Hopeless Romantic

İkinci Bölüm

Baş döndürücü ve rahatsız edici bir kulak çınlaması eşliğinde gözlerini yarım araladın. Neler olduğunu kavramakta güçlük çeken zihnin, son hatırladığın korkunç görüntüleri bir film şeridi gibi gözünün önünden geçirirken kulak çınlaması giderek şiddetleniyordu. Korkuyla kulaklarını kapattın ve başını dizlerinin arasına gizledin. Bu pozisyon, küçüklükten beri sık sık tekrar eden panik atak saldırılarından korunmak için zor yollarla bulduğun bir pozisyondu. Ne var ki şu anda panik atak geçirmediğinden dolayı pek de işine yaradığı söylenemezdi. 

"Aah, günaydın tatlı L/N!" mutlulukla şakırdayan erkek sesiyle, başını kaldırarak kapının eşiğine baktın. Oldukça uzun gözüken ince, beyaz saçlı ve garip bir göz bandı takan adam dudaklarındaki büyük sırıtmayla sana bakıp el sallıyordu. "Jujutsu Lisesi'ndeki ilk uykun nasıldı bakalım?" dedi adam ve odanın içine girdi. Kaşlarını çatarak kendini yatağın köşesine çektin ve gereksiz bir korunma hissiyle yorganı omuzlarına kadar çektin.

"Seni hatırlıyorum." neredeyse düşmanca homurdandın. "Az kalsın beni öldürecektin."

Adam, memnuniyetsizce işaret parmağını tıpkı bir çocuğu azarlıyormuş gibi salladı. "Ve sonra seni kurtardım, yanlış yerlere odaklanıyorsun L/N."

YAKLAŞIK BİR GÜN ÖNCE

Genç erkek, yanına koştu ve yüz üstü yığılan bedenini nazikçe kendisine doğru çevirip nabzını kontrol etti. Güçsüz de olsa parmaklarına çarpan hayat işaretini fark etmişti. Büyük bir rahatlamayla seni kucağına aldı ve cebinden telefonunu çıkardı.

"Onu buldum Gojo, durumu çok kötü ve bizi acilen buradan götürmelisin." 

Erkek, telefonu kapattı ve endişeyle titreyen kirpiklerine baktı. Daha yeni kendisi yüzünden yakın bir arkadaşı ölmüşken hiç tanımamış olmasına rağmen seni de kolları arasında kaybederse mahvolacağını biliyordu. 

"Y-ya-yardım," güçsüzce mırıldandın ve bacağında yattığın kişiye bakabilmek için gözlerini araladın. Cılız sesini duyan erkek heyecanla yanağını tuttu ve gözlerine baktı.

"Dayan." erkek fısıldadı. "İyi olacaksın." demesiyle öksürdün. Erkek bir şey daha söylemek üzereyken varlığını ikinizin de bir anlığına unuttuğu yaratık, boğazından gelen metalik sesle iğrenç bir kahkaha attı. Bedenin, korkuyla titrerken erkeğin de ne kadar şaşkın olduğunu fark etmiştin. "Kahretsin." yüksek sesle bir küfür savurdu ve seni nazikçe yere serdiği ceketinin üzerine yatırdı. 

Ellerini yaratığa yönelttiği adan olay yerine ışınlanan hocasıyla ince kaşları öfkeyle çatıldı ve hocasının elinde tuttuğu poşete döndü. "Geç kalma sebebin bu muydu?" gözleriyle hediyelik eşya poşetini işaret etti. Hocası kıkırdayarak poşetten çıkardığı tatlıyı öğrencisine uzattı. 

"Mhm, tadına bakmak istemez misin?" dedi ve kafasını yana çevirdi. O sırada yerde halsizce uzanan bedenini fark edebilmişti. "Oo~ sevgili L/N'mizi bile kurtarmışsın!"

Hoca, kendisine saldırmak üzere olan laneti umursamadan yanına eğildi ve gözünün önüne düşen saçlarını kulağının arkasına ittirdi. "N'aber?" sırıttı. "Hey Megumi, sence de pek sevimli bir suratı-" hocanın sözünü kesen pençelerini sana saplamak üzere olan lanet oldu. Neyse ki yaratık sana dokunmadan önce Megumi'nin daha önceden yarattığı köpeklerden birisi laneti havada yakalayarak parçalamıştı. 

