Gözlerimi açtım,yüzüme gelen saçları kulağımın arkasına attım ve tek nefeste kalktım yataktan. Pencereye doğru yürürken ayaklarımda hissettim rüzgarı. Perde çekilmiş ve pencere ben daha ona ulaşmadan açılmıştı. Bu çocukluğumdan beri vardı,var olandı. Ben bir şey isterdim yapmaya yeltendiğim sırada o olurdu. Annem her zaman 'hayal dünyanda gerçekleştirdiğin şeyleri yaşıyormuş gibi hissediyorsun' der bir kenara atardı beni.
Hazırlanıp yıllarca hayalini kurduğum ve hayallerim arasında tek gerçekleştirebildiğim kuş evime gitmek için yola çıktım. Az önce hayalim dedim aslında yanlış çünkü bu iki kişilik bir hayaldi.
24 yaşımı sürerken ya da "sürüklerken peşimden" hala büyümediğimi görüyorum. 17 yaşımda bıraktığım bir hayal kırığı,hayat çatlağı hiç bırakmadı peşimi. 17 yaşındaydım ve aşıktım. 17 yaşında yapılabilecek en güzel şeydi bu. Adı bile havalıydı "aşk".
Uğrunda çocukluğumu,uğrunda gençliğimi,uğrunda kadınlığımı bağışladığım adam beni 17 yaşımda 17 yanımdan delip geçti.
Aras Uğur elim,ayağım,saçım,tırnağım,çocukluğum,gençliğim,deli çağım. 7 senedir mezar taşım,düş kaçığım.
Aras Uğur benim canımın hayaletiydi..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayalet Sancısı
FantasyElini karnına koydu ve dedi ki; Doğ güzel bebeğim,birlikte çekecek acılarımız var. Bir elini diğer elinin üzerine koydu ve derin bir nefes aldı. Bu nefes,doğmamış bebeğine can akıtmak içindi. Sonuçta canını parçalara ayırıp,ciğerinin büyük bir par...