Kafamı kaldırdığımda karşımda yan komşuyu görmeyi beklemiyordum.
"Ha?"
"Bu akşam aile yemeğinden sonra bize geliyor musun diye sordum."
"Haaaa, annemlere sorayım eve gidince." yaaa zaten bu da ne diye çağırdıysa beni.
"Tamamdır o zaman. Görüşürüz." sırıtarak arkasını dönüp gitti.
Bu çocukta iyicene tuhaflaştı.
Yan komşu marketten dışarı çıkarken telefonum çaldı.
Babam arıyor.
"Efendim baba."
"Bak oğlum, bugün benim arkadaş geliyo. Akşama evde ol."
"Tamam babam."
Telefonu kapatıp cebime koydum. Sevinçten şu an takla atabilirdim. Babam, canım babam benim yaa. Arkadaşı kimdir bilmem ama gördüğüm an anlından öpeceğim valla.
Ben deli danalar gibi sevinirken içeri yeni bir müşteriler girdi. Changbin ve Seungmin.
"Ne oldu da bu halin?" bir bilsen nasıl mutluyum Seung.
"Valla bizim yan komşu beni çağırmıştı ama işim çıktı gidemiyorum." ben kıvırtmaya devam ederken Changbin de bana gülüyordu.
Onu bana gülerken görünce durdum bende. Ne gülüyon be kardeşim.Aaaaaa.
"Minholar geliyormuş yakında duydun mu?"
"Haa, sen o yüzden böyle bir güzelsin. Sevdiceğini görecek diye süslenirmiş birde."
"Ne alakası var be Hyunjin, her zamanki halim."
"He hee her zaman ki halin. İki ay önceki halini sana hatırlatmamı ister misin?" elim cebimdeki telefonuma gitti.
"Yok yok hiç gerek yok. Çok şükür o zamanları geride bıraktık."
"Çok şükür valla."
Biz Seungminle sohbet ederken, Changbinde kasaya atıştırmalık birkaç bir şey bıraktı.
"Hyung bu kadarı yetecek mi? Yani biraz az da bu sana." Seungmin şaşkınlıkla Changbin'e bakıyordu.
"Yeter yeter, babam az ye dedide ondan. Yoksa bu nereme yetecek."
"Birde az ye demiş, çok ye dese be olacak acaba." dedim fısıltıyla.
"He,bu ara Seung sen bugün gidiyon mu aile yemeğine?" soruyu sorarken bir yandanda kasadan geçiriyordum alınanları.
"Yok be, ne uğraşacağım. Hem zaten birde şu Felix olayı var."
"Sana söyledi mi?" Felixin hemen söylemesi tuhafıma gitti şimdi.
"Eski sevgilisi ya ondan şey etmiştim de. Başka bir şey mi var söylenecek?" şimdi yüzünde ciddi bir ifade vardı.
"Yok canım ne olcak." yüzümde sıçtık sıvadık sırıtışı vardı.
"Hadi Seung ben çok açım. İki saattir amma konuştun." yanımızda sızlanan bir bebek vardı sanki.
Kafamı Chanbin'e bakmak için çevirince göz göze geldik. Bu adamın gözleri ne zamandan beri bu kadar güzel.
Psikopat gibi adamın gözlerine baktığım anlayınca önüme dönüp bir şeylerle uğraşmaya başladım.
Seungmin' e görüşürüz demek için kafamı kaldırdığımda Changbin bana sırıtıyordu.
Aaa bu da bana sırıtıyor durmadan. Bir sıkıntı mı var kardeşim. Yani şimdi varsa aramızda konuşarak çözelim de. Çünkü bu adamın kasaları beni korkutuyor.
"İyi günler." Changbin garip bir ses tonuyla söyledi.
"Hadi Chang ya, yürü." Seung artık bıkmış belliki onun bu hallerinden. Bence tatlı çocuk ama neyse hadi.
Onlar gidince iş her zaman ki rutine döndü. Yaşlı amcalar, yolunu bulamamış turistler falan filan işte.
Ben kafamı tam tezgah koymuştum ki telefon çaldı.
"Hay ben senin ya. Bir dinleneyim dedim. Kim arıyor bu saatte?"
'Bizimki' aaa babam arıyor.
"Efendim baba."
"Erken kapa marketi de gel. Yarım saat sonra geliyor benim arkadaş ve ailesi. Çabuk ol yani. Onlar burda olmadan gel."
"Baba sen ciddimisin ya? Zaten benim burdan eve gelmem yarım saat birde marketi kapayıp gelmem ohooo."
"GEL İŞTE BAĞIRTMA BENİ!"
"Aman baba ya. Geliyorum tamam." diyip yüzüne kapadım.
Acaleyle birkaç bir şey toplayıp marketi kapattım. Sürgüyü çektiğim gibi başladım eve doğru koşmaya.
Babamın ilk defa arkadaşı geliyor ve geç kalırsam vereceği cezaları düşünmek istemiyorum. Kendisi bu konularda çok yaratıcı olabiliyor.
Ben manyak gibi koşarken yan komşu çıktı karşıma. Bir anda çıkınca zar zor durdum, valla yapışıyordum üstüne çocuğun.
"Bize misafir geliyormuş gelemiyom. Affet valla." diyip yine koşmaya başladım.
Babam yüzünden marketten eve koşmaya o kadar alışmıştım ki. Artık zorlamıyor bile.
Evin kapısına gelince iyicene soluklandım. Hah iyi daha kapının önünde ayakkabılar yok. Bende rahat rahat zile bastım.
Arkamdan sesler gelince arkama dönünce bir de ne göreyim. Yaaa vallahi yeter. Ben ne diye durmadan bu çocukla karşılaşıp duruyorum?
Yine göz göze geldik Changbinle. Aradan ne kadar geçti bilmiyorum ama babam kapıyı açıp hoş geldiniz diye bağırınca ikinci bir şok geçirdim.
Nasıl yani babamın arkadaşım arkadaşım diye gezdiği kişi Changbinnin babası mıymış?
Bu ne biçim bir tesadüftür yaa.
————————___________——————————____
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bir haftadır köyde olduğumdan anca yazabildim. Ayrıca ben bu adamları nasıl birlikte yapacam bilmiyorum yaaaaa. Çok zorrrr😫😫