29 Ekim 2020İlahi Bakış Açısı
En görkemli günlerdendi. Sabahın bir vaktiydi. Salı saatler 08:06.
Güneş şaha kalkmış, ay bütün benliğiyle kaybolmuştu. Küçük kız annesinin saçlarını örmeye çalışırken annesi onu keyifli bir şekilde seyrediyordu.
"Kızım, abin sana pamuk şeker almış onu neden yemedin ?" Küçük kız dudaklarını sarkıtarak annesine baktı.
"Anne ben abime çok küstüm." Annesi tepesinde olan kızına baktı.
"Aa neden anneciğim ?" Annesi ona güzel bir şekilde bakarken küçük kız bu soruyu yanıtlamayı reddetti. "Pekala o zaman, madem sen cevap vermiyorsun ben de gider abine sorarım." Annesinin koluna tutarak gitmesini engelledi küçük kız.
"Anne abim Meşe'yi eve almama izin veymiyor." Küçük kız dudaklarını sarkıtarak annesine yandan bir bakış attı. Annesi bu duruma bir çözüm düşünürken küçük kız dayanamayıp evden çıktı ve minik kedisinin yanına vardı.
"Meşe annem belki seni eve almama izin verir." Bir şey aklına gelmiş gibi gözlerini yukarı kaldırdı. "Buldum meşe, seni eve gizlice girdireyim. Belki o zaman bu havada üşümezsin. Hem benim yatağımın altında bir yer var seni oraya katarım. Ne dersin ?" Meşe cevap vermiş gibi küçük kız "tamam" cevabını verdi.
"Anneciğim, neredesin? Bak hava soğuk gel artık istersen." Küçük kız annesinin ona seslendiğini duyduğu halde cevap vermeden Meşe'yi de alıp gizlice odasına girdi.
"Meşe sen burada bekle beni ben sana yiyecek bir şeyler bulayım, tamam mı ?" Küçük kız mutfağa annesinin yanına vardı ve annesine bir baktı.
"Anne evde peynir var mı?" Annesi onu kediye vereceğini az çok anlamıştı.
"Var Minha'm, dolapta." Minha annesine cevap vermeden hızlıca buzdolabının yanına koştu ve dolabı sevinçle açtı.
"Anne biliyor musun ? Meşe beni çok seviyor." Annesi kızının yanağına minik bir öpücük bırakırken kafasını salladı.
"Evet, anneciğim seni çok seviyor." diye kızını onayladı. Annesi kızına olacaklar yüzünden üzülüyordu. Çünkü ona olacakları sadece o biliyor, bilmekle kalmayıp kendi elleri ile onu bir başkasına teslim ediyordu.
Küçük kız odasına doğru hareketlenirken annesinin telefonunun zil sesi duyuldu. Gözleri günlerce ağlamaktan kan çanağına dönmüş, gözünü açık bırakacak hali kalmamıştı. Annesi belki de bugün son kez onu öpecek, son kez uyuyup onun güzel kokusunu içine çekecekti. Kendinden nefret ediyordu. Böyle bir şey yapmaya her ne kadar istemese de mecburdu. Kalbi her zamankinden daha yoğun ağrıyor, elleri titriyordu.
Annesi küçük kızın kedisi ile olan seslerini duydu.
"Hadi ama Meşe ! Aç değil misin yoksa?" Elleriyle başını okşuyor, kendi kalbi ile onu seviyordu.
Annesinin gözlerinden bir damla yaş süzüldüğünde Meşe hareketlendi ve kapıda onu izleyen annesinin yanına gitti.
"Meşe nereye gidiyorsun?" Kapıda annesini görmesi ile duraksadı. "Anne Meşe'yi içeri almıştım üşümesin diye bana kızdın mı ?" Gözlerindeki hüzün ile kendini açıklama girişiminde bulunurken bile annesinin içinden ağlama isteği geldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kanatları Kırık Kelebek
Teen FictionMinha Minca aylar önce terk edildiği evin tozlu kapılarını aralamak için Denizli'ye gider. Fakat o kapının ardında onu neler beklediğinden bihaberdir ve acı dolu geçmişi ile yüzleşmek zorunda kalır. Onun yaralarına hiçkimsenin faydası dokunamazke...