•6•

68 9 1
                                    

Merhabalar minik bir belirtmede bulunmaya geldim. Bu kitapta birkaç dil kullanacağım fakat bilirsiniz ki bazı unsurlar çeviride tam karşılık bulmuyor o yüzden anlam bütünlüğü açısından farklı dil olan kısımları farklı yazı tipi ile yazacağım.

Fransızca: Bu yazı tipiyle

...

Zaman hızlıca akmıştı ve hayata sonu gelivermişti. Bu süre zarfında Aylin benimle pek ilgilenmemişti diyebilirim, bu bahsi geçen "benim ona alışma" sürecimi ondan daha çok ilgi alarak geçireceğimizi düşünmüştüm. Aslına bakılırsa işime geliyordu ama bir yandan da ilgi bekleyen bir çocuk gibiydim. Düşüncelerimin kafamda fırtınalar yarattığı o anın ortasında ardı ardına iki bildirim sesi geldi telefonumdan.

Aylin: Günlerdir deli gibi meşguldüm, seninle ilgilenemedim. Özür dilerim güzelim.

Melis S.: Beni çok ihmal ettiniz Matmazel. Bana olan aşkınız sönüp gitmiş gibi hissettim...

Aylin: Deme öyle sana olan aşkım bittiğinde muhtemel ya dünyanın sonu gelmiştir ya da ben ölmüşümdür aslında ölsem bile sana musallat olurum ki ben yani seni bensiz bırakmam.

Melis S.: Bazen 28 yaşında biriyle değil de bir ergenle konuşuyormuşum gibi hissediyorum.

Aylin: Seninle özüme dönüyorum çocuklaşıyorum be güzel kadın.

Melis S.: Bu güzel bir şey mi?

(Son görülme 10:48)

Melis S.: Sanırım işin var o zaman ben de gidip Denizle takılıyım. (10:49

Melis S.: Senden bir şey rica edebilir miyim? (12:53)
Melis S.:Arada bana yazar mısın? Kafamı dağatmaya ihtiyacım var çok stres oldum.

(Aylin Çevrimiçi)

Aylin: Ah bugünleri de mi görecektim değerli Melis'im ona yazmamı onu sakinleştirmemi istiyor.

Bu mesajı okuyunca kendimi kötü hissettim bende tutuklu kalmış birinden bunu istemek çok adice geldi. Deniz'in seslenişiyle irkilip daldığımı fark ettim. Prensim bana origmiden çiçek yapmıştı...

"Sana yaptım anneciğim. Dün Defne öğretmen yapmayı öğretti ve yaparken çok mutlu görünüyordu."

"Hımm belki size bunu öğrettiği için mutludur çünkü yapmak biraz zor görünüyor prensim."

"Anneciğim biliyor musun ben ilk yaptığım çiçeği Sera'ya verdim sonra Leo bana kendi çiçeğini verdi ama verirken yüzü ben hasta olduğumdaki gibi yüzü rouge olmuştu"

"İlk olarak küçük bey "rouge" Türkçesi nedir?"

"Iıı unuttum."

"Kırmızıydı di mi? Leo ile aran nasıl ki? İyi anlaşıyor musunuz?"

"Iıı sanırım iyi anlaşıyoruz arada saçımı çekiyor beni sevmediğini düşünüyordum ama bana çiçek verdi. Sanırım benimle arkadaş olmak istiyor. Onun çiçeğini saklamak istiyorum."

Sanırım bir oğlan oğluma aşık olmuş. Tabii bu tatlılığa kim aşık olmaz ki küçük Leo da haklı. Bildirim sesiyle irkilip telefonuma baktım.

Aylin: şu putain petit souris beni lafa tuttu mesajım yarım kaldı.

Aylin: Neyseki sen de yazamamışsın seni yine beklettim diye.

Aylin: Sanırım bugünkü date'in için endişelisin.

Aylin: Başka bir kadın için seni sakinleştirmemi istemen çok kırıcı ama sana kırılamıyorum be gündoğumu saçlım.

Aylin: Nerden biliyorsun dersen benim farenin giremeyeceği delik edinemeyeci bilgi yoktur. Ayriyetten beni sinir etmek en büyük hobisi...

