5• Mektup

211 20 25
                                    

Gündüz ile gecede beraberdi ancak hep birbirlerini kovalamakla geçiyordu ömürleri. Sevmek , aşık olmak bunu mu gerektiriyordu. Sürekli bir çaba , sürekli bir tırmanış, sürekli bir kargaşa bu muydu yani?

Oturmuş penceremden kayan yağmur damlalarını izliyordum, geceden beri yağmur kesilmemiş daha da şiddetini arttırmıştı. Bir kaç gündür geçmeyen migren ağrılarım yüzünden gözlerimi bile açamaz hale gelmiştim. Bundan sebeptir ki babam bütün haftaki seansları iptal etmişti. Beni düşündüğünden değil eğer durumum kötü olursa verim düşerdi ve onun nazarında müşteri memnun değilse gerisin bir önemi yoktu. Beni değil getirdiğim parayı seviyordu.

Kahvemin son yudumunu aldığımda telefonuma bir bildirim düştü. Uzanıp elime aldım kayıtlı olmayan bir numaradan gelmişti, üzerine tıkladım açtım.

Bilinmeyen
Bu gece saatt 21.30 da Kim şirketine bekliyorum.

                                       SeokJin
                                       Kimsiniz?

Bilinmeyen
Ah benim küçüğüm...

Neden beni çağırıyordu acaba? Normalde böyle durumlarda babam önceden beni arar ve haber verirdi. Acaba bu görüşmeden babamın haberi yok muydu? Fazla kafamda konuyu durdurmadım ve soyunup duşa girdim.

Soğuk su bedenimden aktıkça beynimdeki bütün düşünceleri sıfırlayordu. Bedenimdeki geçmeyen yara izleri iyisi iyisine kabuklar bağlamışlardı. Duştaki aynama sırtımı döndüm, yanık izim eskisi gibi durmuyordu ancak yerini korumaya devam ediyordu. Vücudumun köşesindeki 7 dövmesini parmağımla elledim. Hala benim için anlamsızdı , ne diye yaptırdığımı hiç bilmiyordum. Jiminle beraber gittiğimizde gözü kapalı seçtiğimiz bir şeydi tamamen Jimin'in saçmalıklarından biriydi yani.

Herşeyi halletikten sonra üzerime saten gömleğimi ve kumaş pantolonumu geçirdim. Hafif bir makyaj ve parfümümle işte hazırdım. Vakit geçmesi için Jimini aramış ve görüşmek istediğimi söylemiştim, benim deli arkadaşım buna çok sevinmiş olacak ki tamam diyip telefonu suratıma kapatmıştı. Buluşacağımız yer her zaman belliydi dondurmacı. Kesinlikle Jimin yaz kış dondurma yemekten bıkmak bilmiyordu ve benide yanında sürüklüyordu.

Yağmur durmuş , yollar göl göl olmuştu. Beyaz ayakkabı giydiğime lanetler ederek Jiminle buluşacağım dondurmacının önüne geldim , kapıyı açıp içeriyi taradım. Her seferinde aynı manzara Jimin cam kenarı masamızda önünde bir büyük kase çikolatalı dondurma, ağzı yüzü pis halde güle güle yiyordu. Beni gördüğünde diliyle dudaklarını temizledi ve ayağa kalktı. Gülerek yanına gittim ve minik Jiminime sarıldım . " Hyung~ Seni ne kadar da özlemişim." Aegoya yaparak konuştuğu dudaklarını bana karşı büzdü " Benim Minik Jimin 'im beni özlemiş demek ha?" Burnuna bir öpücük bıraktım, kıkırdadı ve sandalyemi çekip beni oturturdu.

Uzun süre Jiminle kahkahalar eşliğinde bir sohbet ettik, bir süre sonra Jimin'in suskunluğa büründü. Bu demek oluyordu ki Jimin birşey söylemek istiyor ancak çekiniyor gibiydi " Hadi Jimin anlat." Başını kaldırdı yüzüme baktı ve konuşmaya başladı " Şimdi hyung ben biriyle tanıştım, böyle benden biraz daha uzun, beyaz tenli ve hyung çok güzel elleri var. Her neyse bu çocukla Han Nehrinde tanıştım, gece vakti gezme isteğim tuttuğu için nehre gittim ve bir bankta oturuyordum, başımı yan tarafa çevirdim ve bu adamı gördüm. "  Bir su içip anlatmaya devam etti  "Ona baktığımı fark ettiği için oda bana döndü ve bakmaya başladı. Yanaklarım bu durumla beraber sıcaklamaya başladı ve ben bir cesaretle adamın yanına gittim. Gece 02.00 ' ye kadar güldük ve sohbet ettik , beni eve bıraktı sonrada bana telefon numarasını verdi." Bittiğini belirtmek için kafasını salladı " Adı ne bu adamın Jiminie?" Gülümsedi " Min Yoongi"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 12 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SEX WORKER/NAMJİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin