3 - Eve dönüş

0 0 0
                                    

Ertesi gün üstümde ağırlıklarla uyandım. Küçük kurtlar ağırlıklarını bana vererek huzurlu bir şekilde üstümde uyumuşlardı. Onları uyandırmamaya çalışarak ayağa kalktım ve eşyalarımı toplamaya başladım.
Kendi dünyama geri dönüp Adriel ile konuşmam gerekiyordu.

Refri ve Raf sesimi duymuş olacaklar ki uyanıp beni uğurlamaya kalktılar. Hep birlikte mağara çıkışına doğru yürüdük ve son defa vedalaştık.

"Dikkatli ol tatlım. Her zaman tetikte ol. Kendine iyi bak, görüşmek üzere."

Portalı açıp onlara son bir defa baktım ve portaldan geçtim.

Direkt Adriel'ın kalesine giden bir portal açmıştım. Kraliyet salonuna adım attım. Şuan bulunduğum yer Artena krallığına ait bir kontluktu ve başında arkadaşım Adriel vardı. Salonda hiçbir ses yoktu. Adriel tahtında değildi. Masasına doğru yaklaştım. Masanın üstünde köylerden gelen delegelerin mesajları bulunuyordu. Nerede olabileceğine dair birşey bulamamıştım, ki karıştırmakta istemiyordum. Muhtemelen ya kalede bir yerdeydi ya da dışarıya çıkmıştı.

Salon kapılarına doğru yöneldim tam o sırada kapılar açıldı ve içeriye Adriel'ın yardımcısı Daris adımını attı. Karşısında beni görünce şaşırmış olacak ki irkildi ve duraksadı.

"Beatrex. Bu ne hoş sürpriz, hoşgeldin. Ben de tam seni düşünüyordum. Hangi fırtına seni buralara sürdü?"

Tebessüm ettim. Daris her zaman Adriel'ın en iyi dostu ve yardımcısı olmuştu. Bu yüzden aramız hep iyiydi.

"Adriel ile görüşmek için gelmiştim ama göründüğü gibi Adriel'ı burada bulamadım. Adriel nerede?"

"Krallığın çevresinde ortaya çıkan bir problem var. Henüz ne olduğu belli değil. Köylüler çocuklarının kaybolduğunu ve bir daha geri dönmediklerini bildiriyor. Adriel kaybolan bir çocuğun en son bulunduğu mekanı araştırmaya gitti. Yakında döner."

Üzerimi inceledi. Gözleri kısıldı

"Bu ne hal? Adriel gelene kadar ben de seni misafir odasına alayım. Dinlenip temizlen. Savaştan yeni çıkmış gibi gözüküyorsun."

Söylemleri ile birlikte çekingen bir şekilde üzerimi inceledim gerçekten berbat haldeydim kurumuş kan ve kir içinde ter kokuyordum.

"Aslında evet öyle, savaştan çıkmış sayılırım. Sıcak bir banyonun rahatlığına ihtiyacım var."

Başıyla onaylayıp beni bir misafir odasına götürdü.

"Keyfine bak. Adriel döndüğünde haber göndereceğim."

"Teşekkürler Daris."

"Rica ederim."

Gülümsedi ve odanın kapısını kapatıp gitti. Üstümde ağırlık yapan teçhizatlarımı bir kenara koyup küvete doğru ilerledim. Oda küçük ve herşey bitişikti. Küçük bir masada hazır katlanmış havlu ve misafir kıyafetleri vardı. Küveti hazırlayıp üstümdeki kirli kıyafetleri çıkardım ve bir kenara attım. Yavaşça sıcak suyun içerisine girip oturdum ve sırtımı arkaya yasladım.

Kocaman bir rahatlama duygusu içimi kapladı. Bütün kirli bölgelerimi temizleyip başımı geri attım ve rahatlığın keyfini çıkardım. Gözlerim nahoşluğun etkisi ile kapanmaya başladı...

"Kaç!"

"Hayır, Allison hayır!"

"Kaç!!!"

Bir anda gözlerimi açtım ve derin derin nefes almaya başladım. Uyuya dalmıştım. Allisonu orada öylece bıraktığım an defalarca kafamda dönüp durdu. Kalbim sızlamaya başlamıştı. Gözümden yine bir yaş süzülüp vücuduma değdi.

Dünyalar ArasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin