Yazar
Genç kız yere düşen bedene baktı. Hemen esyalarını toplayıp Evden çıkıyordu ki tekrar yerde yatan, kafası kanlar içindeki adama baktı. Sehpa'nın üstünde duran ev telefonuna uzandı ve ambulansı aradı. " Alo, acil bir ambulans lazım. Acil bı vaka lütfen. Adresi veriyorum."
Arabada bekliyordu genç kız. Ambulans geldiğini görünce iyice koltuğa sindi. Içerideki adamı alıp götürdüklerinde o da gaza yüklendi. Hâlâ çaldığı araba da olduğu için polislere dikkat ediyordu ama korktuğu başına gelmişti. Ilerdeki polis memuru onun olduğu arabayı gösterip kendi arabalarına koşmalarından sonra adamlar arabalarına binemeden adamların yanından geçti.Chaeyoung'un doğum gününde bekleyen Taehyung ise açtığı telefondan aldığı haberle hemen arabasına doğru koşarken cevap vermeyi ihmal etmedi. " Nerede? Hemen geliyorum. Şimdi geliyorum. Gözden kaçırmayın."
Genç kız arkasında gelen polisleri atlatmaya çalışıyordu. "Nerden geldiniz şimdi ya."
-
"Jungkook, Taehyung neden apar topar çıktı?."
"Bilmiyorum Hwasa."
Rm: "canım belki bı işi falan çıkmıştır."
Jin yine ben demiştim edasıyla Chaeyoung'a baktı. " Ben diyordum da inanmıyordun Chaeyoung. Gördün mü şimdi?"
"Jin, Eniştem komiser. Kanun adamı. Belki acil bir işi çıkmıştır."
"Acil olan Jungkook'un bir an evvel bu adamla boşanması. Bundan daha acil bir şey olamaz."
"Jin ben gerçekten anlamıyorum seni. Abimin boşanması istiyorsun, benim evlenmemi istiyorsun. Sence de bunda bir çelişki yok mu?"
"Onun gibi bir kanun adamıyla evleneceğine bir kanun kaçağı ile evlen. Daha iyi." Manifest yapmış eşek sıpası
-
Genç kız en sonunda bir ara sokağa girdi. Biraz daha sürdükten sonra önünde gördüğü polisler ile ani fren yaptı. Artık geri de dönemezdi çünkü arkasında da polisler vardı. Yan tarafları ise uzun bir duvar.
Polisler arabalarından inip arabaya doğru silah tutmaya başladılar. "Kertenkele, etrafın sarıldı. Ellerini başının üstüne koy teslim ol. Kaçıcak yerin yok." Taehyung hiç bir hareketlilik olmayınca memurlara bağırdı. "Alın şunu." Herkes hareketlendi ve arabaya doğru yürümeye başladılar. Artık arabanın etrafı polislerle sarılmıştı. Taehyung kapıyı açtı ve içeri baktı. Boşluk. Koca bir boşluk. Içeride kimse yoktu. "Ulan kertenkele" kapıyı kapattı ve etrafına baktı. En sonunda bakışları duvarın en üstüne kaydı. Bunu tahmin etmeliydi. "Dağılın. Herkes binsin arabasına. Takibe devam."
Pranpriya ise koşarken ileride gördüğü kargaşaya doğru yürüdü. Yangın çıkmıştı. Bağıran kadınlara döndü. "Ne oldu?" "Yavrum içeride kaldı. Nolur kurtarın onu." Genç kız geldiğini yöne ve etrafına baktı. Eğer içeri girerse yakalanma ihtimali çok yüksekti. Bunu göze alamazdı. En sonunda belki de hayatına mâl olucak ama asla pişman olmayacağı bir şey yaptı. "Kaçıncı katta çocuk?" "Üçüncü katta" Kız ellerini yüzüne siper etti ve evin kapısından içeri girdi. Ama önüne düşen yanan tahta parçası yüzünden geri dönmek zorunda kalmıştı. öksürerek dışarı çıktığında tekrar eve baktı. Evlerin balkonunda yangın olmadığını görünce hemen ilk kattaki balkona çıktı. Ordan yukarı doğru tırmanmıştı. Içeri girdiğinde alevlerden en az hasar almaya çalışarak yürüdü. "Anne, nolur yardım et çok korkuyorum" kız gelen sese doğru yürüdü. Ve koltuğun üstünde elinde ayısıyla ağlayan bir çocuk gördü. "Seni annene götürücem merak etme tamam mı?" Küçük çocuğu üstünde oturduğu battaniyeye sardı ve kucağına aldı. Elleriyle çocuğun kafasını korurken geldiği yöne doğru ilerlemeye başladı. Bir eliyle çocuğu tutarken diğer eliyle aşağı inmeye başladı. Aşağı indiği zaman herkes ona iltifatlar etmeye başlamıştı. O ordaki insanlara gülümserken gözüne kalabalığın arkadasında duran polisler ve Taehyung ilişti. Gerçekten bu adam onu rahat bırakmayacaktı. Takıntılı psikopat diye düşündü içimden. Taehyung ile göz göze geldiği zaman Taehyung ağzını oynatıp bişiler söyledi. "Alın şunu alın" tam kaçmaya yeltenmişti ki kalabalık yüzünden kaçamadı ve polisler onun koluntan tutmaya başladı. Böyle olucağını tahmin etmişti değil mi? Yine de göz göre göre yakalanmıştı. Pişman değildi. Polisler onu arabaya doğru sürüklemeye başladıklarında ellerini kurtarmaya çalışıyordu. Az önceki kadın ise "o bir şey yapmadı. Nereye götürüyorsunuz." Diye sitem etti her şeyden habersiz. En sonunda bütün çabaları yersiz kalmış ve aramaya binmişti. Taehyung zafer kazanmış gibi dikiz aynasından gülümsüyordu. O ise aynı şekilde dikiz aynasından ona kin ve nefretle bakıyordu.
Hapisane'ye girdiklerinde önündeki gardiyan geçmeleri için kapıyı açtı.
Pranpriya mahçup olmuş gibi ellerini önünde birleştirmişti. "O adamı ben vurmadım. Tamam ihtiyacım olduğunda emanet araba aldım ama-" cümlesini kesen Taehyung'un kahkahasıydı. "Hırsızlığa emanet diyor ya. Beni benden alıyor." Pranpriya onu yakaladığı için sürekli sırıtan adama ters ters baktı ama bir şey demeden devam etti. "Komiserim, bakın girdiğim evlere dahi zarar vermedim. Bunu çok iyi biliyorsunuz." Yine Taehyung lafa girdi. "Bu sefer çok doğru söylüyor müdürüm. Hatta girdiği bi eve not bırakmış. 'Musluk damlatıyor diye vanadan kestim' yazmış." Taehyung, Jimin ve adını bilmediği müdür tekrar gülmeye başlamıştı. Taehyung kızın üstüne yürümeye başladı. "Eve değilde ev sahibine zarar veriyor. Cinayete tam teşebbüs" Pranpriya dibine giren adama sinirle baktı. "O adamı ben vurmadım. Avukat tuttum. Temyize gidiceğim. Suçsuzum ben ispatlıcam bunu." Taehyung tekrar sırıtmaya başladı. "Dosyan öyle söylemiyor ama, hı?" Masadaki dosyayı aldı ve koltuğa oturdu. "Yetimhaneden kaçtığından beri yaptığın tek şey suç işlemek. " Dosyayı açtı ve okumaya başladı. "Gasp, hırsızlık, haneye tecavüz, soygun" dosyayı kapattı ve masaya fırlattı. " Neyse, hayatının uzun bir bölümü burda yaşıcaksın. Bizde sana bu hayatında yardım edeceğiz."dedi kendi söylediğine inanmıyormuş gibi. Müdüre döndü. "Değil mi müdürüm?" Müdür de sırıtarak "gayet, tabi."
Taehyung eliyle etrafı gösterdi. "Burası bir hapishane değil. Burası nedir müdürüm?" " Ruh hastalıkları hastanesi." Pranpriya elini ağzına kapattı ve güldüğünü belli etmemeye çalıştı. Bı anda memurların yüzü düşmüştü. Taehyung ciddileşen ifadesiyle gülen kadına döndü. "Komik olan ne?" Kız gözleriyle Jimin'i işaret etti." Bu şişe dibi de doktorunuz mu?" Taehyung da gülümsedi ama komik bulduğu için değildi bu gülümsemesi. ,"Arkadaşı hücreye kapatın." Pranpriya'nın gülen yüzü düştü. "Suçum ne komiserim? Ne suç işledim ben şimdi?" Taehyung oturduğu yerden kalktı ve büyük ciddilikte kızın yanına gitti. "Öncelikle olur olmadık yerlerde gülmemeyi öğrenmen için." Müdür Jimin'e baktı. "Götür şunu hücreye." Jimin kızın kolunu tuttuğu gibi kız kolunu ondan çekti. Jimin tekrar onun koluna girdi ve dışarı çıkardı. Kapıyı kapattıklarında Pranpriya Jimin'e döndü. " Ya kardeşim, bu hapishaneyi müdür mü yönetiyor yoksa Taehyung komiser mi? Ben anlamadım ki." Jimin eliyle sus işareti yaptı. "Şşt soru sormak yok. Haydi." Pranpriya ona da ters ters baktı. Soru sormak da yasak olmuş arkadaş diye düşündü ve yürümeye başladı. Jimin önde yürürken Pranpriya onun arka cebinden anahtarı aldı. Tam kendi cebine koyucaktı ki yukardaki kamerayı fark etti. Elindeki anahtarı yere önüne fırlattı. Jimin ona dönüp ters ters baktı. "Anahtarın düştü." Jimin ona bakarak eğildi ve anahtarı yerden aldı. "Sağol" tekrar yürümeye başladılar. Hücreye girdiklerinde Pranpriya küçük pencereden ona dik dik bakmaya başladı. Jimin ise onu da kapatıp ordan uzaklaştı..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kertenkele |Chaelisa|
Aksiİmkansız bir aşkın acayip hikayesi... Zekası ve sıra dışı yetenekleri sayesinde Güney Kore polisi tarafından bir türlü ele geçirilemeyen profesyonel bir hırsız olan KERTENKELE'nin 'Hayatı yalan olsa da aşkı gerçek olsun' dedirten hikayesi...