Herkesin imrendiği ünlü model Lee felixin hayatının böyle olabileceğini kim düşünürki? Kimse düşünmez, herkes zengin, şımarık bir insan olduğumu düşünüyor. Ben ise bundan fazlasını yaşıyorum..
"Baba, sadece çekim sonrası arkadaşım ile gezmek istiyorum. Bunu neden abartıp duruyorsun?"
"Dediklerimin aksini yapamazsın Lee felix eğer ben diyorsam, uyacaksın"
"Baba sadece sebep istiyorum."
"Bak ahmak, senin sözleşme dışına çıkman demek, hayatının bitmesi demek."
Ah şu aptal sözleşme kendi babam ile sözleşme imzaladığıma inanmıyorum.
Sözleşme maddeleri oldukça saçmaydı. Sosyal hayatım olamazdı, sevgilim zaten olamazdı hayali bile yasaktı, yayınlarda asla babamın dediğinin aksi bir şey diyemezdim, kameralara hep mükemmel olmak zorundaydım.."Odana git ve yarın 6' da kalkmış ol."
Gözyaşlarımı umursamayarak yavaşça kalkıp odama doğru gittim. Ben bu hayatı istemezken insanlar neden sahip olmak için yırtınıyordu..babamdan şiddet görmekten bıktım, sürekli taciz edilmekten bıktım, bu hayattan bıktım her düşüncem de dahada artan gözyaşlarım, dinmek bilmiyordu.
Odamın camına doğru baktım 1. kattaydım dışarı çıkıp biraz hava alabilirdim daha sonra girmekte zorlanabilirdim elbette ama buna değerdi hemen ayağa kalkıp siyah tişört, siyah pantolon, deri ceketi giymeye başladım şapka ve maskemide aldıktan sonra telefonu ceketin cebine atıp botlarımı giydim.
Camdan direkt atlamam ile kendimi karanlık sokağa attım yürüdüm yürüdüm durdum. Saatler geçirdim, o sakinlikte. Ufak bir uçurum kenarı buldum. Ay ışığının tam altında bir uçurum.. hemen oraya doğru koştum kimsenin olmadığını görüp hafif korksamda yinede mutluydum, ilk defa koruma olmadan, tek başıma dışarı çıkmıştım.
Şehri inceledim ne kadar güzel ve sakindi kısa süreli olduğunu bilmeme rağmen, mutluydum.
Orada tek başıma saatlerce vakit geçirdim. Kimse olmadan, yalnızca ben. Bu benim için çok büyük bir dilekti, ben ve ay ışığı dışında kimse yoktu.
Telefon ekranımı açıp saate baktım saat gece 03.44 ü gösteriyordu. Üzülerekde olsa ay ışığına veda edip yol almaya başladım. Kulaklığımı çıkarıp kulağıma taktım ve en sevdiğim parçalardan biri olan Lady gaga-alejandro' yu açtım
Sakince Şarkıyı dinlerken ağzımda bir el hissettim bağırmaya kaçmaya çalıştım ancak el beni sıkıca duvara çarpıp acıyla inlememi sağladı."Bu saatte buralarda işin ne senin ufaklık?"
"Ne dediğinizi anlamıyorum bırakın beni"
Bırakmasını söyleyerek çıkmaya çalışırken, arkadan 2 adam daha geldi ve sırtımı duvara bastırdılar.
Beynimde bir sürü senaryo dönüyordu babamın oyunlarından birisimiydi?
"Çok güzel beceririm bunu"
"Pist ufaklık iyi sevişir misin?"
Adamların dediği şeyler ile Ağzım açık kaldı şuan şehrin pislik çetesinin birine bulaşmıştım ve amaçları beni sikmekti. Tam anlamıyla sıçtım diye düşünürken,
adamlardan birisi kalçamı sıkmaya öteki ise belimi kavramaya başladı ne yapacağımı bilmiyordum hepsi bir yandan bana dokunmaya başlamıştı.Gözyaşlarıma hakim olamayarak ağlamaya başlamıştım neden ben deme arzum güçleniyordu. Nefret ediyordum kendimden bu iğrenç insanların dokunduğu vücudumdan, para kazanan babamdan da, nefret ediyordum. Hayatım boyunca bir kez sevgilim bile olmamışken şuan resmen 3 adam beni taciz ediyordu. Ağlamam artıyordu ama bu onların umurunda bile değildi ben artık bayılacak kadar güçsüz konuma geldiğimde, arkadan bir silah sesi geldi ardından ise bir konuşma..
"Ben sizin cesedinizi çıkartmadan önce, buradan uzaklaşın."
Umarım beğenirsiniz çok güzel bir şey olacak gibi duruyor
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love of the moon
Fiction générale"Bu gece ay çok güzel değil mi?" "Yüzündeki yıldızlar daha güzel."