10

168 24 19
                                    

yuta:
bir haftadır ne şirkete geliyorsun
ne de bana yazıyorsun
misafirin gitmemiş
baya eğleniyorsunuz sanırım
tüm iş bana kaldı

mark:
ah yuta..
kusura bakma
baya meşgulüm babamın haberi var
sana da özel izin veriyorum
babamın ondan da haberi var
bir hafta daha yokum
maaşından kesilen olmayacak

yuta:
pekala mark
kim bu misafir
bana bile yazmayı unutturan

mark:
yani yuta
öyle biri işte

yuta:
sevgilin mi

mark:
hayır ne
sevgilim değil yuta

yuta:
dışarıdan pek öyle gözükmüyor arkandan sarılıyor gayet güzel
sevgili değilsiniz bir de öyle mi haha güleyim bari

mark:
sen beni kıskandın mı az önce

yuta:
kıskanmıyorum
kızıyorum
senin yüzünden işte ilerleyemeyecek ve kovulacağım.

mark:
öyle bir şey olmayacak yuta

yuta:
ne yaparsanız yapın
neyse gidiyorum rahatsız etmeyeyim daha fazla.

mark:
yuta..

-

2 hafta sonra

kızgın adımlarla evden çıktı yuta. mark tam iki haftadır ona yazmıyordu. aklı ondaydı, o öpücük her şeyi değiştirmişti yuta'da. sık sık mark'ı düşünüyor ve çeşitli hayaller kuruyordu. siyah atletini ve siyah şortunu giydi. siyah saçlarını sarıya boyatmıştı birkaç gün önce. telefonunu alıp kapıyı kilitledi. ayakları tanıdık eve doğru ilerlerken kalbi hızla atıyordu. aklında tek bir şey vardı, o gün yarım kalan her şeyi bugün bitirmek.. girişten içeri girdiğinde asansöre doğru yürüdü onunda evi dördüncü kattaydı.

asansör durduğunda yuta asansörden inmiş ve soldaki daireye yürümüştü. gülme sesleri dışarı kadar geliyordu. kapıyı çaldı usulca, açılmadı. tekrar denedi ve o zaman açıldı. esmer, güzel yüzlü bir çocuk kapıyı açtığında boğazını temizledi eli yumruk olurken.

"mark evde mi?" bakışları kapının arkasındaydı.

"evd- kim gelen hyuck?" mark arkadan çıkarken gördüğü görüntüyle içinden küfretti. hem etkilenmişti hem de çok özlemişti karşısındaki adamı. "içeri davet etmeyecek misin beni mark?" mark yutkunarak başını sallarken yutanın geçmesi için yer açmıştı. içeri giren yuta mark'a döndü.

" odanda konuşabilir miyiz?"

mark başını gergince salladı, donghyuck'a kaş göz işareti yaptığında donghyuck salona onlar da mark'ın odasına girmişti. meraklı parlak bakışlarını yuta'ya dikerken mırıldanmıştı mark.

"ne konuşacaksın?"

yuta mark'ın üzerine doğru yürümeye başlamıştı hafifçe. "önemli bir konu." mark'ı yatağına ittiğinde mark'a bu sahne tanıdık gelmişti. o sahnenin gerçekleşmesini umuyordu, çok özlemişti dudaklarını. iki haftadır yazamıyordu da. yuta üzerine çıkıp yüzüne eğildiğinde mark'ın dudaklarıns fısıldadı.

" yarım bıraktığımız işi tamamlamaya geldim mark lee."

-

kizlar sonraki bolum final belki ozel bolum olabilir finaldeb sonra😃

perverted neighbor :: yumarkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin