Bizim velet büyümüş.

93 5 7
                                    

  Sıkıldım ve kimse benimle markette dedikodu yapmak istemiyor. Gerçi Felix şu an farklı bir ülkede ve zaman farkı falan. Jeongin desen okulu var. Minho da yok, benim neden hiçbir arkadaşım burada değil. Ağlayacağım ya, neden be hayat ne vardı bende gitseydim Lix'imle.

 Yani okusam yeterdi bana, üniversiteye gideydim bari. Babamın bana şansı kullanmam lazım.

 Tek yapmam gereken babamın karşısında düzgün davranmak ve Seoul National University'yi kazanmak var.
Resim bölümüne girmek istediğimden boş vakitlerimde çizim yapıyorum ama bir yere kadar gerçekten.

 Gerçi babam ilk kazandığında göndermemişti, kendince haklı sebepleri de vardı. Aman neyse ne gerek var şimdi bunları düşünmeye, şarkı açayım da azcık dans edeyim.

"Ne açsam acaba yaa. Karışık çalsın bari düşünmeme gerek kalmaz."

(Treasure- MMM )

"Ohh, iyi iyi. Kötü bir şey çıkmadı."

(Burası Hyunjin'i MMM dansını yaparken hayal ettiğimiz yer.)

 Alkış sesi nereden geliyor şimdi. Marketin girişine bakmamla bizim enginarın kardeşi, yan komşuyu görmem bir oldu. Ayyy gördü bu şimdi beni dans ederken kim bilir neler söyleyecek.

"Güzel dans ediyor muşsun, bilmiyordum." sen ne biliyon ki zaten. Birde gelmiş şekil yapıyor.

"Teşekkür ederim." ve ufak bir sırıtış. Oğlum Hyunjin biliyon bu işi haa.

"Gelmedin dün." ne vardı ki dün. Heee.

"Ya bize misafir geldi de ondan şey edemedim. Hem sizinde aile yemeğiydi ayıp olurdu."

"Ne ayıbı bea, sende aileden sayılırsın."
Ne diyon be abi yaa. Ne ayak?

"Afedersin? Ne ailesi? Ne demek bu?"

"Yani sen ben diyorum, bir şeyler olmaz mı?"

"Hayır olmaz."

"Neden ama bak ne güzel çift oluruz."

"Ne çifti be kardeşim bas git. Birde seninle uğraşmayayım."

 Yavaş yavaş yanıma gelme başladı. O geldikçe ben geriye doğru küçük adımlar atmaya başladım. Lütfen arkamda buzdolapları olmasın, lütfen. Ve sırtımda hissettiğim o soğukluk hissi. Hadi bakalım.

"Bence bizden çok güzel çift olur. Tam benliksin biliyor musun? Seninle çok eğlenceli şeyler yapabiliriz." bunları söylerken bir eli saçlarıma boynumun arasında bir yerde geziyordu.

"Sen ne dediğinin farkında mısın?   Benimle böyle konuşamazsin bir kere. Ayrıca bu elin ne çek şunu, böyle temaslardan nefret ederim. Sana olan nefretim gibi." eline bir tane geçirdim. Hemen ardından da karnına tekme attım.
O kimdi de bana  böyle dokunabiliyor ya.

 Tekmemle yere yapıştı. "Anne ve babana açıyorum çünkü iki tane beş kuruş etmez oğulları var."

"Bana bak, senin de ağızın iyicene açıldı. Sen kimsinde açıyorsun lan benim aileme."

"Salak misin taklit mi yapıyorsun. Asil sen bana bak, burda seni bir döverim ama malum iş kuralları. Adam akıllı kalkıp git evine daha da uzamasın konu."

"Bu iş burda bitti sanıyorsan yanılıyorsun HWANG HYUNJIN, sen önünde sonunda benim olacaksın."
Yerden kalkıp koşar adım marketten çıktı.

"Çıldıracağım şimdi. SEN KIMSIN KI BANA TANTANA YAPIYORSUN BIR KERE. KIMSIN YA SEN. KIMSIN."
Sinirden doğru düzgün düşünemiyorum da zaten.

Eww   -hyunbin-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin