Yine bir sonbahar sabahıydı.Ünlü ressam Kim Taehyung kahvaltı masasına oturmuş, evindeki çalışanlar masada kalan kahvaltılıkları büyük bir hızla toplarken Taehyung bir elinde sütlü ve bol şekerli kahvesi diğer elinde günler önce başladığı ve daha henüz yarısına gelebildiği kitabıyla çıkış saatinin gelmesini bekliyordu.
Bu gün için düzenlenen sergide yer alacağı tabloları vardı.
Elindeki kitabı bırakarak kısaca kol saatine baktığında daha zamanı olduğunu görmesiyle yüzünü munzur bir gülüş aldı.
Tekrar kitabına uzandığı sırada eline çarpan kağıt parçasıyla başını kaldırıp karşısında dikilen kısa boylu zayıf çalışana çevirdi.
"Efendim bu mektup sizin için gelmiş." Dediğinde, yüzündeki anlamamış ifadeyle birlikte mektubu hızlıca aldı.
"Kimden?" Diye sormayı ihmal etmeden mektubu açmaya başladı.
"İsim yazmıyor, sadece Kim Taehyung'a diye gelmiş." Diyerek açıklama yapan çalışana gitmesi için işaret verirken büyük bir merak ve bir o kadar da sakinlikle açtı mektubu.
İçinden iki tane kağıt birbirine zımbalı bir şekilde çıktığında hafif çatılan kaşları eşliğinde kağıtta yazılanları okumaya başladı.
.
Biricik sevgilime...
Öldüm ben sevgilim...
Sensiz defalarca kez öldüm.
Ama bu gün, bu gün gerçekten öleceğim.
Senin gibi yapmak istemedim.
Veda etmeden gitmek istemedim.Evet sevgilim öleceğim dedim. Belki bu satırlar bütün acılarımı anlatmaya yetmeyecek. Belki hala senin için unutulmuş biri olarak kalacağım. Ama dinle lütfen.
İpim boynumda. Ölümün bana taktığı bir tasma misali. Boynumda, mektubumu bitirmemi bekliyor sevgilim.
Kaç yıl oldu. Sen beni terk edeli, ruhumu benden çalıp götüreli kaç yıl oldu. Hiçbiri yakmadı canımı. Hiçbirinde zorlanmadım bu kadar sevgilim. Kalbim hep sendeydi. Hep sana aitti, bu yetiyordu acılarımı biraz olsun iyileştirmeye.
Ama şimdi...
Şimdi alıyorum her şeyimi geri. Kalbimi senden götürüyorum. Ölümle birlikte her şeyimi alıyorum senden. Eğer aşkımı istersen. Sana fazlasıyla verdim sevgilim. Lütfen sevgimi mektubumla sakla. Sakla ki bu aciz bedenim toprakla buluşsa dahi sızlatsın kemiklerimi. Razıyım. Senden gelen her acıya, her sızıya. Kalbimin sızısını kemiklerimde hissettir bana sevgilim.Öldüm ben sevgilim.
Beni varlığında yaşatanım. Ben sana son vedamı sunarken bu satırları anlamsızca okuma. Kemiklerimi sızlat, ama yakma sevgilim.31/08/2022 tarihinde, 23:32 akşam saatlerindeyim. Tam şu an zamanın durmasını çok isterdim. Veya geriye sarmasını.
Evet sevgilim tanıştığımız tarihte terk ediyorum seni.
Hatırlıyor musun,
13 yaşımdaydım. 2010 Yılının Eylül ayıydı. 13 yaşıma bastığım gündü.Sen bu kadarını pek bilmezsin. Amcamdan dayak yediğimi bilirsin -hatırlıyorsan eğer- evet sevgilim sen o gün amcasından dayak yiyen bir çocuğu kurtarıp onu kendine hayran bırakmıştın. O çocuk büyüdü ve sana aşık oldu sevgilim.
Pasta istemiştim. Diğer çocuklar gibi doğum günüm kutlansın istemiştim. Çok mu şey istemiştim? Birkaç dakika değerli hissetmek çok mu büyük bir istekti on üç yaşında bir çocuk için?
Hiçbir şey hak etmediğimi on üç yaşıma kadar öğreten hayatıma yanlışlarla dolu bir cevap anahtarı misali girdin. Farkında değildin, sana çok hayrandım. Hala hayranım sevgilim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Amour | Taekook
Historia CortaTanıştığımız tarihte terk ediyorum seni sevgilim. 01. 09. 2010 /2023