Jisung un sırrı, hiç kimseye söylemediği sırrı, uzun zamandır belirsiz aralıklarla aynı rüyayı görmesiydi.
Bazen bu rüya aylarca rüyalarına uğramıyordu, bazense bir hafta boyunca her gün görüyordu.
Rüyada annesiyle beraberdi, ikisi de yaşayan bir ölüydü...
İkisi de beyaz kıyafetler giyinmiş; kanın, ormanın ve karın olduğu karanlık bir peri masalında gecenin içinde koşuyorlardı.Nerede veya ne zaman vampir oldukları rüyadan rüyaya değişim gösteriyordu ama genellikle şöyleydi. Önce Jisung soğuk kapıyordu. Bu kısmın detayları her zaman belirsizdi. Nasıl ya da kimin saldırısına uğradığı rüyada hiç sorulmuyor, hiç cevaplanmıyordu.
Rüya genellikle babasının onu bodruma inen merdivenlerin kapısına doğru sürüklemesiyle ve bir daha asla ama asla oradan çıkmasına izin vermeyeceğini söylemesiyle başlıyordu. Jisung istediği kadar ağlasın, haykırsın, yalvarsın, hepsi boştu. Babasının kalbi taşlaşmıştı.
Jisung başını tahta döşemeye vuruyor, düşüşünü yavaşlatmak için tırabzana tutunmaya çalışıyordu. Ama tırnaklarını geçirse de trabzanı tutamıyordu. Nefessiz bir hâlde merdivenlerin dibine düşüyordu.
Orada, soğuk zeminde oturuyordu. Örümcekler ellerine tırmanırken, böcekler yanı başında dolanırken, gölgelerden fareler çıkıp vikleyerek yuvaları için saçlarından tutamlar çalarken Jisung annesinin babasıyla onu serbest bırakması için tartışmasını ve erkek kardeşinin ağlamasını dinleyerek öylece oturuyordu. Ama annesi ne zaman babasını acımasızlıkla suçlasa babası kapıya yeni bir kilit daha ekliyordu. Kapıda otuz asma kilit olmuştu. Babası Jisung için en üst basamağa bir tas su ile bir tas lapa bırakmak için her gün otuz kilidi teker teker açmak, ardından her birini tek tek kilitlemek zorundaydı.
Sonunda Jisung kilitlerin açılıp kapanırken çıkardığı melodiyi öğrendi ve anahtarlar dönmeye başladığında merdivenin tepesine saklandı. Babasını bekliyordu. Babası dikkatliydi ama yeterince dikkatli değildi. Kapı açıldığı anda Jisung üstüne atladı ve ısırdı. İkisi birlikte paldır küldür merdivenlerden yuvarlandılar. Jisung kendine geldiğinde artık bir vampirdi ve babası yanında baygın yatıyordu.
Ardından annesi geliyordu ve Jisung u kollarına alıp ona her şeyin yolunda olduğunu söylüyordu. Oradan hemen gideceklerdi ama önce Jisung un onu ısırması gerekiyordu. Annesi çok kararlıydı. Jisung un dışarıda yalnız kalmasına dayanamayacağını, daima onun yanında olmak istediğini söylüyordu. Rüyalarda bazen annesi bunun için yalvarıyordu bile.
N'olur. Jisung, lütfen.
Ve her seferinde onu ısırıyordu. Küçükken rüyalarında kanın tadı çilekli gazoz ya da çilek sosu gibiydi. Çok hızlı içildiğinde, hani dondurma gibi soğuk şeyleri hızlı yiyince olan, dondurma ağrısı denen o baş ağrısını yaşatacak türden bir şeydi. Jisung büyüyüp de bir gün parmağındaki kesiği yaladığında, rüyalarında kanın tadı bu tada dönüşmüştü. Bakır ve gözyaşı...
Annesi virüsü aldığında, dönüşümü tamamlamak için insan kanına ihtiyaç duyduğundan Jisung un babasını ısırıyordu. Bu ısırığın babasına bir zararı yoktu çünkü virüs taşıyan biri tarafından ısırılarak Soğuk olunmazdı. Bunun ardından babasını yatağına yatırıyorlardı. Uyandığında en fazla kendini biraz yorgun hissedecekti.
Babası yatağında mışıl ışıl uyurken küçük erkek kardeşi Lix e biraz daha büyüdüğünde onu almak için geri döneceklerini söylüyorlardı. Ardından ana-oğul vampirler, uzun siyah elbiselerini giyiyor ve geceye karışıyor, karanlık sokaklarda birlikte ava çıkıyorlardı.
Onlar iyi vampirler olacaktı. Hastalık üzerinde daha kapsamlı çalışabilmek için kendi kendine virüs bulaştıran bilim insanları, diğer vampirleri avlayan ödül avcısı vampirler, hâlâ kocasıyla yaşayan ve bodrumun altına kazılan mezarında gündüzleri o uyurken kocası ısıtıp yesin diye geceleri yemekler pişiren Yunan vampir kadın gibi. Jisung ile annesi işte böyle olacaktı ve asla -kazara bile- kimseyi öldürmeyeceklerdi.
Rüyada her şey olması gerektiği gibiydi, her şey mükemmeldi, her şey sonsuza dek güzel olacaktı.
Rüyada annesi onu dünyadaki herkesten, her şeyden daha çok seviyordu. Ölümden bile.
Vampir olmak istemiyorum, dedi Jisung kendine defalarca. Ama rüyasında istiyor gibiydi...
________
YA KUSURA BAKMAYIN
Bir ficimin olduğunu unutmusum aaaa
Yine bir gecis bölümü yazdım çünkü ilerde yaşanacak olaylar için önemliiii neyse iste okuyanlara tesekkur ederim aşksınız bayysss571 kelime...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Black City / Minsung
FantasyBlack Cityler tüyler ürperticiydi. Jisung bunu herkesten iyi biliyordu. Görkemli bir kafes, tehlikeli bir hapishaneydi. Lanetliler ve onlarla eğlenmek isteyenler için kusursuz bir mezarlıktı... Jisung son derece sıradan bir partinin sabahında uyandı...