Aylar sonra iple çektiğim o gün geldi. Padoğa giriş yaparken yüzümde kocaman bir gülümseme ile etrafa bakıyordum. Evet, şuan Ferrari'nin evi İmola Grand Prix'indeyim.
Garajların arka kısmına giriş yaparken belki bir pilot görürüm umudu ile etrafı tararken fotoğrafçıların bir yere toplanmasını görmem ile adımlarımı oraya doğru hızlandırdım. Herkes birinin etrafına toplanmış ve bir sürü soru sorarken ve fotoğraf çekilmeye çalışırken bende aralara sıkışıp öne geçmeye çalıştım. Tam öne geçmiştim ki birinin iteklemesi ile yere düştüm.
Oysa ki bugün güzel geçecekti evden olumlama yaparak çıkmıştım.
Görüş açıma giren el ile söylene söylene ayağa kalktım.
" Yamyam gibiler gerçekten alın sizin olsun pilotunuz."
Kafamı kaldırıp bana el uzatan kişiyi görmem ile donup kalmam bir oldu. Bu an gerçekten yaşanıyor mu? Ya da ben gerçekten yaşıyor muyum?
Şuan karşımda Carlos Sainz kaşlarını çatmış bana bakıyordu. Acaba kafamı yere mi vurmuştum?
" Hey, iyi misin? Sert bir düşüş oldu."
Hala öylece suratına bakmaya devam ettim. Kesinlikle kafamı yere vurmuştum.
" Biraz daha tepki vermezsen korkmaya başlayacağım." Sonunda sesimi bulup konuşabildiğimde basın fotoğrafımızı çekiyordu. Bu bir sorun olur mu ki?
" Evet, iyiyim. Teşekkür ederim. Birileri beni ittirdi ama kim bilmiyorum." diyip topluluğa kötü bir bakış attım. Carlos ise dediğimi umursamayıp başımdaki şapkayı aldı.
"Demek Ferrari fanısın. Ama benim fanım değilsin. Bu beni biraz üzdü."
Elinde 16 numara Ferrari şapkası ile bana dudağını bükmüş bakan bir Carlos Sainz görmek her gün yaşayabileceğim bir olay değildi.
" Ah lütfen, sende harikalar yapıyorsun."
Samimi bir gülüş ile şapkayı elinde salladı. " İmzalamamı ister misin? " Kocaman gülümseyip kafamı salladım. Elindeki kalem ile şapkaya imzasını atıp bana doğru uzattı. Tam şapkamı almak için elimi uzatmıştım ki elini geri çekti.
" Bir imza daha ister misin?" Kaşlarımı çatıp baktığımda ne dediğini anlayamamıştım. Başka kim imza atabilirdi ki şuan?
" Dostum neredesin seni arıyorum her yerde? "
Arkamdaki sesin sahibi Carlos'un yanına geçtiğinde tekrar dumur olmuştum. Arkadaşlar şuan karşımda Charles Leclerc var. Sanırım bugün en şanslı günümdü.
Carlos elini yüzümün önünde salladığında hala donakalmış vaziyette Charles'ın suratına bakıyordum. Eminim şuan dışarıdan çok komik gözüküyordum.
" Hayranın ile tanış Charles. Gerçi bende daha ismini öğrenemedim." Charles güzel gülümsemesi ile elini uzattı. " Selam, eminim biliyorsundur ama ben Charles." Kendime gelip bende elimi uzattım." Emma, Emma Miller."
"Tanıştığıma memnun oldum Emma. Demek Ferrari fanısın." Carlos'un elindeki şapkaya bakıp kocaman gülümsedi. " En çok hangimizi seviyorsun diye sormama gerek yok sanırım." Kafamı eğip gülümsedim.Şapkamı alıp bu sefer Charles imza attı. O sırada bana ufak bir bakış atıp şapkanın iç tarafını çevirdi ve oraya da bir şeyler yazdı. Bu sırada Carlos bana göz kırptı. " Umarım tekrar karşılaşırız Emma. Kendine dikkat et, düşmemeye çalış." Gülümseyip el salladım. " Umarım, yarışta bol şans." Carlos gittikten sonra başımı Charles'a çevirdim. Şapkama yazdığı şey bitmiş bana bakıyordu. Bende aynı şekilde ona bakmaya devam ettim. Yeşil gözleri benim kahverengi gözlerimdeydi. Daha önce birisi bana böyle bir an yaşayacağımı söylese sanırım gülerdim ancak şuan o kadar heyecanlı bir an yaşıyordum ki nefes almayı unutmuştum. Ve Charles bunu farketti. Yine o güzel gülümsemesi belirdi yüzünde. Sanırım az önce kalbim durdu.
" Nefes al Emma." Kafamı sallamam komik gelmiş olmalı ki küçük bir kıkırdama kaçırdı dudaklarından. Her iki elini koluma koyup yüzünü yüzüme hizaladı.
" Benimle birlikte nefes al." Charles derince bir nefes alınca bende aynı şekilde derin bir nefes aldım. Kaç dakikadır nefesimi tutuyordum bilmiyorum ama ciğerlerim bu hava akışı ile bayram etmişti. Çünkü içime aldığım nefeste bolca Charles vardı. O ve güzel kokusu. Bir insan nasıl bu kadar güzel kokabilirdi.
" Demek yarışı padoktan izleyeceksin. Umarım Ferrari garajının üstündeki balkonda olursun." Kafamı salladım hızlıca. " Orada olacağım." Gülümsedi yine. Hangi iyiliğimin karşılığı olabilirdi bu güzel gülümsemeler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LORD PERCEVAL
Fanfiction" Seni görene dek nefes aldığımı düşünmezdim. " Charles ve Emma'nın minik bir tesadüf ile başlayan tanışmaları sonrasında nasıl bir hikayeye evriliyor gelin birlikte görelim.