Selamm
Yeni bölüm ile sizlerleyim
Sizlerleyim dediğim max 5 kişi şuan JDNZIXJFBZIENXNeyse moralim bozuldu
Oy vermeyi unutmayınnnİyi okumalarr
●
Hayatımız seçimlerle doluydu. Hepsi az ya da çok bizi etkilerdi. İyi ya da kötü sonuçları olurdu. Şuan yapmak istediğim şeyin ne kadar doğru ya da yanlış olduğunu veya hayatımı nasıl etkileyeceğini bilmesem de belki de ilk defa sonuçlarını düşünmeden hareket edecektim.
Okula gitmemeyi tercih ederek bahçeden çıkıp beni getiren arabaya geri bindim. Şoför bana ne yapmak istediğimi anlamak ister gibi baksa da bu konuda ona cevap vermedim.
"Meydandaki café'ye." Sanki bunu yapamayacakmış gibi bana baktı. Bunu zaten tahmin ediyordum, sorun çıkaracağının da farkındaydım ama bunların beni engellemesine izin vermeyecektim."Melesef babanız sizi okula bırakmam gerektiğini söyledi." Oflayarak ona döndüm.
"Hadi ya, eminim babam arabayı çarpıp sonra kimseye söylememeni de istemiştir." Bahsettiğim olay geçen hafta yaşanmıştı. Zaten babamın çalışanlarının hiçbirine güven olmazdı.
İlk başta bir şey diyemese de sonra arabayı çalıştırdı.
Zaten hayatımı nasıl şekillendirmem gerektiğini bilmiyorken, bir de çalışanlarla uğraşamazdım.
Café'ye girip kendime bir kahve aldığımda bana kahve hazırlayan kızın oldukça gergin olduğunu gördüm. Hatta o kadar düşünceliydi ki az kalsın sütü yere döküyordu. Para üstünü verirken bile elleri titriyordu.
"Afedersiniz, dalgınım biraz." Sonra arkamdaki müşterinin kahvesini hazırlamaya başladı. Başta fark etmesem de göz altlarındaki morluklar göze çarpıyordu. Aslında ben de ondan pek de farklı görünmüyordum.
Kahveyi alıp masalardan birine oturmak yerine parka gitmeye karar verdim. Parktaki banklardan birine oturduğumda kafamı dağıtmak için telefonu elime aldığımda duraksadım.
Şuan ne yapıyordum ben? Neden sanki her şey normalmiş gibi davranıyordum?
Sorunlarımdan kaçmaya çalışıyordum?Oysaki yüzleşmem gereken gerçekler ve kendi içimde cevaplamak istediğim sorular vardı.
Birincisi, kaza ile ilgili ne zaman babamla konuşmaya çalışsam beni geçiştiriyordu. Başta acımdan dolayı olduğunu düşünsem de o yüzden olsaydı direkt olarak konuyu kapatmamı söylerdi.
İkincisi, kazadan 2-3 dakika önce bile annem ile babamın tedirgin olduklarını hatırlıyordum. Sanki kötü bir şey olacağını biliyor gibiydiler.
Ve son olarak üçüncüsü, çarptığımız aracın sürücüleri hala bulunamamıştı çünkü olaydan hemen sonra kaçmışlardı. En azından babam öyle söylemişti.
Ben bu şekilde düşüncelere dalmışken elimdeki telefon titredi.
054********: daha ne kadar orada öylece oturmayı düşünüyorsun?
İlk 20 saniye mesajla bakıştıktan sonra oflayarak parmaklarımı ekranın üzerinde hareket ettirdim.
Defne: şuan senin gibi bir belirsizlikle ugraşamayacak kadar yorgunum
Defne: o yüzden ya kim olduğunu söyle ya da bana göz kırpan engel tuşuna basacağım
054********: kim olduğumu söylesem de beni tanıyacak mısın ki?
Defne: öyleyse şuan tanımadığım birisiyle tanışmak istemiyorum, iyi günler.
Cevap vermesine fırsat tanımadan karşıdaki kişiyi engelleyip arkama yaslandım. Kahveyi bitirip café'den çıktığımda o kadar boşluktaydım ki nereye gideceğimi bile bilmiyordum.
Ani kararla bu sefer de sahile doğru yürümeye başladım. Belki de biraz yürüyüş yapmak iyi gelirdi.