Loş bir ışık odayı aydınlatırken, rüzgarın cama vururken çıkardığı ses yankılanıyordu. Zaten oda sessizliğe bürünmüş iken rüzgarın cama vurma sessi, ortalığa daha da garipleştirmekten başka bir şey sağlamamıştı.
Sarp' ın bakışları, Karan' nın gözlerinin içerisinde amansızca dolaştı bir süre. Konuşmaya nasıl başlayacağından birhabersiz kollarını birbirine doladı.
" Sarp, anlatsana şunu." dedi artık beklemekten sıkılmış bir şekilde, Karan.
Sarp onun bu tavrına karşı gözlerini devirip en sonunda efsaneyi yaşanan olayların ta en başından anlatmaya karar verdi.
" Leonardo ve Dameon." dedi ağızının içerisinde neredeyse mırıldanarak. Sarp bu iki adamın isimlerini söylemeye bile çekiniyor gibi görünüyordu.
" Ne?" dedi anlamayarak Karan.
Sarp, Karan' nın bu sorusuna cevap vermeden, düşüncelerini bile yorgun zihninde yeni toparlamışken, konuşmasının bölünmesine maalesef izin veremeyecekti.
" Yıllar önce Yunanistan ve Türkiye savaşında teslim olmuş yunan askerleriydi ikisi. Savaş bittikten sonra serbest bırakılmışlar, onlar da bu kasaba içerisinde kendilerine yeni bir hayat kurmak istemişlerdi ama olaylar öyle gelişmemiş.
Kasabalı onları dışladı, yok saydı; aslında bunlar o ikisi için bir sorun taşımıyordu ta ki olay fiziki boyutta varıncaya dek.
Bir gece vakti Leonardo ve Dameon' nın evi yakıldı. Şansları vardı ki o gün ikisini de uyku tutmamış, dolaşmaya çıkmışlardı. Geri dönüp o evi gördüklerinde büyük bir duygu karışımı içerisine girdiler. Sahip oldukları tek değerli eşya şimdi senin ellerinin arasında tuttuğun o kolyeydi.
Leonardo eninde sonunda böyle bir olayın yaşanacağına ihtimal vermiş olsa da, Dameon için bu geçerli değilmiş. Kasabadaki bazı insanlar o gece onun ızdırap dolu kahkasıyla birlikte pencerelere doluşmuş, Dameon onları görür görmez ise dayanağı olmayan tehtitler savurmaya başladığı söyleniyor.
Ne olduysa bu olaydan sonra yaşanmış zaten. Dameon bir şeytanla anlaşma içerisine girip onun istediği bir şeyi yerine getirmiş ve karşılığında ise yıllar boyunca kendine hizmet ettirmek için bir anlaşma içerisine girmiş.
İstediği şey ise kasabanın yavaş yavaş kökten yok olmasıydı ama bunu yaşadığı o dönem tabiki de uygulayamamış. Leonardo karşısına geçip " Ya bu işe bir son verirsin, ya da beni bundan sonra tamamen silersin." dediğinde bunu yapmamış ama tamamende bundan da vazgeçmiş değildi.
Onun soyundan birisi bu kasabaya tekrardan geldikten bir süre sonra yaptığı anlaşma hayata geçicekti."
Karan' nın ağzı hafifçe aralanmış, bakışları Sarp' ın üzerine pür dikkat odaklanmıştı.
" Sarp..." dedi karşısındaki oğlana bir şey demek istiyormuş gibi.
" Efendim?"
" Sen edebiyatçı falan olsana?"
Sarp' ın kaşları anlık olarak sertçe çatıldı. Karşısındaki adamın o kadar şey anlatmasına rağmen tek dikkat ettiği konunun, bu olduğuna inanmak istemiyordu.
" Gerçekten o kadar şey anlatmama rağmen tek takıldığın konu bu olamaz değil mi?"
Karan, Sarp' ın düşündüğü şeyi onaylarmışcasına masumane bir gülümseyiş sunarken, Sarp hayata isyan edercesine gözlerini bir süreliğine yumdu.
Karan bakışlarını, Sarp' tan ayırıp elindeki koyu zümrütten yapıldığı belli, dikdörtgen şekline benzer, üzerinde yedi köşeli yıldız olan kolyeye döndürdü. Parmaklarını kafasındaki düşüncelerle birlikte yıldızın üzerinde dolaştırdı. Sarp' ın anlattığı bu efsaneyi ' Azze' denilen bu yere gelmeden önce de bilse de bu kadar detaylı değildi ve bu iş kafasındaki bazı anlamdıramadığı sorularla daha da garipleşiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sır // Gay
General FictionSarp' ın ailesi hiçbir açıklama yapmadan ' Azze' denilen bu kasabada Sarp' ı tek başına bırakmıştı. Kendisini fazla yükseklerde görürken bu kasabada bir anda en tepeden, en aşağa büyük bir çöküş yaşamıştı. Yeni gelen matematik ögretmeni Karan ile ar...