Düş Kırıkları

130 19 22
                                    

Leya'nın attığı çığlıkla Yağız ve Deniz ona bakmıştı. Neden bağırdığına bir anlam veremiyorlardı.

Leya: "K-kan, Tuana kanatlarından kan akıyor."

Deniz ve Yağız ikilisi duydukları ile hemen yanlarına koşmuştu. Deniz hemen Tuana'yı kucağına almış ve yere yan bir şekilde yatırmıştı.

Deniz: " Bunun sebebi ne söyler misin? Eğer soruma cevap vermezsen seni iyileştiremem Tuana ve bu benim istediğim son şey bile değil. Şimdi bana sebebini söyle lütfen."

Tuana başını iki yana hızla sallamış ve acı içinde bir çığlık atmıştı.

Deniz: " Kes şunu! Buna neyin sebep olduğunu söyle hemen!"

Tuana acıyı yok saymaya çalışarak konuştu.

Tuana: " Bu senin i-iyileştirebileceğin birşey değil. Ruh eşim yüzünden oluyor, ettiğim yemin beni bu hale getiren."

Yağız: " Kim, söyle bize ruh eşin kim. Söz kimseye söylemeyiz bu kadar acı çekmen doğru değil."

Tuana etrafında ona endişeye bakan arkadaşlarına buruk bir şekilde gülümsemiş ve kafasını iki yana sallamıştı. İstese bile söyleyemezdi.

Leya:" Bize böyle bakmayı kes Tuana, hadi onu kaldıralım ve okula götürelim dinlenmesi gerekiyor.

Hem ben sana topladığımız şifalı otlardan bir karışım yaparım halsizliğin ve yorgunluğun hemencik geçer."

Yağız hemen Tuana'yı kucağına almış ve yürümeye başlamıştı, bu sırada Tuana etrafa bakarak Çağan'ı arıyordu ama yoktu. Gözlerini kapatarak onu hissetmeye çalıştığında ise Zeynep'in yanında olduğunu ve ona pansuman yaptığını görmüştü.

Bu görüntüyle gözünden bir damla yaş süzülürken, beyaz kanadı sırtından biraz daha ayrılmıştı.  Tuana ne kadar gizlese bile Yağız elinin altına gelen yerde etinden ayrılan kanadı hissetmiş ve adımlarını daha da hızlandırmıştı.

Neden bilmiyordu ama içinde Tuana'ya karşı olan duygular vardı, onu kardeşi gibi görüyordu ve onun canını yakanı bulduğu yerde öldüresiye dövmek istiyordu.

Bu his sadece Yağız'da değil, Leya ve Deniz'de de vardı. Sanki eksik yanları gelmiş ve tamamlanmış gibi hissediyorlardı.

Sonunda okula geldiklerinde, hemen Leya'nın odasına çıkmışlardı. Leya önden gitmiş ve örtüyü kaldırarak Tuana'ya yer açmıştı. Yağız onu hemen bırakmış ve üstünü örtmüştü, geri çekildiğinde ise Tuana'nın uyuduğunu görmüştü.

Dudaklarında ufak bir gülümseme ile anlından öpmüş ve odadan çıkmıştı. Diğerleri de peşinden çıkmış ve bahçeye geçmişlerdi.

Deniz: " O geleli daha saatler oldu ama sanki onu asırlardır tanıyorum, eksik yanım tamamlanmış gibi hissediyorum."

Leya: " Bende onu ilk gördüğümde içimde çok tuhaf bir his vardı. Onun benim için çok kıymetli olduğunu hissettim ve kalbimde koca bir hüzün."

Yağız: " Onu ilk gördüğümde çok şaşırdım yalan yok, o sanki bu diyara ait değilmiş gibi hissettim ama sonra, o bize gülünce, bize hediyeler verince ve bize sarılınca diğer yarım tamamlanmış gibi hissettim. Ve bu hissettiğimde haklıydım diğer yarım onunla tamamlandı."

°Fernweh°(ARA VERİLDİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin