Okul kısaca özetlemek gerekirse, insanların kapasitelerini açmak bir meslek sahibi olmak için gittikleri eğitim merkeziydi.
Ama kahverengi saçlı oğlana göre öyle değildi. Onun için okul dört tarafınız sarılı baskı altında olduğunuz zayıfların ezildiği güçlülerin yüksaldiği yerdi. Dışlanmakta cabasıydı.
Kahverengi oğlan kafasını sıraya koymuş her zaman ki gibi düşünceleriyle boğuluyordu. Neden okula gelmek zorunda kaldığını sorguluyorsun.
Sınıfta ders veren kadın öğretmen ders anlatırken elinde ki cetveli hızlıca kahverengi saçlı çocuğun sırasına vurmuştu. Her zaman böyle oluyordu. Hocalar sadece onu görüyordu.
" Yiğit bey rahatınız iyi bakıyorumda"
Adı Yiğit olan çocuk yanından gelen masadaki sesi duyduğu gibi kafasını hızlıca kaldırarak kadın hocaya baktı. Özellikle bu hocanın dersinden nefret ediyordu.
"Sınıftan dışarı çık cezalısın! "
Kadının bu hafta kaçıncı defa olduğunu bilmediği cırtlak sesini tekrar duymuştu. Bu ses rüyalarına dahi girmişti. Yiğit'te bir travma oluşturmaya yakındı.
Kahverengi saçlı oğlan dişlerini sıkarak çantasını alıp masadan kalktı. Son dersi yasemin adlı kadın hocayla olması aslında iyi bir şeydi. Hoca her zaman onu sınıftan atardı ve müdüre gitmesi söylerdi tabii ki müdürün yanına gitmezdi. Bide müdürü çekmek zorunda mıydı?
Sweet'inin kapşonunu kafasına geçirerek bahçeye indi. Sonra bahçeyi kontrol edip sakince kaçmayacakmış gibi tellere doğru yürümeye başladı. Tellerin olduğu yere gelip hızlı bir biçimde tellerin arasından geçti kahverengi saçlı çocuk. Artık ne kadar kaçtıysa bu işte profesyonel olmuştu.
Aslında kaçmak için profesyonel olmaya gerek yoktu teller her zaman ki gibi çıkılacak bir şekilde hatta 3 kişi geçebilecek bir şekildeydi. O sadece daha hızlı çıkıyordu.
Dışarı çıktığında tekrar etrafı kontrol etti Yiğit. Tutanak yemek istemiyordu.
Zaten okulun kameraları bozuktu. Müdür herkesi 'param ve zamanım yok' diyerek geçiriyordu. Aslında zamanı ve parası vardı. Zaten bu okul bir kolejdi ve herkesten düzenli olarak para geliyordu zamanıda vardı her gün masasının üzerindeki dizüstü bilgisayar ile uygulamalardan kadınlar ile konuşmayı bıraksaydı zamanı çoktu. İşte naparsın Yaş yetmiş iş bitmemiş. Yiğit müdüre çok acıyordu eşinden ayrılalı daha 1 yıl olmamıştı fakat son sürat devam ediyordu.
Yiğit hızlı adımlarla -ne kadar hızlı olabiliyorsa- ve kafasını saklayarak ilerliyordu. Yüzünden son derece nefret ediyordu. Yüzü sivilcelerle doluydu, değişik bir gözlüğü vardı ve tabii ki diş telleri vardı bunlara artı olarak balık etliydi yani ona göre başkalarına göre şişmadı.
Kendi motoru olan Kawasaki Ninja H2R'sinin (araştırdım da geldim bilmiyorum yanlış yazmışta olabilirim) yanına gelince ağır ama hızlı adımlarını durdurdu ela gözlü oğlan. O bir motor ağşığıydı. Zengin olmasıda cabasıydı.
İlk önce bir bacağını motorun diğer tarafına atarak motorun üstüne ağır bir şekilde bindi. Motor çökmüştü. İşte bundan çok nefret ediyordu, Yiğit.
Motorun arkasındaki geniş kaskı alıp koca kafasına geçirip hızlıca gazlamaya başladı. Motorun üstünde o olduğundan dolayı motor yavaş gidiyordu. Motorun imajı zedelenmedi desek yalan olurdu.
Motoru ana caddeye doğru sürmeye başladı kafasını dağıtması gerekiyordu. Bugün 11. Sınıfın son günüydü. Aslında ela gözlü oğlan 18 yaşındaydı, sadece okula geç başlamıştı ailevi meselelerden dolayı.
Yiğit daha da fazla gaza basarak olabildiğince hızlı bir şekilde yarış pistine geldi. En sevdiği yerdi burası. Hayallerindeki yer. Bir gün orada olacağından emindi.
Hızlıca bir şekilde motoru park edip yarış pistine geldi. Kadın hocaya içinden teşekkürler yağdırıyordu, hoca olmasaydı geç kalacaktı.
Bugün en sevdiği iki yarışçı vardı. Beyaz ve Siyah. İsimleri sade gelebilirdi fakat onlar bu isimleri hakkıyla almıştı. Hemde ikiside ikizdi.
Siyah, insanlara tozunu yutturarak, Beyaz ise hızı ile ünlü olmuştu.
İkiside Yiğit'in idolüydü. Onları tesadüf eseri görmüştü. Her zamanki gibi siyah ve beyaz'ı görmeden önceki idolünün maçına gelmişti, o maçta ise siyah ve beyaz gelmişti. O günkü maçı siyah kazanmıştı, ardından ise beyaz gelmişti.
Onlara o günden beri akıl almaz bir hayranlık besliyordu. Hatta numaralarını bile bulmaya çalışmıştı, ama o kadar iyi bir korumaları vardı ki bulamamıştı.
Hızlıca köşelerde bir yer bulup şişman bedeni ile koltuğa oturdu. Çok heyecanlıydı. O kadar heyecanlıydı ki her an bağırabilirdi.
Bahis yatırmak için gelen bahisçiler ile cebinden bir miktar -bin TL- para çıkardı ve çıkardığı bütün parayı 2'ye bölüp siyah'a ve beyaz'a yatırdı. Kazanacaklarından emindi.
Etrafta çığlıklar yayılmaya başlamıştı bile. Son sürat devam eden yarışta son tura girmişlerdi bile, işte o kadar hızlılar.
Son turda en önde beyaz vardı, Ardında ise siyah son sürat birbirleri ile yarışıyorlardı.
Bitiş çizgisini göz açıp kapayıncaya kadar yarış bitmişti.
Kazana ise beyazdı.
Etrafta çığlıklar çoğalırken, kıyafetlerini çıkartıp atanları dahi görmüştü. Yiğit.
[]
Eveeett
NABERRR
AĞLİCAM ZORLA KÖYE GETİRİLDİMM
SİNEK VQR BURDA SÜRÜ GİBİLER AQ
BÖLÜMÜ BEĞENMEYENLERE DAYIYORUZ
SKNSJSKSKJS
BU ARADA SADECE BİZİM'E PAZARTESİ VEYA ÇARŞAMBA BELKİ BÖLÜM ATABİLİRİM
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İnek Öğrencinin Dönüşü BxBxB
ChickLitZorbalığa uğrayan Yiğit'in yaz tatilinde değişerek herkesin ağzının sularının akmasını sağlayan bir dönüşüm geçirir yeni okulunda peki ya neler olacak? Yeni sayfa mı açacak yoksa eskisi gibi herkes tarafından eziklenecek mi?