Giriş

2.2K 21 4
                                    

Bir insanın ilişkisinin olması neden başkalarının gözünde bir başarı sayılıyor bilmiyorum, ama Yelizle 6 aydır devam eden 'mutlu' bir ilişkimiz var. En azından insanlar bunu bu şekilde duymak istiyor. Mutlu ilişki ne demek onu da bilmiyorum. Bir şeyi yaparken mutlu olmam için neden illa ki o şeyi karşı cinsten biriyle yapmam gerekiyor hiç bilmiyorum. Birlikte sinemaya gitmek, neden sinemada izlediğim filmden daha önemli bir konu haline geliyor bunu hiç bir zaman anlayamadım, sanırım herkesin aksine ben mutlu olmayı bilmiyorum. Dünyada bir sürü ilginç konu varken neden iki insanın ilişkisi filmlerde, dizilerde ve kitaplarda ana konu haline geliyor, bunu hiç bir zaman anlayamayacağım sanırım. Ben hiç aşık olmamışımdır belki de, ama aşık olsam bile bu benim birinci gündemim olur muydu bilmiyorum. Neden ilişki yaşıyorsun o zaman sen mal mısın diye sorabilirsiniz, buna vereceğim cevap ise sadece cinsel dürtülerim olacaktır. 

Bu anlamsız giriş için özür diliyorum. Adım Can, Yeliz de tahmin edeceğiniz üzere benim kız arkadaşım. Diş hekimliği 3. sınıf öğrencisiyim, Yeliz de çalışma ekonomisi 3. sınıfta okuyor. Ben pek yakışıklı sayılmam, ortalama 174 boylarında, çelimsiz denebilecek, belirgin bir özelliği olmayan bir tipim. Yeliz ise 172 boyunda, sarışın, oldukça çekici, sportif ve güzel bir kız. Senle ne işi var böyle bir kızın diye sorabilirsiniz, çünkü ben de soruyorum. Kadınları hiç bir zaman anlamadım zaten. Cinsel olarak neyi çekici bulduklarını da bilmiyorum. Sonuçta kadın estetik bir varlık, pürüzsüz bir cilt, parlak saçlar, güzel bir yüz ve tabii ki benim fetişim olan narin estetik ayaklar. Bana çekici gelen şeyler bunlar. Kadınlar ise erkekte neyi estetik buluyor hiç bilmiyorum. Kıllı bir cilt, güzel olmayan, sadece sakal ve bıyıkla şekillenen bir yüz, kıvrımsız, ölçüsüz, memesiz, dümdüz, daha çabuk terleyen ve kokan bir vücut. İnsanlar ayakta ne bulduğumu, nesini estetik bulduğumu sorguluyor, oysa ki kadınların erkek vücudunu beğenmesi daha anlaşılmaz bir fetiş bence. 

Neyse, yine konudan saptım. Daha önce de bir çok ilişkim oldu, ama ilk adımı hiç ben atmadım. Sanırım kadınları anlamadığımın farkındalığıyla gelen özgüven, kadınlara bir şekilde çekici geliyor. Yelizle de bir bahar şenliğinde bu umursamazlıkla tanıştım. Etrafımdaki tüm abaza arkadaşlarımın onu tavlamaya çalışırken, benim ona sıradan biri gibi davranmam, daha önceki ilişkilerimde olduğu gibi onda afrodizyak etkisi yaratmıştı. Burda asıl anlamadığım konu ise, kadınların çoğunluğunda bizdeki gibi tek seferlik şehvet anlayışı olmaması. Neden cinsel doyum sonrası illa ki bir ilişki kurulması gerekiyor ki? Yelizle olan ilişkimiz de böyle başladı. Yukarıda yazdıklarıma bakmayın, ben de toplum baskısından nasibini alan sıradan biriyim. Yeliz gibi bir kızın benimle ilişki kurmak istemesi, tabii ki benim reddetmemem gereken bir şey. Bunu yaparsam çevremin gözünde ya gay olurum, ya da gerizekalı. Yanlış anlaşılmasın, Yelizle takılmayı seviyorum, ama ben ilişkilerden sıkılıyorum sanırım. Sırf Yeliz istiyor diye birileriyle kahvaltıya gitmek, bir yerde boş boş saatlerce oturup çay kahve bira içmek, ilgilenmediğim konuları dinlemeye çalışmak beni gerçekten yoruyor. Bunu yapmadığım zaman ise ilgisiz ve umursamaz bir odun oluyorum. Ama aynı zamanda Yelizden ayrılmak da istemiyorum. Neden diye sorarsanız, buna vereceğim cevap yine cinsel dürtülerim olacaktır. 

