Toplumdaki Yerini Bilmelisin

32 5 17
                                    

Hoş geldin.Ben Beatrix.

Titanic uyarlamalı taekook devam versiyonu yazacağım eğer gerçekte Jack ölmeseydi nasıl devam ederdi?
Bunun cevabını bu ficte umarım alırsınız.

Ama tarihi değiştiriyorum.Neden diye sorarsanız eğer...Nedeni Taehyung'un Instagram postunda 1921 tarihini kullanarak Taekook fotoğrafı yayınlamış olmasıdır.

9 yıl ileriye aldım bence bir şey değişmez.

Yorumlarınızı benimle paylaşmayı ve oy vermeyi unutmayın lütfen.

Medya;
Celine Dion -My heart will go on
BTS V - sweet night

İyi okumalar bebeklerim.
.
.
.
~1921~
Ağzımda sigara,ellerimde kartlar ve masada biletler. Odaklanmaya çalışıyordum.Ki kesinlikle odaklanmalıydım çünkü biletler üzerine karşımdaki 2 Fransız adam ile bahse girmiştim.

Evet...Dünya'nın en büyük ve aynı zamanda Tanrı'nın bile batıramayacağı denilen geminin biletleri için bu oyunu kazanmalıydım.

"Jungkook,sen çılgının tekisin.Elimizdeki her şeyi ortaya koydun."dedi yanımda oturup benimle birlikte Titanik üçüncü sınıf bileti için oynayan kadim dostum Jimin.

Ağzımdaki sigarayı baş ve işaret parmağım ile alıp dumanı yüzüne doğru üfledim.Karşımdaki adamların Korece bilmediğini düşünerekten sesimi alçaltmadan
"Elinde bir şey yoksa,kaybedecek bir şeyin de yoktur Jimin."dedim.

Açıkçası elim çok güzel gitmiyordu ama bunu onlara belli etmemeye çalışarak ortaya kart attım.Zaman ilerliyordu Titanik'in kalkmasına çok az kalmıştı.Bir süre oynadıktan sonra

"Tamam beklenen an geldi.Birinin hayatı değişmek üzere."diyip yanımdaki Jimin'e kart durumunu sordum.Yokum dedi.Sonra karşımdaki Fransız da Jimin'i onaylayarak Yokum dedi.Ama diğer Fransız iki çift diyerek ortaya kartı attı.

Kartlarıma baktım ve tekrar Jimin'e bakarak "Üzgünüm Jimin."dedim derin bir nefes vererek.

"Üzgünmüş,hadi be! Bütün paramızı da koydun."

"Üzgünüm,anneni uzun süre görmeyeceksin."Bakışları değişti ve gülmemi durduramazken sağ elimi yumruk yaparak masaya vurup devam ettim.
"Çünkü Kore'ye gidiyoruz Jimin."

Jimin bağırarak masada biletleri alıp ayağa kalktı ve sevinç çığlıkları attı.Ben ise tam masadaki paraları alırken bir anda kıyafetlerimden sertçe çekildim.Karşımdaki Fransız anlamadığım birkaç Fransızca cümle kurdu ve sağ elini yumruk yaparak havaya kaldırdı.Bana vuracağını düşünüp gözlerimi sımsıkı kapatıp kafamı sağa eğdim.Ama o beni bırakıp kaldırmış olduğu yumruğunu diğer Fransız adama geçirdi.

Yere yığılan adam ben dahil kahvedeki herkesi güldürdü.Gerçekten olmuştu.Sonunda eve gidiyordum.Gülmem dudaklarımdan eksik olmazken arkamdaki Jimin'e döndüm.Benden baya kısaydı ve giydiği kıyafetler onu daha da kısa gösteriyordu.Benden büyük olmasına rağmen abisi gibi kendimi görüyordum.

İçimden geçen sevinç cümlelerini dışa vurarak ona sarıldım.İkimizde bağırıyorduk.Ama sevincimizi çok uzun yaşayamadık çünkü ayrıldığımız gibi başka bir adam ingilizceyi o kadar da iyi bilmediği belirterek "Ahbap.Kore'ye gidiyor Titanik,5 dakika sonra." dedi arkasındaki saati göstererek.

Ağzımdan sesli bir küfür savurarak Jimin'e masadaki bütün paraları poşete koymasını söyledim.Biletler ise bendeydi.
İkimizde ordan aceleyle çıktık.Koşarken bile ağzım durmuyordu çünkü hayatımda bu kadar bir şey sevinmemiştim.
"Artık yüksek sosyete olduk.Afili olduk.Asilzade olup çıktık oğlum."Arkamdaki Jimin de aynı benim gibi bağırarak
"Bu bizim kaderimiz.Gördün mü bak.Ama dostum sen gerçekten çılgınsın."

TİTANİK {taekook}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin