Hayatın benim için ne kadar da zor geçtiğini bir kez daha anlamıştım dün akşam. Sevdiğim adamla bir kez daha kavga etmiştim. Herkesle kavga etmeye o kadar çok alışmıştım ki. En çokta abimle.
Balkonda oturuyordum. Hava soğuktu. Kış ayında olmamamıza rağmen akşamları hava aşırı derecede soğuk oluyordu. Hava da aynı benim gibiydi. Bir yanarken bir soğuyordu.
Yaptığım kahveden bir yudum aldım. Oturduğumuz deniz manzaralı evimizden uzun süre denize baktım. Çok güzeldi. Aynı bir kuğunun masum masum uyuması gibi. Ay ışığı denize yansıyordu. Denizin onu kucaklamasını ister gibi.
Beni okuldan almaya gelen abim gibi. Abim beni okuldan almaya geldiği zaman öyle sıkı sıkı sarılırdı ki bazen kemiklerimin kırılacağını hissederdim.
Keşke şu anda yanımda olsada bana öyle sarılsa. Onunla olan saçma atışmalarımızı bile özlemiştim. Gözümü kapattım. Onunla olan güzel anıların hepsi film şeridi gibi gözümün önünden geçti.
Gözlerimin kapalı olmasına rağmen dolduğunu hissediyordum. Abimle oyun parkındaydık. Kovalamaca oynuyorduk. Son sürat koşuyordum. Yakalanan kişi ceza olarak dondurma alacaktı. O kedi suratlıya dondurma almak istemediğim için o kadar çok hızlı koşuyordum ki bir süre sonra nefesimin kalmadığını anladım. Arkama baktığımda abim peşimden geliyordu. Onun yavaşladığını görünce bende yavaşladım. Sonra bir anda kendimi yerde buldum. Abim anında yanıma geldi ve "Miniğim dur sakin ol." Ağlamaya başlamıştı. Beni orada yerde acılar içinde kıvranırken görünce ağlamaya başlamıştı.
Ne yapacağını bilemediği için beni kucaklayıp eve götürdü. Eve gelene kadar benden özür diledi hem de sayısız kere. Bende sorunun onda olmadığını tamamen benim yüzümden olduğunu söylememe rağmen inanmadı ve özür dilemeye devam etti.
Koltukta oturuyorup abimi bekliyordum. İlk yardım çantası ile yanıma geldi. Yanıma oturdu. Çantayı açtı, içinden pamuk ve tentürdiyot çıkardı. Pamuğun üzerine tentürdiyotu döktü. "Biraz canını acıtabilir." dedi endişeli bir şekilde. Yavaşça dizimin üzerindeki yaraya sürdü. Canım acıdığı için hafif inliyordum. Pamuğu yaraya sürerken üflüyordu. Bunu yapması gerçekten de iyi geliyordu.
Annemle babamı kaybettiğimizden beri abim bana bakıyordu. Hem de hiçbir şeyimi eksik etmeden. Ama zamanla düşmanları arttıkça bana karşı olan korumacı tavrı daha da arttı. Çok fazla yasak koymaya başladı. Arkadaşlarımla ilişkilerimi kesmemi istedi. Zamanla geçer dedim ama daha da ileri gitmeye başladı. Bahçeye bile adım atamaz hale geldim ve en sonunda da patladım. Ağzıma gelen her şeyi söyledim. Çok pişmanım. Keşke iki küçük çocuk olarak kalsaydık.
Gözümden bir yaş düştü. Sildim ama daha çok arttı ağlamam. Hıçkırarak kaçıyordu ağzımdan.
Sonra bir el ve yarım yamalak duyduğum sesler. Aniden bana sarılıp sakinleştirmeye çalışan birisi.
Kendime gelmeye başlamıştım. Taeyang hala daha bana sarılıyordu. Ben de ona sarıldım. Başını boyun girintime sokup defalarca kez öpücük kondurdu. Bu hareketiyle daha da sakinleştiğimi hissettim.
Bir süre öyle kaldıktan sonra benden ayrıldı. Yanıma oturdu. Elimi tuttu. "Bebeğim bir şey mi oldu? İstersen bana anlatabilirsin." Endişeli bir şekilde bakiyordu bana. Kim endişeli olmaz ki zaten.
"Hayır bir şey olmadı. S-sadece... Sadece a-abimi özledim." Sesim titreyerek çıkmıştı. Taeyang'a sarıldım ve duran ağlamam tekrardan başlamıştı. O da bana sarıldı.
Abimi gerçekten çok özlemiştim. Daha 4 yaşındayken annem ve babamdan kopmuştum. O zamanlar abim 18 yaşına gelmediği için birlikte yetimhanede kalıyorduk. Abim daha o zamanlar babamın işinin başına zar zor geçmişti.
18 yaşına gelince beni yanına aldı. Birlikte yaşamaya başladık. Çok güzel zamanlar geçirmiştik. Hayal gibiydi her şey. O bensiz yapamıyordu ben de onsuz.
O benim tek ailemdi. Şimdi ise tek olan ailemi kaybetmek üzereydim. Kağıttan olan evimiz yağmur damlaları ile daha çok ıslanıyordu.
Ondan ayrıldım. İki elini yüzüme koydu. Baş parmaklarıyla göz yaşlarımı sildi. Sonra bir anda dudakları yapışıp öpmeye başladı. Karşılık verdim. Bunu yapması beni daha çok rahatlatmıştı. O benim şu an sığınağımdı ve bu sığınağımı kaybetmek kendimi kaybetmekti.
Ayrıldım ve ona "Taeyang abimi görmek istiyorum. Hem de en yakın zamanda." Kabul etmesi için kucağına çıktım. Abimle aramızda olanları bildiği için pek yanaşmıyordu onun yanına gitmemi. Kollarımı boynuna doladım. Saçlarıyla oynamaya başladım.
Dudaklarımı büzerek "Lütfen". Güldü. "İyi peki." Dediği anda ona sarıldım. Beklemiyordum kabul etmesini. "Ama birlikte gidicez. Onunla tanışmak istiyorum."