"Acı her zaman kol gezecek etrafımızda. Belki ruhunu yakacak alevler arasında. Ama geçmeyecek. Acı insan vücudunda bir yara gibidir. Her bir şey olduğunda büyür ve kapladığı alan artar. Ve daha fazla kanar. Büyüdükçe zarar verir o bedene. Acı her insanın içinde vardır. Maalesef."
Telefonuma gelen bildirimlerle gözlerimi haberlerden kaçırıp koltuğun üzerinde ki telefonumla buluşturdum. Telefonu elime aldım. Kulağım arka planda dönmekte olan acı habereydi. Bir kadın cinayeti daha skandal olmuştu. Dikkatimi telefonumdaki bildirimlere verdim zar zor.
*Annem 2 cevapsız arama*
*babam 13 mesaj*Nolmuştu bizimkilere? Normalde beni kolay kolay aramaz ve sormazlardı. Annemi geri aradım. Fakat açan olmadı. Telefon çalmadı bile. 13 mesajı okudum fakat hiç bir şey anlamadım. Ardından telefon ellerimin arasında titremeye başladı. Bense çatık kaşlarım eşliğinde yeşil simgeye dokundum. Telefonu gerginlikle dayadım kulağıma, ses gelmeyince konuşmaya başladım.
"Alo?" Sesim korku doluydu. Karşıdan derin bir iç çekiş kulaklarım doldurdu önce. Ardından oldukça tanıdık o ses tonu...
"Ahu... kızım ben Cengiz abin..." sesi o kadar durgundu ki. Televizyonun sesini kapatıp doğruldum. Bu durgunluk hayra alamet değildi. Olamazdı. Bu fırtınadan önceki sessizlik mishali gibiydi. Annemler ortada yoktu ve babamın yakın arkadaşı bana ulaşıyordu. Yalnızca bana mı garip geliyordu bu durum? Bence bu durumda bir anormallik vardı. Olmalıydı.
"Abi... noldu? Bir sorun mu var?" Sessizlik hakimdi ortama. Ve bu sessizlik içimdeki korkuyu besliyordu. İçimdeki korku saniyeler geçtikçe daha da arttı ve bedenimden yavaş yavaş taşmaya başladı. O korku artık tüm bedenime hakimdi.
"Abi cevap ver. Anneme de ulaşamıyorum, babamada... bir sorun mu var?" Dedim korkuyla. İçimdeki şüphe katlanarak artarken karşıdan tedirgin bir ses geldi. Bu tedirgin ses benim vücudumdaki korkuyu daha da besledi. Vücudumdan taşan korku duygum yavaş yavaş tüm evi doldurmaya hatta duvarları bile tırmalamaya başlamıştı.
"Ahu... kızım... annen ve baban içmişler." Hemen ayağa kalkıp volta atmaya başladım evin içinde. Annem ve babam nadiren içerlerdi... genelde birlikte içer eğlenirler ve sonunda da taksiyle dönerlerdi eve. İkisi de alkollü araba kullanmaktan oldukça korkuyordu.
"İyiler değil mi?" Diye sordum. Sesimdeki korku tüm evi sarıyordu. Duvarları tırmalıyor resmen. Sesim duvarlara çarpıp beni tekrar tekrar bulmaya başlamıştı.
"Kızım... Al yokuşu biliyorsun... araba oradan şarampole yuvarlanmış. Annende, babanda... onları kaybettik kızım... sakinliğini koru..." Kulaklarımda ses artık boğuk boğuktu. Duymak istemiyordum... duvarları tırmalayan korku duygum taşmayı hatta duvarlaraıma zarar vermeyi bırakmıştı. Bu kez göz yaşlarım içime sığmıyordu. Gözlerimden taşmaya başlamışlardı bile. Bu kezse eve sığmayan duygu ne korku ne endişeydi... bu duygu acının ta kendisiydi. Acı her insanın hayatında olurdu. Fakat şimdi ben acının ta kendisiydim...
"Ben geliyorum hemen." bilgileri alıp telefonu kapadım. Beyaz şort crop takımımın üzerine oldukça uzun bir hırka giydim. Aceleyle elim ayağıma dolanıyordu buna rağmen hızla hazırlandım ve Akının yanına gittim. Acımı dindirme yetkisi kalan tek insana...
"Akın. Akın uyan." Akını sarsarak uyandırdım. Akın 4 seneye yakındır benimleydi. Ne yaşanırsa yaşansın sevgilimdi. Bir sürü sorun atlatmıştık... işte bu yüzden acıma bir ağrı kesici, bir merhem olacak birisi varsa o da Akındı...
"Noldu bebeğim?" Gözlerini yarım yamalak açmıştı. Uykulu gözleri o kadar tatlıydı ki... Onu öylesine çok seviyordum ki kafam dağalıyordu. Fakat bünyemdeki acı sürekli kendini hatırlatmak durumundaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SARHOŞLUK ESERİ
Teen Fictionsarhoşken size yardım eden bir adama sarılabilir misiniz? ona karşı bişeyler hissedebilir misiniz? ben asi'ye aşık oldum. Şimdi sizlerle bu hikayeyi baştan sonra anlatmak istiyorum. Sarhoşluk eseriydi ona rastlamam. hayatımı değiştireceğini bilsem y...