yorumlarinizi bekliyorum (gercek)
Zor bir hayat yaşamıştın.
Acılarını ya da travmalarını kimseyle karşılaştırdığından falan değil ama içinden bir ses senin yaşadıklarını başka birisi yaşasa dayanamayacağını söylüyordu.
Sırt çantanı dizlerinin üzerinden çekip kirli beyaz duvara yasladın ve boş okul binasına baktın. Büyük bina neredeyse dört yıl önce terk edilmişti ve yaşayacak yerin olmadığı için mecburen aylardır bu okulda barınıyordun fakat son zamanlarda gördüğün garip rüyalar(?) ve korkunç suratlar yüzünden oradan ayrılma kararı almıştın.
Bıkkın bir nefes verdin. Gözyaşlarının akmaması için devasa bir çaba harcıyordun. Kalacak yer, yiyecek... Nasıl baş edecektin her şeyle? Elinin tersiyle gözlerini silip kendi kendine güldün.
"Keşke birisi gelip kolumdan tutsa ve beni her şeyin mükemmel olduğu bir yere götürse." Mırıldandın. Bir mucize olması için her şeyini verebilirdin ki zaten kaybedecek çok da şeyin yoktu.
Dizlerine vurarak ayaklandın ve yerdeki sırt çantanı aldın. Yüzünde buruk bir gülümsemeyle sana aylarca barınak olan eski okul binasına baktın. Orada bir günden fazla yaşamış olman aslında mucizeydi çünkü eğer yakalansaydın muhtemelen sonun hapiste falan bitecekti.
"Elvada eski dostum." Dedin fısıltıyla ve ayaklarını neredeyse sürüyerek ana caddeye çıktın fakat caddeye çıkmanla yerinde çakılı kalman bir olmuştu. Baştan aşağı titreyen vücudunu kontrol etmeye çalışırken tam karşında, bir adamın kafasına dolanmış yaratığı izliyordun.
"Siktir, burada da mı varlar?" Korkuyla geri sendeledin ve duvara yaslandın. Üzerinde bir böcek gibi gezinen yaratığın varlığından haberdar olmayan adam ilgisizce telefonuna bakmaya devam ediyordu. Başka kimse görüyor mu diye etrafına bakınsan da herkes gayet normal gözüküyordu.
"Adamı uyarmalı mıyım?" Kendi kendine konuştun fakat bu düşüncenden anında vazgeçmiştin. Hem insanların deli olduğunu sanmasını istemiyordun hem de o şeyin yanına yaklaşmak fikri korkutucu geliyordu.
Karanlık duygular sisine kapılarak gözlerini yaratıktan çektin ve bilinçsizce geriye adım attın. Bu yaratıkları ilk defa terk edilmiş okul binasının içinde görmüştün ve onları, bir kabusun parçası olarak düşünmüştün fakat gündüz gözüyle, okul sınırları dışında da görmeye devam ettiğin bu yapışkan, iğrenç ve korkunç yaratıklar göze hiç de kabus gibi gelmiyordu.
Korkunu hisseden iğrenç avcı; büyük, sarı gözlerini direkt olarak sana çevirdi ve ağıza benzeyen geniş boşluklu yapıyı açtı. Çamurdan yapılmış gibi gözüken bedeni biraz önce üzerine yapıştığı adamdan kolayca ayrıldı ve ağır adımlarla sana yürümeye başladı. Sıklaşan nefes aralıklarınla koşabildiğin kadar hızlı koşmaya çalıştın ve büyükannenden sana kalan tek şey olan boynundaki kolyeyi kavradın.
"G-g-g-ii-t-mee~" Mekanik sesi duyduğunda hiç bilmediğin bir çıkmaz sokakta bulmuştun kendini. Korkudan kasılan bedenini zorlukla hareket ettirerek sesin sahibine döndün. Yaratık; tüm tehditkârlığıyla üzerine eğiliyor, devasa elini yüzüne doğru uzatıyordu. "Oyun o-o-o-y-na- ya-lıım~"
Sırtını dikenli duvara yasladın ve gözlerini sıkıca yumdun. Ölümünün bu şekilde olacağı aklının ucundan dahi geçmemişti. Genellikle açlıktan ya da basit bir trafik kazasında öleceğini düşünüyordun ve kalbinde bir yerlerde yatağında sakince ölmeyi diliyordun fakat bu seçenekler arasında bile yoktu. Yani, seni öldürecek olan yaratığın ne olduğunu ve neden seni seçtiğini bile bilmiyordun ve bu her şeyden daha kötüydü.
"En azından acısız bir ölümüm olsun istemiştim, umarım canımı çok acıtmazsın." Yenilgiyle fısıldadın ve yumduğun gözlerini açarak katiline baktın. Yaratık, etrafa yaydığın çaresizlikle beslenerek büyüdü, güçlendi ve boğazına yapıştı. Yaşamın için çabalamaya bile çalışmadan vücudunu ağırlıksız bir yaprak gibi kaldırmasına izin verdin ve sakince ayaklarının nasıl da boşlukta sallandığına baktın.
"Ne halt ediyorsun?! Kurtarsana kendini!" Boğuk duyduğun erkeksi sesle bulanıklaşan görüşünü çevirdin. Siyahlar içinde bir genç oğlan öfkeyle sana bakıyordu. Erkek, ne kadar halsiz olduğunu fark etmiş olacak ki dişlerini gıcırdattı ve elleriyle hızlı birkaç hareket yaparak yoktan iki tane köpek var etti. Bunun inanılmaz olduğunu düşündüğünü hatırladın ve sonradan bedenin sertçe yere yığıldı.
Genç erkek, yanına koştu ve yüz üstü yığılan bedenini nazikçe kendisine doğru çevirip nabzını kontrol etti. Güçsüz de olsa parmaklarına çarpan hayat işaretini fark etmişti. Büyük bir rahatlamayla seni kucağına aldı ve cebinden telefonunu çıkardı.
"Onu buldum Gojo, durumu çok kötü ve bizi acilen buradan götürmelisin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hopeless Romantic
FanfictionÖlen arkadaşından dolayı kendi dünyasında karmaşıklıklar yaşayan genç, hayatı boyunca bu karmaşıklıklarla uğraşan bir kızla tanışmak 'zorunda kalır'. - Y/N esaslı hayran kurgu - Angsty soft - Mangadan biraz farklı