Selam askolarimm
Nabersiniz???
Keyifli okumalar<333
_____
"Bak şimdi, olaya gel! Benim asistan var ya Lia, o anlattı. Hani ben Japonya'dayken Lia'nın Seungmin ile beraber Chan'ın asistanlığını yaptığını söylemiştim ya..." Changbin elindeki Türk kahvesinden bir yudum aldı. Karşısındaki Jeongin dikkatle onu dinliyordu.
"Ee, dökül çabuk! Merak ettim."
"İşte o zaman Lia görmüş, Chan, Seungmin'e karşı çok farklı davranıyormuş. Birisinden hoşlanırsın ya, aynı o şekilde davranıyormuş. Bir de bir gün bunları dip dibe görmüş. Chan, Seungmin'in boynunu öpüyormuş. Benim düşüncem yüzde doksan dokuz virgül dokuz (%99,9) sevgililer. Değillerse Chan yavşak." Changbin'in son dediği ile Jeongin kahkaha attı.
"Kesin sevgililerdir canım. Niye saklıyorlar ki?" Changbin omuz silkti. "Vardır sebepleri."
"İç kahveni, soğutma." Jeongin kafasıyla onayladı ve kahvesinden bir yudum aldı.
"Ay kız bak başka ne anlatacağım! Bizim şirkette Jennie var, tanımazsın da mutlaka görmüşsündür. İşte şirkette başka bir çalışan var, Jisoo. Jennie, Jisoo'dan hoşlanıyor ama Jisoo nişanlı. Aralarını bozmaya çalışıyor. Valla Jisoo'nun nişanlısını benimde gözüm hiç tutmamıştı. Aldatır gibi. Ben zaten Jisoo ve Jennie'yi shipliyorum."
Jeongin gözlerini kıstı. "Sen insanları birbirleriyle shipliyor musun...?"
"Sen shiplemiyor musun?"
"Shipliyorum da...Ne bileyim, senin gibi birisinin insanları shiplemesi garip geldi." Changbin kafasını hafiften sağa yatırdı. "'Senin gibi' derken?"
"Yanlış anladın ya! Of...neyse boşver. Anlatamadım. Özür dilerim..." Dedi ve güldü Jeongin. Changbin elini tutup kendine çekti. "Özür dilemeye gerek yok, yakın bir arkadaşınmışım gibi düşünüp rahat olabilirsin." Yakın arkadaş kelimesi neden olduğunu bilmediği bir şekilde onu rahatsız etmişti.
Jeongin gülümsedi. "Rahat olacaksam ve rahatsız olmayacaksan, bir şey söylemek istiyorum." Changbin kafasıyla onayladı. "Dinliyorum?"
"Sendeki dişil enerji, ablamdaki dişil enerjiden fazla." Jeongin'in dediği ile Changbin anında gülmeye başlamıştı. "Bundan mı rahatsız olacağımı düşündün?" Jeongin omuz silkti.
"İçer misin?" Diye sordu Changbin.
"Aslında çok sık içmem ama içmek istiyorsan biraz içerim." Changbin ile aynı anda gülümsedi. "Kahveni bitirmişsin. Kalkalım mı?" Jeongin kafasını aşağı yukarı salladı.
_______
"Lan ben hafif bir içki istemiştim...Neden böyle oldu bu şimdi...?" Diye geçirdi Jeongin içinden. Karşısındaki sarhoş adama odaklanmaya çalıştı ama pekte başaramıyordu. "Chang...bin...Ben sanırım...biraz fazla içtim...Ah!" Dedi ağrıyan başını tutarak. Kafasını bile zor tutuyordu.
Changbin onu hiçte dinlemiyordu. Sarhoş olmuş, aklı başka yerlerdeydi. Kendi kendine espri yapıp gülmesi de ayrı meseleydi.
"Ahh! Bu karşımdaki yakışıklı da kimmiş? Benimle çıkar mısınız bayım!?" Jeongin, Changbin'in kendisine dediklerini algılamaya çalışıyordu ama kendisi de çoktan sarhoş olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Elevator | HYUNLIX | [Türkçe]
Tiểu Thuyết ChungHayatında yeni bir sayfa açmaya karar vermiş Felix'in yaptığı asistanlık başvurusu kabul olur. İlk iş gününe heyecanla giden Felix, patronu olduğunu bilmediği bir adamla aynı asansörde kaldığından beri hayatında çok şey değişmiştir. Öğrendiği gerçe...