Melis S.: Ben bu fareyi sevmedim mahremim kalmadı ya.

Aylin: Ben de senin mahremin olmak istiyorum ama nerde sen gidip elalemin karılarıyla date çık...

Aylin: Şaka bir yana bu gece Deniz'e kim bakacak?

Melis S.: Çok güvendiğim yakın bir dostum var o gelecek. Bir saniye ben sana bunu neden söylüyorum ki?

Aylin: Merak ettiğin için silmeyip bu şeklini attın değil mi? Sorunu şu şekilde cevaplayayım yazmasan bile bir şekilde bulurum ayriyetten Deniz'e bir şey yapmak istesem senin hakkında bildiklerim sayesinde kreşine gidip onu alırdım ve senin Defne'ye karşı olan güvenin de kırılırdı. Bunu yapmam onca yıl sonra cesaretimi bulup yazmışken seni kendimden uzaklaştırmış olur ve bunu neden yapıyım tamam ileri derecede sana odaklıyım ama bu canından çok sevdiğin çocuğunla seni sınamak kadar ileri değil. Ben sana zorla bir şey yaptırmak istemiyorum Melis senin de bana duyguların olsun istiyorum...

Okuduğum mesaj benim isteğim dışında bir güven filizlendirmişti. İstemeden düşünceler zihnimde akıyordu. Biz nasıl oldurduk? Beni sevebilir miydi? Ben onu sevebilir miydim? Benim için ne kadar ileri gidebilirdi? Ben onun için ne kadar ileri gidebilirdim? Deniz onu sever miydi? Çocuğumu kendi çocuğu gibi sever miydi? Onun için ve benim için gerekirse her şeyden vazgeçebilir miydi? Peki ya ben onun için her şeyden vazgeçebilir miydim? Tenimle teni nasıl birbirine karışırdı? Sesi nasıldı? İsmimi inlerken yüzü nasıl görünürdü? Sahi yüzü nasıldı acaba? Gözleri ne renkti? Saçları nasıldı? Gamzesi var mıydı? Beni var mıydı peki?

Bu düşüncelerle nerde olduğumu bile fark etmeden gördüğüm ilk yere oturdum. Onunla beni düşünmekten kendimi alamıyordum. Bu zaaman aralığında hiçbir şey duyamadım hiçbir şey göremedim ne Aylin'in mesajına cevap verebildim ne de çalan kapıyı veya Deniz'in kapıyı açıp sekreterim Lena'yı içeri alıp beni aradıklarını fark etmedim.

"Burada ne yapıyorsun?"

Duyduğum sesle irkildim. Karşımda bana endişeyle bakan açık mavi gözleri fark ettim.

"Korkuttum sanırım özür dilerim kapıyı çaldım hatta aradım ama beni duymadın. Bizim ufaklık da büyümüş bir sürü soru sorduktan sonra anca kapayı açtı"

Son cümlesini söylerken kucağındaki Deniz'i gözleriyle işaret etti. Saate bakmak için telefonumu açtım üç sohbet bildirimi vardı.

Sekreter Lena: Evden çıktım 15 dakikaya oradayım.

Sekreter Lena: Kapıdayım.

Sekreter Lena: Madam evde misiniz? Dakikalardır kapıyı çalıyorum. Sizin için endişe ediyorum

Aylin: Off sana karşı çok zayıfım.

Aylin: Benimle buluşmaya gelirken de böyle hazırlanacak mısın?

Aylin: Keşke şu an gitmem gereken toplantıya hazırlanmak yerine sana gelmek için hazırlanıyor olsaydım ama daha bunu yapmam için çok erken 🥲

Aylin: Hey orda mısın? Uzun bir süre oldu şimdiye cevap vermiştin.

Aylin: Umarım iyisindir güzel kadın.

Aylin: Sekreterin bile sana ulaşamamış cidden çok endişelenmeye başladım.

Defne: Çok üzgünüm Melis. Önemli bir ailevi durum oluştu. Buluşmamızı başka bir zamana ertrlesek olur mu?


Kaleminden Kalbime (GxG) (Yarı Texting)(+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin