Aşık Oluyor Gibi

586 41 6
                                    

Sabah sabah burnuma dolan yanık kokusu ve de kulaklarımı dolduran 'Freed from desire' şarkısıyla açtım gözümü. Rahatsızca esnedikten sonra tavanla bakışmaya başladım. Ama bir süre sonra evde bizimkiler olduğunu hatırlayınca yataktan fırladım ve hemen mutfağa geçtim. (Salon ve mutfağı birleşik düşünün hemen)

Kerem üstünde dün geceden kalmış tişörtü ve altında da beyaz baksırıyla duruyordu. Barış onun aksine tişörtünü çıkarmış pantalonuyla ütü masasında bir adet pantalon ütülemeye çalışıyordu. Berkan evin içinde zıplayarak hoparlörden açtığı şarkıyı söylüyordu.

"Neler oluyor burada?" sesim tahmin ettiğimden daha kısık ama daha sert çıkmıştı. Barış'ın gözleri beni bulduğunda ütüyü pantalondan çekti. Kerem far görmüş tavşan gibi gözlerini açıp bana döndü. Berkan kendini koltuğa bırakıp şarkının sesini kıstı. Tek eksik Yunus'tu

"Ben dedim kız uyanacak diye yaptığını beğendin mi Berkan?" Kerem elinde tuttuğu maşayı alıp Berkan'a fırlattı ama ani bir hareketle maşayı havada yakaladım "fırlatma dan Kerem'cim" dedim uyarır bir tonda sonra da gidip maşayı alıp tezgaha bıraktım.

"Muslera gidince seni mi işe soksak Asel baksana fena top tutmuyorsun" Barış'ın ironi amaçlı söylediği şakayı duymazdan gelmeye çalıştım ama cevap vermeden edemedim "top tutmadım Barış üstelik biz buna refleks diyoruz"

"Refleksini yesinler senin" Ona göz devirip Kerem'e döndüm. Altını yaktığı börekleri çevirmeye çalışıyordu. "Kerem sen ne yapmaya çalışıyorsun?" diye sordum. O haline gülmemek elde değildi o da önlük giymişti. "Görmüyor musun Asel kahvaltı hazırlıyorum"

"Haşlanmış yumurtalar umarım kayısı kıvamındadır diğer türlüsü hoşuma gitmiyor" dedim. "Kusura bakma bu sabah sporcu kahvaltısı yapmak zorundasın" dedi. "Hayır zorunda falan değilim, ayrıca bu yanık kokusu böreklerden de gelmiyor değil mi? Başka bir şey bu" etrafıma bakarak söylenirken Barış birden ütünün fişini çekti ve ellerini kaldırarak kendini geriye attı

"Üzgünüm ama ben de ütü yapmayı annemin karnında öğrenmedim, Kerem kusura bakma kardeşim" anlaşılan o ki Barış Kerem'in pantalonunu yakmıştı. Kerem sinirden yerinde bir kaç kere zıpladı sonra da Barış'a"Bana bir pantalon borçlusun Barış" dedi. Gülerek Barış'ın yanına gittim. Tam diz kısmını yakmıştı. Pantalonu kaldırıp inceledim.

"Yırtık paça pantalonlara benzemiş Kerem bişey olmaz moda niyetine giyersin" dedim. Kerem acıyan gözlerle bana bakıp önüne döndü. "Yunus nerede?" sorduğum sorudan sonra hepsinin gözleri bana döndü. Bu sorunun cevabını sanki onlar da bilmiyor gibiydiler. "Yok abi bırakıyorum kahvaltı işi bana göre değildi zaten" dedi Kerem ve ocağı kapatıp yanıma geldi sonra da pantalonu alıp bir çırpıda giydi

"Al benden de o kadar kahvaltımı dışarıda yapar sonra da eve geçerim" Barış da koltuğa fırlattığı tişörtü alıp üzerine geçirirken zaten giyinik olan Berkan da şarkıyı tamamen kapattı "kusura bakma Asel ben de eve giderim şimdi" şaşkınca onlara bakarken birden hepsi evi terk etmişti. Yunus'un nereye gittiğini bile ogrenememistim. Öte yandan etrafa bakınca da her şey berbat görünüyordu.

Oflayarak elimi yüzümü yıkamaya gittim. Sonra da üzerimde ki tişörtü çıkartıp rahat olabilmek adına crop ve şort giydim temizlik beni bekliyordu.

Salondan başladım. Koltukları düzelttim sonra da fazlalık bulaşık tabakları alıp mutfağa götürdüm. Her yeri temizlemeye başladım. Cidden yorucuydu iyiki bu çocuklarla aynı eve falan çıkmamıştık yoksa al başına belayı yani. Telefonumun çalmasıyla hızlı adımlarla gidip baktım. Nicoló arıyordu

Golden Boy - Nicoló Zaniolo Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin