Boktan bir bölüm

1.6K 22 17
                                    


Banyo ile Yelizin yatak odası yan yanaydı. Gülüşmeler ve anlaşılamayan konuşma sesleri yerini önce bir kaç dakikalık sessizliğe, sonrasında hafifçe inleme seslerine bırakmıştı. Sonrasında şiddetli bir inleme sesi duymaya başlamıştım. Bu ses Yeliz'e aitti, Beyza'nın sesini duymuyordum. İnlemeyle birlikte periyodik bir yatak gıcırtısı sesi geliyordu. Arada çok az da olsa Beyza'nın da iniltisini duyabiliyordum, ancak baskın ses Yeliz'e aitti. Bu şekilde kaç dakika geçtiğini bilmiyorum. Hissettiğim yetersizlik ve kıskançlığın toplamı kadar zevk alıyordum. Bu çok ilginç bir duyguydu. Sertleşmiştim, ancak mastürbasyon yapmaya cesaret edemiyordum. Yerde sırt üstü yatıp, duyduğum seslerden bulundukları pozisyonun resmini kafamda canlandırmaya çalışıyordum. Alkolün de verdiği etkiyle gözlerim kapanmış, içim geçmişti. Ne kadar süre bu şekilde uyuyakaldığımı bilmiyorum. Süre kavramım kalmamıştı. Göğsümde hissettiğim bir ağırlıkla ve duyduğum sesle birlikte aniden kendime gelmiştim.

- "Ne yaptığını sanıyosun sen"

Bu Yeliz'in sesiydi. Gözümü açtığımda karşımda ayakta devasa bir şekilde duruyordu. Tek ayağını göğsüme koymuştu, çıplaktı. Ben ise yerde bir böcek gibi yatıyordum. Ayağının altında olduğum için, görüş alanımda sadece bacağının ayaktan dizine kadar olan kısmı ve göğsünün üstü vardı. Kendimi hiç bu kadar ezik hissetmemiştim. Ben kendime gelip ne olduğunu anlayana kadar Yeliz ayağıyla göğsüme canımı acıtana kadar bastırıp tekrar konuşmaya başlamıştı.

Yeliz : "Ben sana burayı temizleyeceksin, pırıl pırıl yapacaksın demedim mi"
Bunu beni tatmin etmek için yapmıyordu, gözlerinde tiksinmeyle karışık bir öfke vardı. Yüzü pembemsiydi, belli ki oldukça zevkli zaman geçirmiş ve boşalmıştı. Buna rağmen bana olan hırsı devam ediyordu. 
Ben : "Uyuyakalmışım, özür dilerim"
Yeliz : "Uyuyakalman için yatman gerekir, demek ki çalışmayıp yattın burda it gibi. Mert haklı, sözümüz sana geçmiyo belli ki. Söyleyince olmuyo, illa dayakla anlıyosun demek ki"
Ben: "Özür dilerim, söz temizlicem hemen"
Göğsümdeki ayağını kaldırıp aniden suratımın sağ tarafına ayağının ayak parmaklarının altındaki sert kısmıyla vurmuştu. Yumruk yemiş gibi olmuştum. Aldığım darbeyle yüzüm yan dönmüştü. Sonrasında sağ yanağımda ağırlık hissettim. Ayağıyla sağ yanağıma basıp sert bir tonda konuşmaya başlamıştı.
Yeliz : "Birincisi, hala ısrarla emredersiniz efendim demeyi öğrenmiyorsun. İkincisi, sana söylediklerimiz bir kulağından girip öbür kulağından çıkıyor. Üçüncüsü, biz izin vermedikçe konuşmayacaksın diye duvara yazı asmamız mı gerekiyor anlaman için?"
Yeliz konuşurken içerden Mertle Beyzanın kıkırdama seslerini duyabiliyordum. Belli ki onlar aralarında eğlenmeye devam ediyordu.  
Ben : "Özür dilerim efendim."
Yeliz kulağımdan tutarak beni ayağa kaldırmış, iki tane sağlı sollu tokat attıktan sonra yine eliyle çenemi tutup konuşmaya başlamıştı.
Yeliz : "Bir dahaki hatanda Mert'i çağırırım, erkek kuvvetiyle ondan dayak yersin, zaten biliyosun artık aramızdaki farkı bence."
Gururumu ve egomu kırmak istiyordu, bunu öfkeyle mi yapıyordu, yoksa o da bu durumdan zevk mi almaya başlamıştı bilmiyorum. Nefesinden güçlü bir alkol kokusu geliyordu, kafası daha da güzel olmuştu, muhtemelen içerde içmeye devam ediyorlardı. Konuşmalarından sarhoşluğu belli oluyordu. Bu gece gururumu o itiraf oyununu oynarken alkol şişesinde bırakmıştım, o yüzden istediği cevabı vermiştim.
Ben : "Emredersiniz Yeliz Hanım"
Hafifçe gülüp, ani bir şekilde suratıma tükürmüştü. Bu artık bana hiç saygı göstermediğinin belirtisiydi. Bu şoku atlatamadan konuşmaya devam etmişti.
Yeliz : "Şimdi git o köşede arkanı dön ve ben çişimi yapana kadar bekle. Bana çıplakken bakmandan rahatsız oluyorum artık."
Ben : "Emredersiniz efendim"
Dediği gibi köşeye gitmiş, arkamı dönüp beklemeye başlamıştım. Çiş yapma sesi bitene kadar o şekilde beklemiştim. Şu ana kadar ki en ağır aşağılama, sevgilimin başkasıyla seviştikten sonra yanımda çıplak kalmasından rahatsız olmasıydı. Çünkü bu çok doğal gelişen gerçek bir tepkiydi, belli ki bundan gerçekten rahatsız olmuştu, amacı beni tahrik etmek değildi. Çişi bittikten sonra sesini duyduğumda duruşumu bozmamıştım, ondan emir gelmeden de bozmayacaktım.
Yeliz : "Sifonu bilerek çekmiyorum, bu tip işler artık sana ait. Burayı da pırıl pırıl yapıyosun, bir sonrakinde de bu halde görürsem senin için hiç iyi olmayacak. Ben kapıyı kitledikten sonra arkanı dönüp temizliğe başlayabilirsin."
Başka bir şey demeden çıkmış, kapıyı çarpıp üstüme kitlemişti. İtiraf edemesem de artık Mertten biraz korkuyordum. Çünkü acıması yoktu ve belli ki bundan sonra kızlara gösteri yapmak için çok daha sert olacaktı. Bugün ondan daha fazla dayak yememek için her şeyi yapmaya hazırdım. Biraz da bu korkuyla bir an önce temizliğe başlamalıydım. Dolaptan temizleme havlusu ve banyo silme kremini aldım, ama önce tuvaleti temizlemeliydim. Klozete döndüğümde Yeliz'in sidiğini ve bilerek yere attığı tuvalet kağıdını gördüm. Tuvalet kağıdının bilerek heryerini ıslatmıştı, elime alıp çöpe attığımda elim çişe bulanmıştı. Sonrasında sifonu çekip elimi yıkadım ve lavaboyu ovmaya başladım. Bu sırada yine inleme sesleri duymaya başlamıştım. 