"Gojo, Aman Tanrım, ya ölseydi?! Salak mısın?" Megumi öfkeyle bağırarak yanınıza eğildi ve hemen seni kontrol etti. Kapanmak üzere olan bilincin nedeniyle neler olduğunu anlayamıyordun ve tek gördüğün başında dikilen iki gölgeydi.

Gojo, elini öğrencisinin omzuna atıp sıvazladı. "Ben buradayken kimseye bir şey olmayacağını hala öğrenemedin Megumi," gülümsedi. "Ve yine de olaya tam zamanında akıllıca müdahale ettin. Senden asla şüphe duymadım Megumi."

ŞİMDİ

"Sen kurtarmadın." homurdandın. Aklına seni gerçekten kurtaran kişinin gelmesiyle doğruldun ve adının Gojo olduğunu hatırladığın adama baktın. "O nerede?" Gojo kaşlarını çatığında gözlerini devirdin. "Beni gerçekten kurtaran kişi, nerede o?"

Gojo'nun yüzü aydınlandı. "Ha, Megumi. Bahçede ama-" devam etmesine izin vermeden yataktan atladın. Gojo ise arkandan seslenme gereği duymadan dudağının kenarındaki minik gülümsemeyle koşuşunu izledi.

"İyi bir dörtlü olacaklar."

---

Kısa bir koşuşturmaca ardından nihayet okulun bahçeye açılan kapısını bulabilmiştin ve şimdi cam kapının ardından Megumi'nin oturduğu yeri açıkça görebiliyordun. Derin bir nefes alarak kapıyı araladığında çıkan ses yüzünden Megumi başını kaldırıp sana doğru bakmıştı. Seni gördüğünde dudaklarını birbirine bastırdı ve yine başını eğdi. Kaşlarını çatarak yanına doğru yürüdün ve ayak uçlarını görebileceği yakınlığa gelene kadar yaklaştın.

"Sana teşekkür etmek istedim." sert bir sesle söylediğinde Megumi başını kaldırarak alttan sana baktı.

"Gojo'ya  teşekkür etmelisin." gözlerini devirdin.

"O kör şapşal az kalsın ölümüme sebep oluyordu. Beni o an ikinci defa kurtaran sendin bu yüzden teşekkürümü kabul et." Megumi iç çekti ve başını salladı.

"Önemli değil, bizim görevimiz insanları güvende tutmak." 

Bir şey demedin ve ona bakmaya devam ettin. "Burada neler döndüğünü bana kim açıklayacak? Beni öldürmek isteyen o şey neydi? Neden ben?"

"Bunları açıkladıktan sonra buradan ayrılmayı seçersen hayatın alt üst olacak." mırıldandı ve hafifçe gülümsedi. "Şimdi ve benden duymak istediğine emin misin yoksa önce burada kalıp kalmamaya mı karar vermek istersin?"

Sen de güldün ve pes ederek yanındaki boşluğa oturdun. "Kalıp kalmamaya hiçbir şey bilmeden karar vermem imkansız." dediğinde genç erkek başını salladı.

"Ben kalmıştım."

Tek kaşını kaldırdın. "Pişman mısın?"

Megumi düşünüyormuş gibi kaşlarını çattı. "Hayır, dışarıda her şeyden habersiz oturuyor olmaktansa buradayken dışarıda her şeyden habersiz insanları korumayı seviyorum," güldü. "Bu bazen hayatımı tehlikeye sokmama ya da sevdiklerimi kaybetmeme neden olsa da elimden bir şey geldiği sürece yararlı olmayı seviyorum."

Birkaç saniyelik sessizlik kapladı ortamı. "Bana her şeyi açıklamanı istiyorum Megumi."

Genç erkek merakla sana baktığında başını salladın. "Kaybedecek hiçbir şeyim ya da ulaşmam gereken bir amacım yok. Burada kalsam da kalmasam da bir şey değişmeyecek."

Megumi anlayışla başını salladı ve elini uzattı. "Jujutsu Lisesine hoşgeldin Y/N."