Gün boyunca başımı kaldırmamaya çalışsam da çevremdekiler böyle düşünmüyordu .Kenan ise ilk derse gelmiş ama diğerlerine gelmemişti .En azından ben öyle biliyorum gün boyunca görmemiştim çünkü. Aklımdan çıkmıyordu ,aklım çıkıyor,o çıkmıyordu .Ders boyunca onu unutmanın yollarını kafamda türetip durdum .Bir kaç fikir hoşuma gitmişti bile .Hayata geçirmem gerekiyordu en azından kendi iyiliğim için. Yorucu bir gündü Banu ile okuldan çıkıp bir yerlere bir şey içmeye karar verdik .
Okulun az ilerisinde dışarıda meşelerden oluşan oturma yerleri. Vardı içeri ufak bir göz attıktan sonra dışarda oturmaya karar verdik biz oturduktan kısa bir süre sonra uzun boylu saçları dağınık ama yukarı doğru kıvrılmış, koyu kahverengi gözlü sempatik duruşlu bir garson geldi
Ben ne ara bir erkeği bu kadar süzer ,dikkat eder olmuştum .Gerçekten tuhaftı .Ama tatlı çocukmuş e bundan banane ben kendi iç sesimle kavga ederken Banu bir şeyler söylemişti bile bende aynısından deyip elimdeki menüyü kapatmıştım . Banu konu açmak için bana yalvarır gibi bakıyordu sonunda dayanamayıp kendisi konuştu ." E şimdi ne yapacaksın bana da hiç bir şey anlatmadın "
Ne yani illaki bir şey anlatmak zorunda mıydım acımı tek başıma yaşayabildim içten içe tek başıma ölebilirdim. Bunu yapabilirdim .Cidden yapabilirdim .O kadar zor olmazdı yani .En fazla bu acıya daha fazla dayanamayıp kendimi falan öldürürdüm .Ahh ne saçmalıyorum ben .Ne kendimi öldürmesi bundan 2 ay sonra çoktan unuturdum belki hem benim çektiğim acının daha kötüsünü çekenlerde var .Mesela misafir çocukları o nereye giderse arkasından gelen çocuklara vurup olduğu yerde sızırmak yerine bunun yerine sadece içeri geçerseniz daha iyi olur demek zorunda kalmak .Ne saçmalıyorum ben ?
'Buse , bir soru sordum değil mi ?Cevabını almak istiyorum .Cidden. ' Dedi ve ellerini göğsünde birleştirerek gözlerini bana odakladı .O sırada yakışıklı garson elindeki tepside iki kahve getirmişti masaya kahveleri koyarken onunla göz iletişimi kurmaya çalıştım .Hatta çalışmadım resmen garsona yazıyordum . Yakışıklı garson kahveleri masaya koyarken bana bakmasa da giderken arkaya dönüp bir bakış atmıştı .Cidden çok tatlıydı. 'Evet ne diyordun ' Dedim aslında ne sorduğunu gayet iyi biliyordum ama konuşmak istemiyordum neden anlamak istemiyordu ki sanki bu konu tartışılmaya açık değildi, ya da ben öle düşünüyordum .Hem konuşunca ne olacaktı ki ? Ne değişecekti hiç bir şey
+Olanları anlatmanı istiyorum .Daha düne kadar bir biriniz için ölüyordunuz
-Bu konuyu şu an tartışmamızın amacı ne ? Anlatınca ne olacak sanki?
+Yanında olmak istiyorum .Ama sen yardımcı olmuyorsun bana .
-Gitti işte benden gitti .Ama kaldı da.
+Nasıl kaldı yani?
-Sonumda, soluğumda ve solumda kaldı .
Sesizlik oluşmuştu. Gözüm Banu'nun arkasında ki masada oturan çifte kaydı.Erkek kızı kendine çevirip burnundan öptü . İnşallah bir daha ki öptüğünde sümkürürsün. Ne diyorum ben iyice kıskanç oldum gözlerimi onlardan alıp Banu 'ya odakladım .Susmuştu sonunda bir şey sormuyordu ya da o gözlerini açıp bana manalı,manalı bakmıyordu. "Kalkalım artık istiyorsan?" başımla onayladım . Banu çantasını bende kitaplarımı ve dosyalarımı aldım. Kafeden çıktık yürümeye başladık. '
Nereye gidiyoruz ? Diye sordu sesizliği bozarak .Ne önemi vardı ki ?Sadece yürüsek nereye gitiğimizi bilmeden yürüsek hani bilmediğimiz sokakları falan kefştsek hoş olmaz
'şimdilik biraz yürümeye ne dersin?' Diye bir teklifte bulundum .Başıyla onayladıktan sonra bir süre beraber yürüdük .
Unutmam gerekiyordu aslında .Unutmam gerekiyordu ki yeniden başlayım .Bunu yapmam gerekiyordu .Hemen yapamasam da yavaş yavaş yapacaktım bunu .Unutacaktım