bölüm 8

242 14 2
                                    


          
  Tam bu sırada on kapı sanki şiddetli bir fırtınaya yakalanmış ama daha fazla dayanamayıp kendini kuvvetin etkisine bırakmışcasına açılıverdi.
 
   İçeriye giren kişinin daha doğrusu içeriye giren kişilerin merdivenlerden yukarı çıkarken yaptığı sesler ona gün sonuna kadar şiddetli bir baş ağrısına sahip olacağını anlatma konusunda bir fikir sahibi olmasını sağladı. Birkaç dakika içinde iyi modunun bu kadar ters köşe
  olabiliceğini kim bilebilirdi ki.
 
   Odaya sırayla ilk Birleşik Krallık sonrada Fransa girmiş ve hemen arkasında ki yeni zelenda nin da girmesiyle Fransa kapıyı kapatmıştı.
  
   İlk ikisinin gelişine şaşırmış olsada Yeni Zelanda'nın gelişinin nedenini anlayamamıştı sonuçta böyle olaylara yaklaşım açısından en umursamaz tavırları olan iki kardeşinden biriydi ve buraya gelmek yerine kendi ülkesine dönmeyi tercih ediceğini ailedeki herkes iyi bilirdi. Belli ki bu ikisi onu gelmeye zorlanmıştı. Zaten yüzündeki ifadeye bakılarak buraya gelmek istemediğini açık açık görebilirsiniz.
  
   - Good morning America. How are you feeling today?

     ~ Lan İngiltere bari konuyu başlatan sen olmasaydın belki o zaman mutlu hissetmeye başlardım tekrardan ~
  
   Lafı fazla uzatmadan konuya dönse çok iyi olur çünkü bu mükemmel bilgi koparma yöntemi onun için zaman kaybı olan soru yağmurundan başka bir şey değildi.
  
   - Okayyyy !! I appreciate your patience but well you see i have a lot work to do since my contract with Türkiye. So if you want some information you could ask my assistant.

Ah Birleşik Krallığın, Amerika bunu söyledikten sonraki yüzü çizilmeye değer. Yüzü renkten renge girmiş en sonunda sinirinden yuzuneu hafif bir kırmızı tonu yerleşmişti. Fransa ise her ne kadar kendini tutmaya çalışsada sonrasında ortaya sessiz bir kıkırtı salıverilmesi İngilizi daha bir sinirlendirdi.

   Buraya beraber gelmişlerdi, birbirlerine yardımcı olmalıydılar ve o şimdi kendisine mi gülüyordu ne kabalık !
  
   Yeni Zelanda onların bu haline hayran kalıp abisinin yanında gizlice gülüyordu. Ayıp birşey söylemek gibi olmasın ama bazen o bile şu ikisinin bilgi uğruna çektiği eziyetten zevk alıyor onları dahada  yüz kızartıcı durumlarda görmek için can atıyordu.
  
    Hem bu çokta utanç verici bir durum değildi. Ailedeki bir çok kişi böyle olayları heyecanla beklenenler arasında sayardı.
   
    Amerika kardeşinin gizlice gülüşüne küçük bir sırıtmayla bakmış onunda babası ve teyzesinin bu hâlinden zevk alıyor olması hissettiği zaferi daha da tatmin edici kılmıştı.
   
    Ancak şimdi bununla ilgili çok zaman kaybetmeden onları evinden çıkartmanın bir yolunu bulmalı yada kendisi bu villadan çıkmalıydı.
    - canım babam, sen ve kız arkadaşını daha fazla evimde ağırlamaktan mutluluk duyardım ama dediğim gibi çok işim var yani sizden evimi terk etmenizi istiyorum, dedi.

Ardından da şunları ekledi:

-fakat Yeni Zelanda sen istersen villanın alt katında bulunan misafir kısmını kullanabilirsin.Tahminimce uçağın hazır olması uzun zaman alıcaktır.

   Birleşik Krallık oğlunun bu saygısızlığına daha fazla dayanamadı bu kadarı da fazlaydı. Fransa'nın bileğinden tutup, odaya girdiklerinde ki gibi çıkıp gitti ; arkasında da kapıyı sertçe kapatmayı ihmal etmedi.
  
  Abi kardeş baş başa kaldıkları odada bir süre birbiriyle bakıştan sonra dayanamayıp gülmeye başladılar.Ah ne kadarda hareketli bir gündü.

- İşte bu yüzden seni diğerlerine göre daha çok seviyorum. Babam ne zaman birimizle uğraşmak isterse onu çıldırmayı becerebilen tek kişisin, dedi.
    
    Yeni Zelanda bu sözleri içtenlikle söyledi ve alt kata indi. Vay be kim bilebilirdi ki babalarının sinirine hakim olma konusundaki yeteneği böyle bir konuşmada işe yaramaz hale geleceğini. Bu gün çok mutlu olduğunu ifade ederek kendisine tekrardan doldurduğu içkisini içmeye devam etti.

  

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 24, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

MoonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin