10-

1.2K 42 28
                                    

İstanbulspor Deplasmanı bizim için önemliydi. Adım adım şampiyonluğa doğru gidiyorduk. Doğum günümden beri Nicolò ile görüşmemiştik. Kendini antrenmana vermişti ve ilk 11 başlamak istiyordu. Ona başlamayacağını söylemek isterdim ama hevesini kaybetmesini istemiyordum. Performansı kötüydü ve agresif oynuyordu onu en kritik maçlarda ilk 11 başlatamazdık. Babamla beraber her akşam taktikleri gözden geçiriyorduk. Yedekleri tekrar tekrar kontrol ediyorduk. İkimizde çok temkinliydik çünkü en ufak hata bizi şampiyonluktan edebilirdi.

Maça baskılı başladık. Gayet iyi oynuyorduk. 45+11de Mauro'nun penaltı golüyle 1-0 öne geçtik. İkinci yarı orta saha düşüyordu ve biraz daha zorlanıyorduk. Her an gol yiyebilirdik. Yorulan Milot yerine Nicolò'yu soktuk. 69'da giren Nicolò çok sert bir faul yaptı. İlk baş sarı kart veren hakem Var'dan gelen uyarı sonrasında pozisyonu izlemeye gitti ve geldiğinde sarı kartı iptal edip direkt kırmızı kart verdi. Nicolò oyun alanından çok sinirli bir şekilde ayrıldı. Yanına gidemezdim takımı bırakamazdım. 89'da Nelsson'un mükemmel müdahalesi sonucunda Kerem'in asisti gelmişti ve İcardi'den mükemmel bir gol gelmişti. Önemli bir goldü ama gole sevinemiyordum. Rahatladıktan sonra maç bitmeden Nicolò'nun yanına gittim. Soyunma odasına girdiğim gibi bana sinirli bakan Nicolò'yu gördüm.

"Nic?"

"Ne var Lalin?"

Sinirli sinirli konuşuyordu.

"İyi misin?"

"Sence iyi gibi mi görünüyorum? Tabi maç bitmeden gelmezsin anca maç bitince değil mi? Niye beni umursamıyorsun?"

"Nicolò sakin olur musun?"

Yanına oturdum ve elini tuttum.

"Maç bitmeden oyuncuları bırakmayacağımı sende biliyorsun. Ayrıca seni umursamadığımı kim söyledi seni umursuyorum. Eğer umursamasaydım yanına gelmezdim Nicolò."

"Gelmeseydin o zaman!"

Elimi bırakıp ayağa kalktı. Takım geliyordu o yüzden yan yana görünemezdik.

"Lütfen konuşalım."

Hiçbir şey olmamış gibi soyunma odasından çıktım. Mauro'nun yanına gidip onu tebrik ettim.

"Yine mükemmel bir maç yine mükemmel bir performans aşkın olayım Mauro."

Elini sıktıktan sonra kapıda Nicolò'nun çıkmasını bekledim.
Sonunda çıktığında yüzüme bile bakmıyordu. Takımdan uzak bir yere gittik. Ellerimle yüzünü tuttum.

"Bana bakar mısın?"

"Gerek yok."

"Bebeğim biliyorum sinirlisin ama lütfen beni dinlemen gerek."

"Ne oldu? Yine ne konuşacaksın?"

"Tamam Nicolò sen konuşmamı istemiyorsan konuşmam bende."

Söylene söylene babamın yanına gittim.

Söylene söylene babamın yanına gittim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Orchidea 'Nicolò ZanioloHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin