"Allison! Sağından fazlası geliyor!"
Önümdeki yaratığı tek kılış hamlesi ile kestikten sonra Allison'a döndüm.
"Bu Dintritlerin geldiği yerden daha fazlası gelmeden buradan bir an önce çıkmamız lazım!
"Biliyorum! Ne yapmaya çalışıyorum sanıyorsun, elimden geldiği-..."
"Eğil!" Arkasından yaklaşıp Allisonu haklamaya çalışan yaratığın tek hamleyle kellesini vücudundan ayırdım. Sırt sırta Dintritleri temizledik ve nefes nefese içinde birbirimize döndük. İçinde bulunduğumuz durumdan bir an önce çıkmamız ve evren değiştirmemiz gerekiyordu. Soluk almaya bile vakit ayıramadan tekrar dikleştim.
"Bizi buradan çıkarıyorum, portal açacağım arkamı kolla."
Derin bir nefes veren Allison gözleriyle onaylayıp elinin tersini burnuna sürttü ve etraftan her an gelebilecek bir saldırıya karşı pozisyon aldı.Zihnimde oluşturduğum portalı parmak uçlarımla daire çizerek yarattım ve Allison'a seslendim.
"Gitme vakti!"
Tam arkamı dönmüş portala adım atıyordum ki arkamdan gelen tiz alkış sesi ve çirkin bir gülüş ile irkildim, arkama döndüğümde ise bu sefer pisliğin ta kendisi ile gözlerimin buluşması kısa sürmedi."Bakıyorum önden gönderdiğim zavallı yaratıklarım benim için sizi yeterince yormuşlar. Ee ne dersiniz? onların ölümünü hiçe çıkarmak hiç hoş olmaz değil mi? Oyun daha yeni başlıyor ne de olsa."
Yüzünde ki alaycı gülümseme midemi bulandırıyordu"Yaklaşta kılıcım seninle oynasın Eort"
"Ah ha ha ha ha! canım Beatrex, bu hallerin beni ne kadar cezbediyor bir bilsen."
Karşımda ki yıllardır peşimde olan, ayrıca benim eşsiz güçlerimle birleşince inanılmaz bir güce sahip olacağı hayaliyle tutuşan ve beni ele geçirmek için herşeyini ortaya koyacak kişi olan Blackhor'un kara büyücüsü Eork'tu. Oldukça tehlikeli işini bilen birisiydi
Eork üzerime doğru bir büyü yapacağı sırada Allison buna izin vermedi ve onu geri püskürtmek için kollarını uzatarak büyü yaptı. Fakat büyü geri teperek onu uçurdu ve bir ağacın dalının sırtından girip karnından çıkmasına yol açtı.
Gördüklerim karşısında dehşete düştüm kilitlenip kalmıştım. Vücudum adeta bir şok içerisinde dona kalmıştı. En sonunda ağzımdan bir feryat koptu.
"Hayır!!!"
Ne olduğunu bile anlayamadığım bir zaman dilimi içerisinde olan olaylarla beraber ne yapacağımı şaşırmış haldeydim Allisona donmus gözlerle bakıyordum. Harelerim alev almıştı ve göz kapaklarımın arası anında göz yaşı dolmaya başladı, görüşüm buğulanıyordu.
Allison ağzından kanlar çıkararak öksürüyordu, çok fena sıkışmıştık. Çaresizlik yavaş yavaş beynime hücum etti, tek istediğim o pisliğin acı çekmesiydi. Eork a doğru adım attım adım atmam ile arkasından Dintritler fırlamaya başladı. Bir tanesi üstüme öyle bi zıplamıştı ki, pençeleri az kalsın yüzümü parçalayacaktı. Çevik bir hamle ile kılıcımla yaratığı başından omurgasına doğru ikiye ayırdım. Öksürüklerle dolu boğuk bir ses kulaklarımda çınladı"Kaç!"
Kafamı gelen sese döndürmem ile beraber Allisonun ağzından boynuna doğru akan koyu kanları görmem bir oldu. Gözlerimden yaşlar süzülmeye başladı. Kafamı iki yana salladım. Allison benim kardeşim gibiydi. Kardeşimi öylece bırakamazdım! Ama yapabilecek hiçbir şeyim de kalmamıştı."Seni bunu yaptığına pişman edeceğim!!"
Öfkem vücudumu ele geçiriyor. Nefretim içimdeki gücü daha da körüklüyor ve saldırıya geçmemi hevesle bekliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dünyalar Arası
Viễn tưởngFarklı dünyalar farklı evrenler, farklı insanlar hatta çeşitli yaratıklar gördüm. Sayısız kişilerle tanıştım, sayısız savaşlar da bulundum. Kimi ailem gibi davrandı kimi ise değerim uğruna öldürebilmek için canını feda etti. Gördüklerimi anlatmaya b...