Saat akşamın sekiz buçuğu ; Duygunun içinde çok garip bir his vardı, neredeyse ağlayacaktı.O da haklıydı sonuçta ailesinden, sevdiklerinden ayrılıp okumak için yurda buraya gelmişti.Yok hayır ağlayamazdı, ağlamamalıydı babasına söz vermişti.Ama ranzasının çaprazında yatan kız ağlıyordu hem de zırıl zırıl..Duygu'nun içi burkuldu vee kendini koyverdi.Yaz mevsimi aklına geldi ne de hoştu.Ne hoşu yaa çok çok güzeldi.Kardeşi aklına geldi. Ona 'Meleğim' diye seslenmekten çok hoşlanıyordu ama artık onu köyde bırakmıştı. Hayallerinden biri de okuduktan sonra kardeşini de okutmaktı. İlk günün heyecanı ile kızlarla birlikte uyuyamıyorlardı. Ama bir de bakmış ki sabah olmuş alarmlar saat sabahın altısında ötüyordu. Allah'ım bu da nedir yaa.Neyse kalkıp üstünü giyip, saçını başını yapıp aynanın karşısına geçince kendisiyle gurur duydu ve şu kelimeler ağzından bir tespihin ipi kopunca dökülmesi gibi döküldü :'YAPABİLİRİM'. Ve haydi okulaa. Burasını çok sevmişti çok hoştu çünkü. Çok yakışıklı tipler vardı. Ama sınıfını sevmemişti. Çünkü sınıfta garip ismi olan bir kız vardı ve çok tuhaf bir şekilde Duygu'ya bakıyordu. Neyse ilk gün Allah'ın izniyle böyle geçti. İkinci günde ise Duygu açılmaya başladı..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANLAMADIN .
Teen FictionTekerlekli sandalyedeki bir çocuğa aşık olan genç kızın hayatı, hayalleri, umutları...