Sonunda bir köy buldum..Yinede ülkenin içindeyim olaylar yeni yeni olmuş olabilir ama gizlenmem için 1 gün bile yok..Kafamı getirene altın banyosu yaptıracaklarına da eminim..
daha önce başkent den hiç ayrılmamıştım ne haritam var ne de bilgim..
bir dağın üzerinden köyü izliyorum.Köyde askerler yok gibi ..
küçük bir köy için beş altı tane kasap biraz fazla değil mi ?..Havada soğuk,esen rüzgar görünmez bir bıçak gibi yüz kesiyor..Sanırım ülkenin en kuzeyindeyim.
Öyle ki ne işlek bir toprak var ne de askerler..Avcılar beni bir Geyiğe benzetip vurmadan önce köye girmeliyim..
"Saren Köyü"
Saren ismini daha önce bir kitap da görmüştüm ama hatırlayamıyorum..
köyün çamur gibi gözüken donmuş yollarında yavaş yavaş yürüyorum.Solumda birbirinin aynısı evler solumda bir demirci ve ileride bir han var..Küçük bir yer hanın arkasında et kokuları geliyor sanırım hayvanlarda orada kesiliyor..Yürümeye devam ederken demirciden bir adamın çıktığını görüyorum sinirli bir şekilde üzerime doğru geliyor..yürümeyi kestim kılıç savurur diye kendimi hazırlayacaktım ki arkamda ki başka bir adama doğru gittiğini anladım rahatladım ve çıktığı demirciye girdim..İçerisi sıcak ve büyüktü birinin bakmasını bekliyordum o kapının gıcırdamasını duymamak için sağır olmak gerekir..
boyu uzun saçları ve sakalları beyazlamış bir adam merdivenlerden indi
-Kime bakmıştın genç şovalye ?
-Şovalyeler zırhlı adamlardır..
-Ve beyinsiz.. deyip önlüğünü ve eldivenini çıkardı
-Seni buraya getiren nedir ? dedi ne diyebilirim ki ? Varisi öldürmekle aranıyorum ama aslında öldürmedim.Ben mi sadece bir yaverim..
-Ülkenin bu taraflarının bu kadar soğuk olacağını düşünmemiştim belki daha kalın bir giyecek burada bulabilirim?
-Demek öyle...Ülkenin başka nerelerini gezdin ?
oppss...Adam sıkı çıktı
-Kral şehrinde bulundum oradan buraya gelirken de başka köyleri gördüm hepsi bu...
-Evlat ben sadece zırh ve kılıç yaparım onlar seni sadece daha ağır ve daha korumalı yapar.Malesef soğuktan korunmak için yanlış yerdesin..
-Olsa bile giysi alacak param yok. Ne yalan ama yarım kese altın var belkide daha az ama bir deri parçası için yeterdi
-Son müşteri bir kaç altın bırakmıştı istersen onları alabilirsin
altınları alırken
-Adam sinirliydi..yani son müşteri..
-Kasket için yeterince parası yoktu..
-Ama burada baya para var kral şehrinde bile bununla bir sürüsünü alabilir.
suyunu içti..
-Burada tek yalan söyleyen sen değilsin...
Etkiledi yalan yok...bir şey demedim ve altınları daha yavaş şekilde almaya başladım
-Hanın arkasından kendine kıyafet bulabilirsin
bir şey demeden çıktım