Bölüm 6 "KORKU"

79 4 0
                                    

Bedenim sanki buz tutmuştu irademi kaybettim o mavi gözlerle bu kadar yakın olmak belkide korkutmuyordu. Adeta kalbimi ellerinin içine almış sıkıyordu , rüzgar ve temiz hava iyi geliyordu irademin yerine gelmesini sağlıyordu kolumu öyle sıkıyordu ki artık uyuşmuştu hissetmiyordum. Nefesini hissedebiliyordum , nefes alışını duyuyordum , tatlı ve sıcak nefesi tenime çarpıyordu. Nefesi tenimi yakıyordu çok değişik bir histi daha önce hiçbir erkekle bu kadar yakın olmamıştım. Diğer kolumu da aynı hızla sıkınca irkildim.

-Kızım beni her gördüğünde böyle aptal gibi bakacak mısın sen ?

Söylediği karşısında bir şey söyleyemedim dilim ağzımın içerisinde dönmüyordu , dönemiyordu.

-Bundan sonra sen Ataman kolejinde mi okuyacaksın ?

Dilim yavaş yavaş çözülmeye başladı

-Evet

-Neden ya başka kolej mi bulamadın kocaman Ankara da ?

-Senin gibi birinin burada okuduğunu bilsem emin ol gelmezdim

-Kes sesini 1 yıl sen çekilmezsin be!

Alaycı bir gülüş attı bana doğru

-Sen kimsin de seni çekeceğim ben aptal küçük kızın tekisin.

-Küçük dediğin kız seninle aynı yaşta dedim , sahte bir tatlılıkla

Rüzgar kafasını iki yana salladı bana sen ne gerizekalı bir kızsın der gibi baktı.

-İki devamsızlıktan sınıfta kaldım.

Biran da feci bozuldum onu belli etmemek için

-İyi banane çekilir misin işim var dedim ve kolunu iterek yanından geçtim. Bu hareketim onu sinirlendirmiş olmalı beni öyle çarptı ki duvara sırtımın morardığına eminim

-Bir daha benim konuşmam bitmeden asla beni itip geçme diye öyle bağırdı ki korktum gerçekten korkuyordum o mavi gözlerden ateş çıkıyordu sanki.

-Karşıma fazla çıkma bu senin yararına olmaz dedi ateş saçan mavi gözlerini gözlerime sabitlerken. Of neden bu kadar güzeldi kalbi bu kadar kötüyken neden yüzü de bir o kadar güzeldi neden ?

Ben bunları düşünürken kolumu bıraktı ve arkasını dönüp ağır adımlarla otobüse yürüdü git gide karanlığa karışıyordu ve gözden kayboldu.

Kendimi toparladım ve tuvalete girdim ihtiyaçlarımı karşıladıktan sonra ayna ya baktım yüzüm gayet iyi gözüküyordu ama bir değişiklik vardı yüzümde "bakışlarım". Her zaman sert bakan gözlerim içimde fırtınalar kopsa da dimdik bakan o gözlerime ne olmuştu içimdeki yıkıntılar dışarı vurmaya neden başlamıştı .18 yıldır hiç bir şeyin buna gücü yetmemiş ken bu çocuğun nasıl olur da yeterdi ?

Onun yanında acaba nasıldı yüzüm acımış mıydı bana ? Her neyse kimse benim irademi yıkamaz dedim kendi kendime yüzümü eski haline getirip tuvaletten çıktım otobüse girdiğimde yerime oturmak için arkaya doğru yürüdüm Rüzgarın bakışlarını üzerimde hissedebiliyorum ama ona bakmaya cesaret edemiyorum.Yerime oturur oturmaz kulaklığımı taktım ve dışarıyı izledim o mavi gözleri her gördüğümde baba mı hatırlıyorum bu durum tam midem ile kalbimin arasında koskocaman bir boşluk oluşturuyor. Neydi ki bu irademi sarsacak kadar kuvvetli olan şey neydi ?

Kafamı Rüzgara çevirdiğimde uyuduğunu gördüm güzelliği bir kez daha canımı yaktı , hayran kalmamak elde değil.

Bir insanın hiç mi kusuru olmaz ?

Bu kadar mükemmellik fazla değil mi ?

Evet belki benim için fazla ama onun için hiç fazla olduğunu sanmam.


"Bütün güzelliklerin birleştiği , mükemmelliği önünde diz çöktüren , masmavi gözlerinin ardında zifiri karanlık besleyen adam dı o . O Rüzgar Güner di işte..."

YENİDENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin