Aldım Başıma Belayı

629 38 22
                                    

Gözlerimi açtığımda güneşin doğduğunu gördüm. Alarm daha çalmadığı için sevinirken birden alarmın ve devamında telefonuma gelen bildirimin sesini duyunca telefonu elime aldım. Önce alarmı kapattım sonra da Nicoló'nun attığı mesaja baktım.

Nicoló Zaniolo;
Günaydın!
(10:00)

Siz;
Günaydın?
Bu saatte uyanacağımı nereden bildin?
(10:01)

Nicoló Zaniolo;
Tahmin ettim sadece
(10:01)

Siz;
Öyle olsun bakalım, şuan neredesin ne yapıyorsun?
(10:02)

Nicoló Zaniolo;
Şuan antrenman için tesislerdeyim
(10:02)

Siz;
Kolay gelsin, işim erken bitebilirse uğrarım
(10:03)

Nicoló Zaniolo;
Çok sevinirim, sonra görüşürüz
(10:03)

Siz;
Görüşmek üzere
(10:03)

Nicoló mesajımı begenince ben de vakit kaybetmeden telefonu kapatıp yataktan fırladım. Hızla banyoya gidip işlerimi hallettim. Günlük klasik bakım rutinimi uygulayıp dolabımın başına geçtim ve kıyafetlerimi ayarlamaya başladım. Fazla abartılı ama sade de olmayan bir kombin olması gerekiyordu. Siyah kurtarıcı rengim...

Balıkçı yaka siyah düz bir elbise, siyah deri topuklu botlar ve de deri çeketimle kombinimi bitirmiştim. Son olarak mini siyah çantamın da içine eşyalarımı hazırlayıp makyaj masasına oturdum. Yaklaşık 20 dakika sonra makyajım da bitince fazla vakit kaybetmeden eşyalarımı alıp evden çıktım.

Rastgele bir taksi çevirdikten sonra telefonumu açtım. Altay'ı aramam gerekiyordu ama dünden sonra onunla şuan konuşmak bile istemiyordum. Bugün bu işi bir şekilde bitirmem gerekiyordu, zaten dün geceden sonra her şey daha da berbat bir hal almıştı bu yüzden bugün bir şekilde bu iş bitmeliydi.

Altay'ı aramak istemediğim için nerede buluşacağımızı içeren bir mesaj attım ve sonra da diğer kadını aradım. "Günaydın efendim, ben Asel numaranızı dün almıştım"

"Günaydın Asel hanım, ne zaman bulusabiliriz?" diye sordu. Düşündüm sonra da "Bir saat sonrası uygunsa ayarladığımız yerde" dedim. Heyecanla bana "Çok iyi düşünmüşsünüz orada olacağız" dedi. Bir şey söylemeden telefonu kapatıp arkama yaslandım. Sesli bir şekilde karnım guruldayınca şoförden özür diledim. Günlerdir yeme bozukluğum da artmıştı. Sağlam bir düzene yeniden ihtiyacım vardı

Sonunda taksiden inince hızla içeriye girdim. Bugün İstanbul daha soğuktu sanki. Umarım Altay kadından önce gelir de onunla da konuşabiliriz

"Asel!" beklediğim gibi de oldu. Altay geldi

"Günaydın Altay, forma ve tişört hazır mı?" diye sordum. "Günaydın sana da, ve evet hazırlar bakmak istersen-" lafını yarıda kesip masaya geri oturdum. "Gerek yok" dedim net bir sesle. Kadının karşıma geleceğini bildiği için benim yanıma oturdu ve bana biraz yaklaştı "Basına açıklamakta kararlı mısın?" diye sordu.

"Daha ne kadar gizli kalabilir ki? Anla artık Altay biz diye bir şey kalmadı!"

"Bir ihtimal daha var, yani her zaman vardır yeter ki bana bir şans daha ver Asel lütfen" Ayağa kalktım. Ben kalkınca o da kalktı önce göz ucuyla etrafa baktım kimse yoktu bu saatte bu zamanlarda burasının da boş olması çok normaldi. Altay aptal gibi yüzüme bakarken tam ona bir tane tokat atmak istiyordum ki arkadan o kadını ve çocuğunu görünce gülümsemek zorunda kaldım.

Altay hala bana bakarken elimle gizlice arka tarafı işaret ettim. Altay da arkasına döndüğünde çocuk birden durdu. Saniyeler sonra da gülümseyerek Altay'a koştu ve ona sarıldı. Kadın da gelince birbirimize başımızla selam verdik. Altay çocuğu kucağına aldı. Sonra da karşımıza oturdu. Onlar keyifle sohbet ederken kadın da benim yanıma oturdu.

Golden Boy - Nicoló Zaniolo Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin