Jisung sabah gözlerini yavaşça araladığında yüzüne vuran güneş ışığıyla mırıldanıp hafifçe doğruldu.
Tabii uyanır uyanmaz karşısında ezeli düşmanı Lee minho'yu görmesiyle çığlık atmış, hemen eline gelen ilk şeyi karşısındaki oğlana fırlatmıştı.
Minho oturduğu yatağın üzerinde üstüne sert bir şekilde atılan yastıkla yüzünü buruşturup karşısında duran jisung'a histerik bir sırıtış atmıştı.
"Senin burda ne işin var! Şerefsiz!"
"Sana çok aşık oldum da sensiz duramıyorum, ondan geldim."
Jisung duraksayıp yüzünü buruşturduğunda karşısındaki oğlana 'ciddi misin' bakışı atmıştı.
"Sincap saçmalamayı kes istersen. Annemle babam beni sabahın köründe buraya getirdi, nedenini bende bilmiyorum. Şuan aşağıda babanla görüşüyorlar"
Jisung odada minho'nun olmasını umursamayarak hızla üstünü giyindi.
Aşağı indiğinde minho'nun dediği gibi bayan Lee ve bay Lee'nin babasıyla birşey konuştuğunu gördü.
Saygı için eğilip baş selamı verdiğinde ikili koltuklardan birine oturdu.
Bir kaç dakika yetişkinlerin sessiz kalmasıyla minho'da aşağı inip jisung'un yanına geçmişti.
"Çocuklar bizim sizinle bir konu hakkında konuşmamıž gerekiyor"
Bayan Lee zarif sesiyle konuştuğunda jisung'la minho yavaşça kadına dönmüştü.
"Biliyorsunuz ki aile şirketlerimiz bu aralar zor durumda ve takip şirketler bizleri geçmeye başladı. Biz bu yüzden şirketleri birleştirmeye karar verdik."
"İyide bunun bizimle ne alakası var?"
"Şirketlerin birleşmesi için bir sonraki varislerin, yani sizin evlenmeniz gerekiyor"
"NE"
İkili aynı anda konuştuğunda bay han oğluna bakmış, jisung hemen öne atılmıştı.
"Bizim yıllardır kavgalı olduğumuzu, birbirimiz yüzünden sürekli okullardan atıldığımızı bile bile bunu nasıl düşünebilirsiniz"
"Biliyoruz jisung, ama bunu yapmak şuanlığına bizim zorunluluğumuz, ayrıca siz evlendikten sonra şirketler tamamen ikinizin olacak"
"Tamam, kabul ediyorum"
Minho konuştuğunda jisung ona bakmış, içinden binbir küfür savurmuştu. Nasıl kabul edebilirdi?
"İyi, ama ben kabul etmiyorum"
Jisung konuştuğunda ona dönen dört çift gözü umursamamış, kendini odasına kapanmıştı.
Vücudunu resmen hızla yatağa fırlattığında, çırpınarak bağırmaya başlamıştı oğlan. Çünkü yıllardır düşman olduğu Lee minho'nun ismini duymaya bile katlanamazken, onunla evlenecek olma düşüncesi...
Kulağına dünyanın en ama en iğrenç şeyiymiş gibi geliyordu.Odasının kapısının pat diye açılıp içeri birinin dalmasıyla jisung, babasının gelmiş olduğunu gördü.
"Jisung misafirlerimize yaptığın bu saygısızlığı telafi etmek için çabuk salona geliyorsun, ayrıca özür diliyorsun"
"Dilemeyeceğim"
"Sana geliyorsun dedim, ayrıca git ve kocanın gönlünü al"
"Minho benim daha kocam bile değil! Asla da olmayacak!"
"Han jisung, bu bir emirdir."
"Hayır baba, asla o minho bozuntusuyla evlenmem!"
"Kapa çeneni han jisung! İstesen de istemesen de Lee Minho ile evleneceksin, o artık senin kocan!"
Bay han kapıyı çarpıp odadan çıktığında jisung başının ucunda duran cam bardağı alıp duvara fırlatmıştı.
Ardından odaya minho'nun girmesiyle yattığı yatakta oğlana sırtını dönmüştü.
"Hadi ama, ben sanki seninle evlenmeye çok meraklıyım jisung"
"İstemiyorum deseydin o zaman!"
"Eğer öyle söyleseydim büyük ihtimal babam beni ciddi anlamda öldürürdü"
"..."
"Ayrıca evlenmemiz benim kaçış yolum, yani red etmem için bir sebebim yok.
Üstünü giyinip aşağı gel, düğün hazırlıkları için ikimiz birlikte alışveriş yapmaya gideceğiz"...
Yine bir fic yine ben jsvsjbqksbsksj
Bu arada jisung 21, minho'da 21 yaşında haberiniz olsun <3Ece kaçar<3
Ayrıca iki bölüm attım, bir sonrakini de okursanız sevinirim..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
one house two enemy / minsung
Teen Fictionünlü iki şirket olan Han ve Lee şirketlerinin rakip şirketleri geçebilmesi için, şirketin sahiplerinin birbirlerine düşman çocukları Han jisung'la Lee minho evlendirilmeye karar verir... "hayır baba, asla o minho bozuntusuyla evlenmem!" "Kapa çeneni...