Yaya geçidinin ucunda kaldırımın son noktasında durmuş yayalar için yanan kırmızı ışığın sönmesi için direğin üzerinde ki butona bastım.
Benden sonra gelenler de çoktan çevreme doluşmuş ve benimle geçme sırasının onlara gelmesini bekliyorlardı.Direğin dibi beklemek için en uygun yer olmasına rağmen önündeki ne yapıyorsa onu takip eden insan topluluğu teker teker butona biraz daha kuvvetle basmaya başladı.
-sanki benim gücüm yetersizmiş gibi-Arabaların azaldığı bir ara yine aceleci kişiler önden kendilerine hızla yaklaşmakta olan araçların ötesinden geçtiler.
Ben ilk başta bir akıllı siz misiniz amk diye geçirerek onları kınadıktan sonra bir kararsızlıkla arkalarından sürüye katıldım.Ne var ki geç kalmışım.
Benden önce kendinden emin kumpanyayla aramızda ki mesafe 2 metreyi buulurken bana gittikçe yaklaşan güçlü motorun sesini duyamaz olmuştum.İki tekerin güçlü farı gözlerimi aldığında ancak kafam sürücüye meyletmişti.
Saçlarım biraz uçuşmuş yüzümü kapatmıştı.Sürücü doğaüstü bir manevrayla bana çarpmaktan kurtulmuş ve yoluna devam etmişti.
Kazadan kilpayı kaçındıktan sonra içine düştüğüm durumu fark etmiş ve içgüdüsel bir yaşam sevinciyle öfke dolmuştum.Kaşlarımı kontrol edemediğim bir tiksintiyle çattım ve bedenimi uzaklaşan motora döndüm.
Kaskın içinden fırlayan saçları vedalaşırken sallanılan bir mendil gibi veda ediyordu bana.
"APTAL HERİF"
bu iki söz ağzımdan gayrihtiyari çıkmıştı.
Yoksa adamın beni duymasına imkan olmadığını fark ederdim.
Sesim ölüm korkusuyla öyle bir titremiş ve sonunda çatlamıştı ki duyacak olan herhamgi bir insanı intihardan caydırırdı.Eminim geride kalan insanlar gözlerini pörtletmiş karşılarında gerçekleşeyazan kazayı zihinlerinde tekrar oynatıyorlardır.
Trafik lambalarında kırmızının tehditi bitmiş ve boź bakışlarının altında biraz heyecan beliren tüm insanlar karşı kaldırıma koşuşturuyor olsalar da.Bende diğer herkes gibi karşı tarafa koşuşturmaya başladım.
Biraz önce ölümümle öpüştüğüm asfaltın üzerinden gelen tekerlek gürültülerine inat.
Bir dakika ya ışık.O sırada arabaların farlarından yüzüme yansıyan keskin ışığa ve kaşlarımın arasında oluşan hafif ağrıya rağmen kaşlarımı gevşetmeden yeşili bekleyen araçların buğulu camlarına bakıyordum.
Bir passatın arkasından yarışa hazırlanan ganyan gibi en ön sıraya gelen kırmızı motoru gördüm.
Biraz önce beni ezecek olmasına rağmen şimdi durmuş sırasını bekliyordu.
Beyefendi kurallara uyuyor.Bir hiddetle sürücüye yaklaştım.
Kafasını yoldan bana çevirmiş ve motor üzerinde biraz dikilmişti.
Yine tamamen tepkisel olarak elimi kaldırmış ce interkomlu kaskının camlı yerine sağlam bir tokat geçirmiştim.Sonrasında ne yaptığımın farkına vararak adamın kendini savunmak için kaldırdığı ellrinin kaskını çıkardığını ve dağılan kızıl saçlarını düzeltişini izledim.
Anın dalgınlığıyla havada asılı kalan elimi yumruk yaparak geri indirdim.
Ve tam olarak burnu kanayan adamla başlayacak kavgamıza kendimi hazırladım.Adam söyleyeceği laftan son anda vazgeçmiş gibi kaşlarının çatını yumuşatmıştı.
Ki süratını saldırmaya hazır bir it gibi buruşturmuştu.
-ne kadar dikkat ettiniz bilmiyorum ama insanın ödünü koparan bir görüntü-"Pardon"