Bu sefer hem Beyza'nın hem de Yeliz'in sesini duyuyordum. İkisi de zevkten inliyordu. Bu nasıl olabilirdi, ne yapıyorlardı, bunu görebilmek için her şeyimi verirdim. Yarım saat kadar bu inlemeler arasında lavaboyu ve yerleri ovmuştum, sıra en sona bıraktığım klozete gelmişti. Klozeti ovmaya devam ederken yaklaşık 10 dk sonra sesler kesilmişti. Derken tuvalet kapısının açılma sesini duydum. Fırça yememek için istifimi bozmadan işime devam ettim, kimin geldiğini göremiyordum, tedirgindim. Ayak sesleri durduktan bir kaç saniye sonra kafamın kenarında ani bir sıcaklık hissettim. Ne olduğunu anladığımda her yerim sırılsıklamdı. Mert kafama işemeye başlamıştı.
Ne yapacağımı şaşırmıştım, sadece kahkaha sesi duyuyordum. Sonunda bittiğinde klozetin önünde diz çökük bir şekilde dona kalmıştım. Mert'in gülmeyle karışık sesini dinlemeye çalışıyordum.
Mert : "Kanka çok konsantre çalışıyodun bölmeyeyim dedim ahahaha. Neyse temizlik bittikten sonra kendini de bi temizleyiver, çiş kokuyosun"
Gülmekten zor konuşuyordu, dalga geçmekten keyif alıyordu. Yavaşça arkamı döndüğümde gülenin sadece Mert olmadığını anladım, arkada Beyza da şaşkınlıkla ağzını açmış kahkaha atıyordu. Mert çıplaktı, Beyza da üzerine bir havlu sarmıştı. İkisi de gülme krizinden çıktıktan sonra Beyza içeri girip konuşmaya başladı.
Beyza : "Ya of ama yerlerin haline bak çiş oldu her taraf, ben nasıl gircem şimdi, iğrençsin ya ahaha, sinirden gülüyorum şu an"
Mert : "Aman be nolcak benim çişime kurban ol sen"
Beyza : "Ya sus of, zaten çişim var, hayır benden sonra gir madem böyle bi halt yiycen"
Mert : "Kızım ne bilim planlı değildi ki, öyle anlık oldu ahaha, neyse tamam dur ağlama. Can 3 dakikan var, hemen temizliyosun oraları yerleri fln, hadi bakim süren başladı"
Anlık şoku atlatmayı başarmıştım, artık bu emri yerine getirmem gerekiyordu, yoksa yine dayak yiyecektim. Ani bir şekilde kafamı topladım ve cevap verdim.
Ben : "Emredersiniz efendim"
Hızlıca dolaptan eski bir bez aldım, yerdeki çiş birikintisini temizlemeye başladım. Başka pek fazla bez olmadığı için bezi klozete sıkıp, yerdeki çişleri temizlemeye devam ediyordum.
Beyza : "Ya öğğ, kusucam şimdi, iğrençsin yaa. Öf bitince beni çağırsın dayanamicam ben"
Mert : "Tamam ya ne prenses çıktın sen de ahaha, tamam haber veririm ben. Sen de hızlı ol lan, 2 dakikan kaldı ona göre"
Cevap vermeden işime devam ediyordum. Yerdeki birikinti gitmişti, sadece ıslaklık kalmıştı. Oraya da spreyli çamaşır suyu sıkıp başka bir bezle silmeye başlamıştım. Yer bitince de hızlıca klozet kapağını ve kenarlarını silmiştim. 3 dakikadan kısa bir sürede temizlemeyi başarmıştım.
Mert : "Aferin lan, bak isteyince yapılabiliyomuş her şey di mi. Beyzacım gelebilirsin"
Beyza içeri yüzünde tiksinti ifadesiyle yeniden gelmişti.
Beyza : "Ya ben basmam oralara çişe fln ıyy"
Mert : "Temizledi iyice ya ben baktım merak etme"
Beyza : "Ya hayır olsun tiksindim bi kere"
Mert : "Aman ya sen de ne sıkıntı yaptın prenses"
Beyza : "Ya bi de sizden uzun oturcam ben büyük benimki konuşturcan illa"
Mert : "Tamam tamam detaya girme, daha gecenin devamı var indirme şimdi benimkini ahaha"
Beyza : "E napim ya ahaha, tamam sustum"
