"Ne düşünüyorsun?" dedi Katsuki
"Ha-Wacchan dikkat et! Bunlar zehirli bitkiler dokunmamalıyız" dedi Izuku. "Biliyorum ki, tch"Daha yola yeni girmişken bu iyi olmamıştı. Izuku irkilerek Katsuki'ye yaklaştı ve beraber yürümeye başladılar. Katsuki olabildiğince zehirli bitkileri yakarak uzaklaştırmaya çalışıyordu ama önündeki kaygan kayayı görmedi ve bastığı gibi sarmaşıkların içine daldı. Izuku korkmuştu çünkü Katsuki'nin gözleri donuklaşmıştı. Sarmaşıklar bütün vücudunu kaplamıştı. Izuku yanında getirdiği karışımı dökerek sarmaşıkları uzaklaştırdı. Bu zehirli sarmaşıkların özelliği insanda halüsinasyon yaratmak ve geriye ittiği problemleri açığa çıkartmaktır.
-Geçmiş zaman&-
-"Katsuki, bir gün bu krallığın başına geçeceksin! Daha ciddi dur. Babanı utandırma, o görseydi kesinlikle seni cezalandırırdı."
-"Anladım yaşlı cadı. Bir daha yapmam."Son ejderha binicisi olmanın zorluklarından kimsenin haberi yoktu. Mitsuki onu zayıflık konusunda aşağılamıştı. Bu yüzden Katsuki ne babasını hayal kırıklığına uğratmak ne de zayıf olmayı istemiyordu. Ama bir gün gücü yeni açığa çıktığı zaman kontrol etmeyi bilmediği için yanlış bir anında küçük bir çocuğu yakmıştı.
Mitsuki yanan çocuğun cesedini bir çöp gibi tutup dışarı fırlatacakken Katsuki arkasını dönüp ordan uzaklaştı. Gözyaşları durmuyordu. Bir hafta boyunca kendi kendine düşünüp bu zayıflığı bu ağlama hissini öfkeyle atmaya çalıştı. O sırada kırmızı yavru bir ejderha anlamayan gözlerle Katsuki'yi izliyordu. Katsuki izlenildiğini anladığı an durdu ve Kirishima'ya dik dik bakmaya başladı. Korkusu yeteneğini kullanmaya zorlarken aklındaki anı onu durmaya zorluyordu. Katsuki'nin vücudu bunu kaldıramayacak kadar ısınmıştı. Kirishima onun yeni olduğunu anlayarak onu savaşıp yeteneğini kontrol altına almaya ve dövüşmeye teşvik etti ve iki yavru dövüşmeye başladılar.
Katsuki savaşı kazanmıştı ve bu bir nebze olsun dikkatini dağıtmasını sağlamıştı. Bu sayede Katsuki artık yeteneğini kontrol edebiliyordu. Öfkelenmediği sürece. Kirishima'ya bu kadar değer verme sebebi buydu,o onun kurtarıcısıydı. Ertesi günü onu krallığa getirip ejderhası yapmak istediğini söylediğinde kirishima tereddüt etmeden kabul etti. Ama şuan bu sarmaşıklar Katsuki'nin bu geçmişe ittiği yüzleşmediği bu sorunu tekrar açığa çıkarıyordu. O çocuğun yanan vücudu gözlerinin önüne geliyordu.
Izuku onu aldı ve terk edilmiş eski bir ağaçlık eve taşıyarak ateşinin dinmesi için su bulmaya gitti. 2 gün boyunca transta olan ejderha binicisine şifacı usanmadan baktı. Yedirdi, uzanmasına yardım etti ve endişesi giderek artıyordu. Ertesi günü de uyanmazsa Izuku yoldan geri dönmek için yollar aramaya başlayacaktı.3 gündür Katsuki yeni yeni kendine geliyordu, sessizce küfretti ve yanında uykusuzluktan gözlerinin altı moraran şifacıya baktı.
“Bana yük oluyorsun Katsuki! Sen son ejderha binicisisin. Kimseye ihtiyacın yok!”
Annesinin sözleri zihninden çıkmıyordu. Katsuki yine kötüleşmeye başladı. Izuku tam bu sırada uyanıp Katsuki'yi ayakta görünce sevindi. Fakat sevinci uzun sürmedi. Ters giden bir şeyler olduğunu fark ederek Katsuki'yi tuttu ve onunla konuşmaya çalıştı. Katsuki hâlâ o cesedi düşünüyordu.
-"Kacchan 3 gündür uyuyorsun ve ateşin düşmüyor. Lütfen bana bak. Halüsinasyon görüyorsun değil mi?"
Katsuki hâlâ kendinde değildi ama Izuku'nun aurası onu sakinleştiriyor ve gözlerine bakmasını sağlıyordu.
-"Kacchan senden bana güvenip bir şey anlatmanı beklemiyorum ama nolursa olsun seni yargılamayacağımı bil! Seni ilk gördüğümde ön yargı ile konuştuğum için özür dilerim. Sen sözlerle yansıtmasanda eylemlerinle sevdiklerine değer verdiğini gösteren birisin. Bu yönüne hayranım! Bu yüzden lütfen dinleme her ne diyor-"
-"Izuku" dedi Katsuki yorgun bir sesle. Kafası Izuku'nun kucağına düştü.
Katsuki şuan anlatacağı şeylerden dolayı utanıyor ve Izuku'nun gözlerine bakamıyordu.
-"Ben yeteneğim yüzünden bir çocuğun yanmasına sebep oldum. Hâlâ bana hayranlık duyabiliyor musun?" Dedi sahte bir gülümseme ile. Izuku'ya baktı. Tepkisini bekliyordu. Ondan kaçmasını, hatta onu itmesini,canavarsın demesini o son ejderha binicisiydi. Onun duyguları yoktu, olmamalıydı.
Izuku'nun biraz sonra diyecekleri şeyden habersiz bir şekilde bekledi.
Izuku onun yüzünü tuttu ve nefesini derin bir şekilde içine çekerek tek seferde konuştu.
-"Bu senin suçun değildi Kacchan. Yeteneğini kontrol edemiyordun,yeteneğini sen seçmedin. Etrafındakiler bunu hesap ederek herkesi uzak tutmalıydı sen öğrenene kadar. Kendini suçlama ve kabullen Katsuki-sama"Katsuki'nin gözleri büyüdü. Izuku ona empati ile gülümseyerek bakıyordu. Bu bakış Katsuki'nin Izuku'ya olan hislerini ve güvenini arttırdı. Yine de güven zor kazanılan bir şeydi bu yüzden fazla belli etmemeye çalışarak "Belki de haklısın deku, bunu bir yerde anlatırsan kendini ölmüş bil!" Diyerek homurdandı. Son ejderha Binicisinin bu tepkisi Izuku'yu daha çok güldürmüştü. Sonunda eski Kacchan geldi haha diyerek Tanrı'ya şükürler etti. Ardından Izuku Katsuki'ye bakmaya başladı. "Ne var" dedi Katsuki. "Kacchan üç gündür transta olduğun için fark etmedin ama tek kişilik bir yatak var, bu yüzden yanınızda uyumak zorunda kaldım ama uyandığınıza göre nöbetleşerek sırayla uyuyabiliri-" Katsuki Izuku'nun kolundan çektiği gibi onu yatağa yatırdı.(O şeyi aklınızdan çıkarın olmicak o)
"Yeterince benim yüzümden uykusuzluk çektin zaten. Geç uyu. Geldiğimde seni uyanık görürsem buradan seni aşağı atarım" diyerek Ultra havalı cool ejderha binicisi inişini yaptı ve etrafa göz gezdirmeye gitti. Izuku ise Katsuki'nin onu bıraktığı gibi kalmış, gram kıpırdamamıştı. Bunların başına geleceğini ve son ejderha binicisi ile bu kadar yakınlaşacağını ön görememişti. Katsuki'nin ayak seslerini duyunca hemen gözlerini kapayıp flash tv oyunculuğunu konuşturup uyuma taklidi yaptı('Bu da çok erken geldi be, neyse Izuku sakin ol')
Katsuki babasının eviymiş gibi zerre çekinmeden battaniyeyi kaldırdı, Izuku'nun boynuna doğru yaklaştı ve o kokuyu içine çekti, tahmin ettiği gibi İzuku'nun kokusu kürkünün kokusuna bulaşmıştı ve bu koku kesinlikle onu iyi olmayan yerlere götürüyordu. Çocuğun boynundan uzaklaşan Katsuki Izuku'nun ay ışığı altında parlayan yüzünü bir süre izledi. 3 gün boyunca ona yorulmadan ve şikayet etmeden bakan şifacıya baktı. Alnındaki saçları taradı, Izuku o sırada her an uyanmamak için kendini sıkıyordu, Katsuki işi daha da garipleştirmemek adına arkasını döndü ve uykuya daldı.
Izuku sonunda Katsuki arkasını dönünce derin bir nefes aldı, arkasından Katsuki'nin "Bütün burdaki amınakoyduğum oksijenini de içine çekti yuh " diye söylendiğini duydu. Izuku error vermişti çünkü aklı hâlâ Katsuki'nin onu koklamasındaydı.
Ertesi günü Izuku ve Katsuki pek konuşmuyordu. Ağaç ev tek kişilik olduğu için aynı yatakta dip dibe uyumak ve ertesi günü sarmaş dolaş uyanmak her gün yaptıkları bir aktivite olmadığı için belki? Katsuki'nin kafası Izuku'nun göğsündeydi ve savunma pozisyonu alarak bacağını bilinçsizce Şifacının üzerine atmıştı. Katsuki erken uyandığı için şanslıydı ve hemen üzerinden kalktı. Izuku ise.. Evet Izuku da aynı anda kalkmıştı ama flash tv oyuncluğu onu kurtarmıştı. Ama sanırım bu noktada ikiside birbirlerini olduğu gibi kabul ettikleri için birbirlerine duydukları sevgi güven ve bağlılık artıyordu ve bu Katsuki'yi endişelendiriyordu. Izuku ise pek umutlanmamaya çalışarak hislerinin karşılıksız olduğunu düşünerek şimdiden kalbinin derinliklerine gömme hesaplamaları yapıyordu.Zehirli bitki tarlasını bu şekilde geçtiler ve tam iki haftalarını aldı. Bu iki haftada neler mi oldu? Kirishima Katsuki'nin rüyasına girerek haber almaya çalışıyordu ve Katsuki "Siktir git artık rüyamdan huzur dolu bir rüya görmek istiyorum" diye kirishima'yı azarlıyordu. Kirishima da "Huzur dolu rüyalar mı yoksa şifa dolu rüyalar mı görmek istiyorsun acaba Katsuki-sama~" dediğinde rüya olsa bile Katsuki öyle bir bağırdı ki Kirishima korkudan 3 gün uyuyamadı.
İlerlemeye devam ettiler ve tepenin üstünde gördükleri şey ikisinide aniden durdurdu. İzuku kaşlarını kaldırdı, Olifa tepesinde neler oluyordu? Annesi Olifa tepesinden neden hiç bahsetmedi?