three months | taennie

0.3

duz yazi hatrina yorumlarinizi bekliyorum 😋

Yazın en sevdiğim kısmı; sadece 3 ay süren, bir daha görüşmediğin yaz flörtleri. Öyleydi en azından.

Her yaz gittiğimiz farkli tatil mekanlarında kızlarla gözümüze birer erkek kestirir, ve yaz bitene kadar takılır, randevulara çıkardık.

Bu yaza kadar böyleydi bu, sonrasında Jisoo sevgili yaptı. Bizse umutsuzca 3 farklı erkeğe bağlandık.

Kim Taehyung, bu yaz seçtiğim erkek. Ama geçici olmasını istemediğim tek erkek denilebilir. 1 Günde tanışıp 3 ay sevgili kalamayacağım, aksine 6 ay platonik kalıp 3 ay boyunca arkadaşça bir yaz geçireceğim erkek.

Yüzüne bile bakmayan bir erkeğe nasıl taktın derseniz, inanın bilmiyorum. Sanırım beni ona çeken de bu, okulda herkesi birer birer reddederken varlığımı asla umursamayan tek erkek olması ilgimi çekti denilebilir.

"Kızlar, şuraya bakın! Burası şuana kadar geldiğimiz en lüks yer olabilir." diye heyecanla konuşan arkadaşıma baktım. Kısaca etrafı taradım; Sahile sıfır bir barı vardı, cam gibi denize sahip bir konumdaydık. Bunlar beni mutlu etmeye yeterken konaklama alanlarının rahatlığı da dikkat çekiyordu.

Otel; 2 katlı villalardan oluşuyordu. 2 kişiye 1 villa denk gelecek şekilde ayarlanmıştı ve fazlasıyla lükstü, içeride ki 2 yatakta 2 kişilikti. Bize ait bir giyinme odası bile bulunuyordu, en iyi yanıysa odamızın balkonundan havuza direkt geçiş olmasıydı. Tabii Taehyung'ların villasının hemen yanında olmasından sonra.

Bu bilgiyi kızlarla paylaştığımda Roseanne, Jungkook'un yan villasını kaçırmak istememiş, benimle kalmak için hızla öne atılmıştı.

İkişerli şekilde villalara ayrıldık. Sabah erken saatlerde yola çıktığımızdan vardığımızda saat 11'i geçiyordu. Tatile başlamak için mükemmel bir zaman da olsa kahvaltıyı kaçırmış olmamız berbattı.

Kahvaltı çoktan bittiğinden dolayı öğretmenlerimiz direkt odamıza geçip kafamıza göre takılmamızı, yerleşmemizi ve yerleştikten sonra onlardan gelecek mesajı beklememizi söylemişti.

Valizimi sürükleyerek giyinme odasına geçtim, 3 ay burada kalacağımdan düzenli durmak gibi bir zorunluluğum kesinlikle yoktu.

Roseanne ile beraber tüm valizimizi yerleştirdikten sonra gardrop içinden giyeceklerimizi seçmeye başladık.

"Ayy Jennie, hangi renk bikinimi giymeliyim sence?" dediğinde cevapladım. "Seçenekler neler?" dedim. "Hmm, düz beyaz var ama çok klasik, elendin bebeğim kusura bakma. Pekala, bir tane toz pembem var ama çok çocuksu kaçar değil mi? Bunu en başından niye almışım ki...?" diye söylenirken benim fikrimi belirtmeme müsade etmiyordu bile. "Oh, sarı bir tane var! Geçen sene beraber aldığımız, şu çiçek desenli olan." dediğinde sırıttım. O takımı çok seviyordum.

"Kesinlikle onu giymelisin." diye seslendim içeri. "Giyiniyorum! Üstüne beyaz, salaş sahil gömleğimi geçireyim mi?" dediğinde cevapladım. "Bence o gömleği değil de şu geçen aldığın beyaz sahil elbisesini giymelisin." dedim. "Aa evet olabilir." dedi ve 5 dakika sonra hazır şekilde giyinme odasını terk etti.  Söylediği bikini takımının üstüne beni dinlemeyip beyaz gömleği geçirmişti. Yüzünü asarak konuştu. "Elbiseyi almayı unutmuşum." dedi. "Yenisini alırız." diyerek göz kırptım ve giyinme odasına girdim.

Önce bikinime karar vermek için onları yerleştirdiğim bölüme baktım. Bir çok seçenek arasında beyaz, üstünde mavi desenler olan bir bikini takımını giymeye karar verdim. Altıma ise takımın bir parçası olan sahil eteğimi geçirdim.

Roseanne'nin aksine çok oyalanmadan odayı terk ettim ve yanına geçtim. "Nasılım?" dedim gülümseyerek. "Taehyung sana bir kere daha aşık olacak." dedi göz kırparak. Keşke 1 kere olsa, diye geçirdim içimden. Düşüncelerimi bölen şeyse telefonlarımıza düşen bildirim sesi oldu.