Moon

BÖLÜM 7

Bavullarını içeriye aldıktan sonra yorgunluktan koltuğa yığıldılar. Özel uçakla gelmelerine rağmen bu kadar yorulmuş olmaları onları şaşırtmıştı. Ama düşününce bu bir yandan da normaldi her ikisinin de birçok savaş ve ayaklanmalara şahit olması ; onların durdurulması yani daha barışçıl bir şekilde çözümü için uğraşmışlardı. Özellikle Azerbaycan'ın Ermenistan ile olan savaşından sonra yapmak üzere olduğu ilk tatildi. Bu yüzden abisinin rahatlayıp bütün stresini atmasını sağlayıp, emin olmalıydı. Kısacası herşeyi unutup bir süre neşeli Türkiye olmaya geri dönmeli , depresyon halini bırakmalıydı.
     Kendini koltuğa öyle bir salmıştı ki doğrulmak istediği zaman bedenini kaldırmak için zorlanmıştı. Abisinin de aynı durumda olduğunu görüp yüzünde küçük bir gülümseme belirdi. Öbürü ise bunu gördüğü zaman onunla beraber gülmeye başladı. Bir süre sonra sakinleşip
     -ahhh buraya uzun zamandır gelmemiştik! ne güzel oldu şimdi. Ne dersin dışarıya çıkıp bölgeyi tanıyalım !? , dedi.
   
  -Abisinin bu enerjiyi nereden bulduğunu merak etsede sorduğu soruyu cevapsız bırakmanın onun bu enerjik halini zayıflatmasından korkup hemen cevap verdi.
    - Olur neden olmasın ama ilk önce şu takımdan kurtulmam lazım. Nasıl olsa birileri uçağa binmeden önce üstümü değiştirmeme bile izin vermeden beni hava limanına sürüklemişti.
 
   Bunu yanlış anlaşılmasın diye alaycı bir tavırla söylemişti. Her ne kadar alıngan olmasa da ne olur ne olmaz Azerbaycan'ın yanlış anlamasını göze alamazdı zaten kendisi ile doğru düzgün konuşmayı becerebilen tek kişi oydu.
   Elbette Azerbaycan sözlerini ciddiye almadığını küçük bir sırıtmayla belli etmişti ve duş almak için odasına çıkıcağını söyleyerek koltuktan kalkıp merdivenlere doğru gitmeye başladı.
   Abisinin gitmesiyle Türkiye derin bir nefes aldı ve kendini sakinleştirmek için yavaşça dışarıya verdi. Son kez koltuğa yıkıldı ve gözlerini kapattı.

     ~Şimdilik Türkleri yanlız bırakıp hikâyenin diğer karakterlerine göz atmaya ne dersiniz?~

  Yer: Los Angeles , Beverly Hills
  Zaman: 09.30 a.m.

Beverly Hills, zengin ve ünlülerin evi olan üst düzey bir alışveriş mekânı ve pazar yeri olarak tanıtılmaktadır ama Nisan ve Mayıs aylarının gelmesiyle her zaman olduğundan daha kalabalıklaşmıştı. Turist sayısındaki artış bunun nedeni olabilir.
   Ama bizim asıl konumuzla ilgili olan kişi şu anda lüks villasında elindeki dünyanın en pahalı içkilerin den biri olan Tequila Ley i yudumlayıp moralini bozup bıraktığı ülkemizi düşünüyodu.
    Anlaşmanın basına açıklanmasının ardından hemen ayrılmış ve kendi ülkesine dönmüştü sonrada iletişime geçmek için uğraşmıştı. Asistanı nasıl olsa bunu kolayca yapabilirdi zaten iki üç haftaya bir toplantıları vardı. Belki de bu yüzden bu kadar umursamaz davranıyordu. Nasıl olsa yakında onun bütün zayıf noktalarını öğrenince onunla çok fazla zaman harcamasına gerek kalmıyacak ve Türkiye gözünde kukladan başka bir şey olmadığını hatırlayıp onun kurallarına boyun eğicekti.
    
Yıllar sonra yeni bölüm yazabildim sonuda umarım beğenirsiniz kendinize iyi bakın byeee~~~~