"Ellen teyze, şu tokatları da verirmisin?" "Al yavrum, sen Vanessa'yı hazırlamaya devam et bende size soğuk Birşeyler getireyim" diyip çıktı büyükannem. Gerçekten bunalmış bir şekilde ofladım ve arkamda saatlerdir saçımla uğraşan Dianaya döndüm. "Bıkmadınız dimi her sene bu gün beni süslemeye çok sıkıldım." "Sus kız! Bu gün senin günün hem sürprizimiz var sana." gözlerimi devirdim. "Evet evet, bu sefer ki facianız acaba nedir çok merak ediyorum." Diana bozularak hafif omzuma vurduğunda kıkırdadım. "Aşk olsun vanes! Hem Luke ve benim hiçbir suçumuz yoktu bir kere. Hepsi o hazır cevapçı Edwin yüzünden oldu." Bu sefer kendimi tutamadım kahkaha attım. Çok iyi hatırlıyorum geçen sene doğum günümde yine Diana beni saatlerce hazırlamış ve akşam evin arka bahçesinde kutlama için sevdiğimiz bütün insanları çağırmışlardı. Diana özellikle Alex'i de davet etmişti merdivenleri inerken bir sürü güzel, sözcük ve hayallerle başımı ağrıtmıştı. Ona göre bu akşam Alex beni dansa kaldırıcak ve çok romantik bir gece yaşayacakmışız. Aşağı indik ve herkes alkışlamaya başladı. Gecenin sonunda Edwin kulübeye gidip bize güzel içecekler hazırlayacağını söyleyince harkes kabul etti. Ben, Alex, Luke, Diana ve Edwin hep birlikte kulübeye gittik. Edwin içeride içecekleri hazırlarken Alex aklına. Birşey gelmiş gibi irkilerek bana döndüğünde bende ona şaşkın bir şekilde bakıyordum. "Sana hediyeni vermeyi unuttum kusura bakma olur mu hemen veriyorum." kalp atışlarımın hızlandığını hissediyorum galiba kalp krizi falan geçiricek durumdayım. Alex ceketinin iç cebinden küçük bir kutu çıkardı ve bana uzattı. "İyi ki doğdun güzellik!" Hilal şeklinde bir kolyeydi çok güzel gözüküyordu." Çok teşekkür ederim bu çok güzel..." "arkanı dön o zaman."afalladım." Neden?" kafasını eğerek gülümsedi ve tekrar bana baktı." Arkanı dön ki kolyeyi takabileyim takmak istemiyorsan sorun değil." salak Vanes! Ne yapıca çocuk tabiki kolyeyi takıcak." Hayır! yani evet! Yani takabilirsin takmanı istiyorum. " Harika iki kelimeyi bir araya bile getiremedin aferim Vanes! İçimden kendime küfür ederek arkamı döndüm Alex kolyeyi taktıktan sonra ona doğru döndüm. "Gerçekten çok yakıştı tekrardan iyiki doğdun Vanessa." tebessüm ettim ve utandım. "Teşekkür ederim hediye için aslında herşey için." "Rica ederim." Bu sırada Edwin yanımıza geldi. "İçecekler hazır!" Ama dengesini kaybedince bütün içecekleri Alex'in üstüne döktü.
"Edwin!" diye cırladım Edwin ise tavanla duvarı izlemeye başladı."Hiç sorun değil zaten çok geç oldu eve gitmem gerekiyor görüşürüz iyi geceler herkese." diyince Alexe döndüm. "Peki kusura bakma Edwin ve sakarlıkları işte! İyi geceler." Edwin hemen lafa atıldı"Ayıp oluyor ama!"Diana Edwin'in kolundan tuttu ve çekiştirmeye başladı." Yürü Edwin yürü! " Alex'i kapıdan geçirdim ve içeriye sert adımlarla yürümeye başladım karşılarına geçtiğim sırada Luke hariç diğerleri ip gibi sıraya dizilmişti. İkisi de muma dönmüştü." İşte şimdi hapı yuttuk!" dedi Edwin. Diana arkadan kafasına bir tane yapıştırdı" Acaba kimin yüzünden düşün Bir bakalım!" "İKİNİZDE KESİN SESİNİZİ!" diye bağırdım. Herkes sustuğu anda Luke kahkaha atmaya başladı o an fark etmiştim elindeki çerez tabağını yediğini." Siz gerçekten manyaksınız. Biri sakar biri mantık makinesi diğeri de agresif biriniz de normal olun be kardeşim. " diyince Luke' nin sırtına atladım ve saçlarını çektim "AAH! KIZIM NAPIYORSUN İN TEPEMDEN BIRAK SAÇIMI!" Bu sefer brn kahkaha attım. "Yok ya! sen gel bize sakar, agresif, çok bilmiş de bir de bırak saçımı bak sen beyefendiye sen nesin acaba koku manyağı! Daha geçen gün parfümümü aldın pardon ÇALDIN!" Dedüm ve sırtından indim. "Ne yapayım kızım çok güzel kokuyordu.""Her neyse boşverün önce ortalığı bir toparlayalım. "dedi Diana. Aradan bir kaç saat geçti her yeri toparladık ve yataklarımızı yere serdik. Burası dördümüzün ikinci eviydi ve biz birbirimizin ikinci ailesiydik birimize bir şey olsa diğerlerimizin canından can giderdi. Biz birlikte büyümüştük birlikte gülmüş birlikte ağlamıştık ve bu dostluğu hiç kimse bozamazdı.
Artık hazırlanmıştım. Aynadaki yansımama baktığımda gerçekten güzel olduğumu farkettim. Diana ellerini çırparak "İşte bitti! Ayyy Vanessa çok güzel oldum bebeğim." diyip bana sarıldı bende karşılık verdim. Elbisem dizlerime kadar gelen beyaz bir elbiseydi sade ve çok şıktı. "Umarım çok fazla kişi yoktur Diana kalabalıktan hoşlanmıyorum biliyorsun." "Merak etme hayatım kendi aramızda kutluyacağız bu sefer." "Güzel o zaman ne bekliyoruz aşağı inelim." dedim ve yerimden kalktım ama kalkmamak tekrar yerime oturtulmam bir oldu. "Hayır! Önce görmen gereken bir var." Şaşırdım kimi görmem gerekiyordu ki?" Ne?" dediğim anda telefon ekrannında Alex'i görmemle şaşkınlığımı gizleyemedim. Alex bana gülümseyerek bakıyordu"Selam Vanessa nasılsın? Bu arada doğum günün kutlu olsun bu sene de yanında olmak isterdim ama malum gitmem gerekti. Özür dilerim en kısa zamanda gelip telafi edicem." tebessüm ettim. Yanaklarımın yanmasıyla Alex'e geri döndüm." İyiyim teşekkür ederim. Hiç önemli değil düşünmen yeterli. "" Olur mu hiç öyle hem yanında değilim ama hediyem bu akşam senin elinde olucak. " daha da utanmıştım bu çocuk bu kadar ince düşünceli olmak zorunda mı?" Tekrar teşekkür ederim iyiki varsın " gülümsedi, gülümsedim." Sende vanes sende...
Neyse bnrim kapatmam gerekiyor arada seni ararım laflarız özletme kendini tekrar iyiki doğdun görüşürüz!" "Görüşürüz!" Telefonu kapattım ve ayağı, kalkarak sevinç çığlıkları attım. "Diana duydun dimi
Özletme kendini dedi demekki beni özlüyor! Allahım sana geliyorum! Bu çocuk bnei delirtiyor gerçekten çok mutluyum." "Duydum Vanessa duydum! Bak gör siz olucaksınız kızım demedi deme!" "İnşallah canım inşallah hadi bizde aşağıya inelim." dedim ve salona indik Büyükannem hemen bana sarıldı. "İyiki doğdun bir tanem seni çok seviyorum yeni yaşın sana sağlık mutluluk huzur getirsin inşallah " bende ona sımsıkı sarıldım" sağol validem bende seni çok seviyorum. "daha sonra herkese tek tek sarıldım. Doğum günü faslı bittikten sonra Büyükbabam bana doğru yaklaştı yüzünde gurur ve şefkat vardı. Bu biraz gerilmeme sebep oldu." Biricik torunum. Bu hayattaki en değerli varlığım. Seninle gerçekten gurur duyuyorum. Şu hayatta başına gelmeyen kalmadı annen baban yoktu bir gün olsun 'ben çok yoruldum annemi istiyorum!' demedin. Yılmadın, yıkılmadın dimdik hayata tutundun." gözleri dolu dolu olmuştu ve bizimkilere döndü gülümsedi. " Hepinizle gurur duyuyorum ve size minnettarım çocuklar. Benim biricik torunumu hiç yalnız bırakmadınız. Hep böyle bir arada olun birbirinize destek olun olur mu? " bizimkilerin de gözleri dolmuştu ben ise çoktan ağlamaya başlamıştım. Büyük babam tekrar bana dönünce göz yaşlarımı sildim." Ağlama Vanessa, ağlama canımın içi. Artık herşeyin sahibi sensin. "diyip bir kutu verdi elime. Kutuyu açtım ve içindeki kolyeye baktım. Simsiyah bir o kadar da göz alıcı bir kolyeydi. Kolyeyi kutusundan çıkardım ve boynuma taktım. Ancak içimde çok kötü bir his oluştu ve kulaklarım çınlamaya başladı gözlerimi kapattım ve yere çöktüm. Çınlamaların ardından duyduğum son şey "Artık dengeler değişti. Kolye sahibini buldu.
Evrende çatırdamalar başladı. Varis seçildi." ve ardından bir erkek sesi duydum. "Seni buldum, benim olanı buldum." gerisi zaten karanlık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EMANET
FantasyAğlıyordum. Yağmur damlaları gözyaşlarıma eşlik ediyordu. Soluksuz koşmaya devam ettim. Hayat yine bana yapacağını yapmıştı. Ayağım takıldı ve yere düştüm. Dizlerim sızlıyordu ama umrumda değildi. O sırada birinin bana seslendiğini duydum. Başımı...