02.07.2023 - 00.42 am
Biraz önce uyuyacağımı söyledim sana. İyi geceler, seni seviyorum, öptüm vs. klasiklerimizin duygularından bir miktar yoksun olduğu bir konuşma geçti aramızda. Nedenini merak ettiğine eminim.
Bütün gün Ecem'e "Galiba ayrılacağım, dayanamıyorum, çok yoruldum, tükendim, yeter" diyerek mızmızlandım. Bunları sana söylemiyorum çünkü yanlış anlamadan korkuyorum. Seni sevmediğimi, değer vermediğimi, taviz vermediğimi, çabalamadığımı düşünmeni istemiyorum. Sadece gerçekten tahmin bile edemeyeceğin kadar çok yoruldum.
Küçükken hep içine kapanık bir çocuk oldum. Utangaç, çok arkadaşı olmayan, sessiz ve biraz da ezik. Duygularımı göstermemin yanlış olduğu algısıyla büyüdüm. İstediğim bir şey olsa bile sustum, azar yediğimde ağladığım için daha çok azar yedim, Kuzey öldüğünde bile ağlayamadım doğru düzgün çünkü susturuldum.
"Tamam, kendine gel, abartma, saçmalama"
İşte böylece duygularımı herkesin yaptığı gibi değersiz ve göstermeye değmeyecek hisler olarak gördüm. Belki de bu beni agresif ve tahammül seviyesi düşük bir insana çevirdi, bilmiyorum.
"Sadede gel, sana bunu düşündürecek ne yaptım?" diyor olabilirsin içinden. Sabırlı ol çünkü anlaman için bunları bilmen gerekiyor.
Belki beni duygularını bu kadar saklayan biri olarak görmüyorsun, belki aşırı duygusal bile görüyor olabilirsin, belki de umursamaz. Aslında kendi bünyeme bile kabul ettirmiyorum duygularımı ve birikiyor. Sonunda da tahammül edemeyen birine dönüşüyorum.
Bu kadar çok tartışma, kaçmaya çalıştığım kırıcı konuşmalar beni artık çok yoruyor. Sürekli savaşır gibi kendini kaptırdığın kavgaların sonunda 180 derece dönüp evet özür dilerim çok haksızdım kafam şimdi yerine geldi dediğin zaman bazen çok üzülüyorum. Seni bunu demek zorunda bırakmış gibi hissediyorum. Yani tartışmalar hiçbir zaman mutlu bitmiyor benim için.
Attığım her adımda, yazdığım her mesajda tedirgin olmaktan çok yoruldum. Üstümde bir sorumluluk değil de zorunluluk varmış gibi hissetmekten kendimi alamıyorum. Çok fazla, belki de gereğinden fazla fedakarlık yapıp benim yaptığım şeyleri yetersiz bulmandan çok yoruldum. Yoruldum. Eski beni azarlamandan, ona eziklemenden, geçmişim yüzünden beni suçlu hissettirmenden ve bütün bunları aslında tam terslerini de söyleyerek yapmandan çok yoruldum.
Bütün bu düşüncelerimi, yaptıklarının söylediklerinin beni nasıl etkilediğini inan bana neredeyse hiç göstermiyorum, yani senin o çok gördüğün tepki aslında içimde kopan fırtınalar yanında fısıltı bile etmiyor.
Seni çok seviyorum. Muhtemelen bunu sana hiç okutmayacağım, böyle bir yazı olduğundan da bahsedeceğimi düşünmüyorum. Olur da bir gün bitersek, ayrılığımızın o gün olduğunu düşünme. Biz bu zamanlarda zaten bağırarak konuşmamız gerektiği kadar uzağız. Birbirimizi duyamayacak hale gelmemizin bir günde ya da bir haftada olmadığını bilmeni isterim. İşte belki o zaman bu yazıyı okumanı isterim senden.
Ne kadar ayrılmaktan bahsetsem de kaldırabileceğimi düşünmüyorum aslında. Sensiz yaşamanın nasıl olacağını bilmiyorum. Hayatımın ortasındaki koca boşlukla nasıl devam ederim bilmiyorum... Yani demek istediğim eğer gerçekten ayrıldıysak, bil ki gerçekten çok ama çok acı içinde olduğum içindir, seni bırakmak da benim için hiç kolay olmamıştır.
Şimdilik bu kadar yeter. Belki başka zaman yine bu boğucu düşüncelerin içinde kaybolursam kendimi yazarken bulurum. O zamana kadar, hoşçakal.
01.12 a.m.