Mert : "Can sen tişörtünü çıkar, yat yere, beyza yere değil senin üstüne bassın, oldu mu prenses"
(Tişörtümü çıkartıp duşun olduğu yere attım, yere yatmaya hazırlanırken Beyza'nın sesini duydum.)
Beyza : "Ya saçmalama, zaten onun üstü de çiş hep, ıyyy"
Mert : "O zaman Can,  sol tarafının üstüne yere yat, sol tarafına işedim ben bunun ahaha, sağ tarafı temiz, oraya basarsın"
Beyza : "E tişört pantolon ıslanınca vücudunu da yayılmış işte, valla kusucam yaptığımız muhabbete bak, midem kalktı"
Mert : "Öf sen de ya, tamam o zaman vücuduna değil kafasının sağ tarafına koyarsın ayaklarını, orası kuru işte bak"
Beyza : "Ya bu salağı istemiyorum ama ben yakınımda, çıplak görcek bi de hiç istemiyorum öff"
Mert : "E kızım ne istiyon sen, gel ağzıma yap ne diyim ahaha"
Beyza : "Susar mısın, kapat artık şu boktan muhabbeti, valla bi tık kaldı çıkartıcam şimdi"
Mert : "Ahahah tamam tamam sustum."
Onlar konuşurken ben yere sol tarafımın üstüne, kafam klozetin altına gelecek şekilde yatmıştım bile. Bir anda Mert'in elini sağ kulağımda hissettim. Ben acıyla inlerken Mert konuşmaya başlamıştı.
Mert : "Bana bak lan, bir saniyeliğine bile olsa gözünü açmıyosun, kapalı tutuyosun. Eğer ki anlık dahi olsa gözünü açtığını duyarsam, dayaktan gebertirim seni, anladın mı"
Ben : (Acıyla inleyerek) "Emredersiniz efendim."
Mert : "Oldu mu prenses"
Beyza : "Öff neyse tamam yapcak bişey yok, çık hadi sıkıştım" (Bu sırada Beyza klozete oturup ayaklarını yüzümün sağ tarafına yerleştirmişti.)
Mert : "Hadi geç kalma başlıyoz biz ona göre, film arasına kalma"
Beyza : "Ay sus be salak ahaha, tamam merak etme yedirmem seni kurda kuşa tek başına"
Kısa bir öpüşme sesinden sonra kapının kapanma sesini duymuştum. Görüş alanımda yalnızca klozetin altı vardı. Beyzanın ayakları yüzüme büyük geldiği için, topukları havadaydı, parmak uçlarıyla basıyordu yüzüme. Her ıkındığında yüzümdeki baskı can acıtacak şekilde artıyordu. Kaka seslerini duyabiliyordum. Benimle konuşmuyordu. 5 dakika kadar sonra işi bittiğinde klozet musluğunun sesini duymuştum. Musluk kapandığında yüzümün üstünde muhtemelen tuvalet kağıdı alıp temizlemek için ayağa kalkmıştı, elimde olmadan acıdan inlemiştim. 
Beyza : "Kapa çeneni, sesini duymak istemiyorum"
Ben : "Emredersiniz efendim"
Beyza : "Iyy iğrençsin, nefret ediyorum senden. Bana bak üstüme havlu alıcam, gözüm üzerinde, gözünü açtığını görürsem gebertirim seni, anladın mı iğrenç yaratık"
Ben : "Emredersiniz efendim"
Gözümü sıkı sıkı kapatmıştım. Beyza havluyu alıp koşar adımla banyodan çıkmıştı. Benden olabildiğince hızlı uzaklaşmak istemişti. Tuvalette keskin bir koku vardı. Sifonu bile çekmemişti, temizliği bana bırakmıştı. Klozet fena haldeydi, büyük bir kaka ve üstünde tuvalet kağıdı vardı. Sifonu çeksem de klozetin içine heryere yayılmıştı. Fırçayı alıp 10 dakika boyunca ancak temizleyebilmiştim. Bu sırada inleme sesleri yeniden artmıştı. 
Sonraki 1 saat boyunca kendim dahil her şeyi temizlemiştim. Tuvalet pırıl pırıl olmuştu. Ancak inleme sesleri hala devam ediyordu. Saati bilmiyordum, telefonum dışarda kalmıştı. Tahminimce saat 3 fln olmuştu, ancak hala enerjileri bitmemişti. Bense temizlikten sonra yere yığılmış, yorgunluktan yine uyuyakalmıştım.




Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 10, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

İlan-ı boynuzHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin