. İlk kez orda kendisine Su damlası gibisin... Bence yeni lakabın su olmalı! Denilmişti. Evde genel de kazutoraya hep aşağılayıcı cümleler kurulur bir tek annesi çok severdi.
Fakat iyi şeyler hep bir gün son bulurdu ki kazutora buna hep içtenlikle inanmıştı. Babasının işi yüzünden tokyonun bir ucuna taşınacakları belli olduğun da iki göz iki çeşme sokağa çıkıp arkadaşının yanına gittiğin de onunla son kez sarılıp kucaklaşmışlardı. Su, ateşe veda etmek de zorlanırken ateş suyun etkisiyle küle dönmüştü çoktan. Şimdi ise kollarının arasında sıkı sıkı tuttuğu küçük bir oyuncak ayıdan başka bir şey kalmamıştı ateşe..

Kazutora hep hatırlamak istedi.. Ama bir türlü yapamadı, daha küçüktü.. İsmini dahi unutmuştu. Ayrıldıkları günden sonra ne yemek yemiş ne su içmişti.. Babası o zamanlar kazutoranın bu halini fark ettiğin de az da olsa baba gibi davranıp ilgilenmeye çalışsa da tam olarak yapamamıştı. Annesi de elinden geleni yapmasına rağmen karşılık alamamıştı. Yıllar geçtikte su unutur hale geldi fakat ateş hala yerinde saydı. Odasının bir köşesinde duran o ayıcığı özlemle izlemeye başlamıştı.

Vücudunda hissettiği üşümeyi umursamadı kazutora, tüm bu hatırlar vücudunu esir alıyor, sanki ona acı verir gibi hem yakıyor hemde buz gibi hissettiriyordu. Bir el.. Ona doğru uzanan bir el ve küçük bir çocuk görse de asla bunu yapmıyordu..

Ateş Ve Su Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin