"Benim kızım olur musun?"
O eli asla tutmamalıyıdm.
İmparator bile "ona", İmparatorluğun Şansölyesi Büyük Dük Friedrich'e karşı pervasızca davranamazdı. Sorun şu ki, isteğini reddedemedim.
Dükün domuz gribi yüzünden ölen kızı Veronica'nın yerini alabilecek tek kişinin ben olduğumu duyunca şaşırmıştım.
O zaman reddetmiş olsaydım, belki böyle sefil bir ölümden kaçınabilirdim. Ama Sonunda gülünç görünen yine ben oldum.Toplumun en üst konumlarından birinde olup kadınların kıskandığı ve erkeklerin kur yaptığı bir olmanın ne anlamı vardı ki? Bir zanaatkarın değerli mücevherleriyle süslenmiş bir elbise ne işe yarar? Ya da sadece kağıt üzerinde imparatorluğun Kraliçesi olarak geçmenin ne önemi vardı?
Öldüğünü sandığım Prenses Veronica hala yaşıyor. O döndüğünde artık dünyanın hiçbir yerinde var olmamış olacağım. Ne de olsa bu dünyada bana ait diyebilceğim hiçbir şeye sahip değilim.
"Sen... en başından beri bunu planlamıştın değil mi?
Ne zaman konuşmak için mücadele etsem, karnıma saplanan demir sallanıyordu. Yıpranmış, kanlı elbisemden aşağı akan kan yerleri kirletiyordu.
"Bana kızma. Yaptığım tek şey elimi uzatmaktı. O eli tutmayı kabul eden kişi sendin."
Büyük Dük Friedrich kuru bir cevap verdi. Beni zekice suçlamasına güldüm. Yanında duran Veronica'nın bir şeyler söylediği duyuldu.
"Bu planı hayata geçirmek uzun zamanımızı aldı. Bu yüzden ölü taklidi yapmam gerekti ve yerimi dolduracak birine ihtiyacımız da vardı. Bu süre zarfında oldukça iyi iş çıkardın."
Başımı kaldırıp Veronica'ya baktım.
Ah! Aynadaki yansımam gibi bana benzediğini görünce içim hüzünle doldu. Eğer ölürsem, doğal olarak benim yerime o geçecek. Sadece Kraliçe statüsüne değil, Majesteleri ile benim aramda doğan çocuk bile Veronica'ya anne diyerek büyüyebilirdi.Hayır, olabilirdi değil. Olacaktı zaten. O kadar adaletten yoksun bir durumdaydım ki öfkeden gözlerim dolmuştu.
"Ağlıyor musun? çok üzülme Göründüğümden daha merhametliyimdir. Bugüne kadar yaptıkların ve Tüm sıkı çalışman için sana hoşgörülü davranacağım.
Veronica işaret verdiğinde, arkasında duran şövalye ona kundağa sarılı bir bebek verdi.
Veronica cömert olmaya çalışırcasına uyuyan çocuğun yüzünü gösterdi."Bebeğim, annene veda et. Annecik yakında ölecek."
"...!"
Veronica ağlayan bebeğin elini kaldırdı ve salladı. Gerçekten şeytandan daha acımasız görünüyordu.
"I-Ian!"
Neredeyse şiddetli bir mücadeleyle Veronica'ya doğru süründüm. Demirin verdiği acıyla mücadele etsem de dayanamadım. Eğerki oğlumu kollarımın arasına alabilirsem oğlumun zarar görmesini engelleyebiliridim. Ian'ı onun kollarında görmek beni deli ediyordu.
"Fazla çabalama. Şu anda bu çocuğa gayet iyi bakacağım. Bana "anne" dediğini duyacağım ve sevimli hareketlerini göreceğim. O zamana kadar Majestelerinden kendime ait bir çocuğum olacak elbetki, değil mi? O zaman onu senin yanına göndereceğim."
"S-seni şeytan!"
Ellerim ve dudaklarım öfkeyle titriyordu.
"Çok uzattın ,Veronica."
"Ah, buradaki eğlence yüzünden zamanın nasıl geçtiğini anlamamıştım. Hadi gidelim."
Büyük Dük Friedrich bana baktı ve öfkeyle döndü. Veronica da aynı şeyi yaptı.
"Gerçek adını bilmediğim için sana veda bile edemiyorum. Ama sana en azından iyi bir iş çıkardığını söyleyeceğim, sahte Veronica.
Veronica'nın uzaktaki sırtına bakarak elimi olabildiğince sert bir şekilde uzattım. Devam edemeyeceğimi bilsem de, çaresizlik beni pes etmekten alıkoydu.
"B-bebeğim..."
Ancak bu, çok fazla kan döken vücudun sonu oldu.
Güm.
Ellerim zayıf düştü. Veronica'nın uzak sırtı hatırladığım son şeydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Shadow Queen / Gölge Kraliçesi (Novel Çeviri)
Fantasy"Benim kızım olur musun?" Elena, Büyük Dük Friedrich'in önerisiyle sahte kız oldu. Kraliçe oldu, Veliaht Prens'in oğlunu doğurdu ve konumunu sağlamlaştırdı. Sonra aniden Ölü kabul edilen Prenses Veronica geri geldi. O sadece bir oyuncaktı. Ve sonund...