Yine böyle sıradan bir 'mutlu' günde, Yelizin liseden bir arkadaşıyla buluşacaktık. Adı Mertti, liseden arkadaşlardı, üstelik İzmirde aynı mahallede yaşamışlardı. Ancak üniversiteyi kazandıklarında farklı şehirlere dağılmışlar, iletişimleri de azalmıştı. Mert ise bir arkadaşıyla gezmeye gelmiş, gelmişken de Yeliz ve beni de görmek istemişti. Arkadaşı aynı gün dönecek, Mert ise bizle görüşmek için bu gece kalacaktı. Mertle 2 ay önce bir arkadaş etkinliğinde tanışmıştım aslında, biraz muhabbetimiz vardı, ancak çok fazla vakit geçirdiğimiz söylenemezdi. Yeliz, ev arkadaşı Beyzayla birlikte kalıyordu. Ben de bölümden bir arkadaşla ayrı bir evde kalıyordum. Bu akşam Mertle Yelizlerin evde buluşacak, beraber takılacaktık. 

Okuldan sonra Yelizle buluşmuş, votka, bira, çerez ve yemeklik alışverişi yapıp Yelizlere geçmiştik. Mert'in biraz işi vardı, Yelizin attığı konuma akşama doğru 6-7 gibi gelecekti. Biz de bu sırada Beyzanın da yardımıyla hazırlıkları tamamlamıştık. Saat 6 olduğunda ise zil çalmış, Mert kapıda belirmişti. 

Yeliz : "Oo paşam gelmiş hoşgelmiş"
Mert : "Hoşbulduuk, valla özledim kız"
Ben : "Hoşgeldin Mert"
Mert : "Oo brom naber, iyice zayıflamışın sen"
Yeliz : "Sorma, çizgi gibi oldu iyice, kilo da aldıramıyorum."
Beyza : "Hoşgeldin Mert, naber"
Mert : "Oo Beyza hanım da burdaymış, iyiyim senden naber"
Beyza : "İyiyim ben de nolsun işte, gelsene içeri"

Mert Yeliz ve Beyzayla içeri geçmiş, ben de Mert'in ayakkabılarını içeri alıp arkalarından salona geçmiştim. Alkol içene kadar çok konuşkan biri değildim. Biraz içtikten sonra muhabbete daha çok dahil olacaktım. Beyza Mert'i benden daha çok seviyordu, onunla daha çok muhabbeti vardı. Benimle bir sorunu yoktu, ancak Mert'i daha eğlenceli bulduğu da bir gerçekti. Açıkçası beni sevmese bile bunu pek umursamazdım, önemli olan benim ve Yeliz'in ne düşündüğüydü. 

Az sonra yemeğe oturmuş, havadan sudan sohbet etmeye başlamıştık. Yeliz'in mahalle ve lise anılarına geldiğimizde saat 9 olmuştu bile. Sonrasında salondaki kanepeye oturmuş, ortadaki sehpaya votka-redbull, bira ve çerezleri getirmiştik. Bir iki votkadan sonra ben de iyice muhabbete dahil olmuştum. Eğlenceli bir akşam oluyordu. İçtikçe muhabbet daha keyifli hale geliyor, kahkahalar çoğalıyordu. Ancak bir süre sonra bir durgunluk olmuş, muhabbet kısa süreliğine durmuştu.

Beyza : "Napsak bişeyler mi izlesek"
Yeliz : "Yok ya, 40 yılda bir geliyor çocuk zaten, filmle diziyle heba etmeyelim, eğleniyoruz işte"
Ben : "E oyun fln oynayalım isterseniz"
Mert : "Oluur nasıl derseniz, ne oynicaz"
Beyza : "E böyle eğlenceli bişeyler olsun, zorlamalı cezalı fln"
Yeliz : "Klasik şişe çevirmece geyiğine girmeyelim ya ahaha"
Beyza : "Tam o geçiyodu valla aklımdan ne yalan söyleyim"
Ben : "Yok ya ben de hiç uğraşamam yok kalk dans et yok camı aç bağır fln"
Beyza : "E iyi, cesaret olmasın madem, sadece itiraf olsun olmaz mı"
Yeliz : "E şişe çevirmece değil mi o işte ya"
Beyza : "Öyle değil ya, sırayla herkes bi sırrını söylesin işte, ne bilim ben ya da siz bulun"
Mert : "E iyi bana uyar"
Yeliz : "Bana da uyar, sizden mi çekinicem"
Ben : "Olur bana da uyar"
Beyza : "O zaman ilk kim başlıyor"
Ben : "Şu votkalar bitsin, ikinci bölümde devam edelim isterseniz"
Yeliz : "Olur canım, çok uzatma ama ikinci bölümü olur mu, zaten kısa bi hikaye"
Ben : "Yok ya uzatmam, bugün yarın atarım"
Mert : "O zaman hadi fondip"






İlan-ı boynuzHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin