Ben şaşkınlık içinde kalmışken Sonat'ta son derece gergindi.Yürümeye devam ediyorduk.Kalp atışlarım hızlanırken kulağımı dolduran yangın alarmının sesiyle birbirimize bakakalmıştık.Koridor kısa sürede öğrencilerle doldu.Ben korkarak etrafımı incelerken Sonat bana bağırıyordu ama olduğum yerde dikilip kalmıştım ve sanki hiçbirşey duyamıyordum.İnsanların arasında kalınca Sonat'ı kaybettim.Herkes çığlık çığlığa aşağı inmeye başladı.Birbirini ezenler, merdivenden düşenler...
Bir an kendimi topladım ve dışarıya çıkmak istedim ama başım fena halde dönüyordu.Boğazımı yakan acı bi tat vardı ağzımda.Daha fazla ayakta duramadım ve koridorun kenarına yığıldım.Kimse dönüp bakmıyordu bile.Ki zaten okulu boşaltmışlardı.Nefesim kesilince panikledim.
***
SONAT
Aşağı inmek zorunda kaldım çünkü herkes birbirini ezip geçiyordu. Ben çıktım ama Arın? Ya çıkmadıysa? En son şok olup olduğu yerde kaldığını hatırlıyorum.Ah aptal kız.
***
Nefesimin kesilmesinden dolayı paniklemiştim ve içeride kimsenin kalmaması beni son derece korkutmuştu.Gözlerimi biraz aralayıp yukarıya baktım ve dumanın aşağı süzülmesini izledim.Direndim ve birazda olsa doğruldum ama yapamıyordum.Ayağa kalkmaya çalışınca başım dönüyordu.Biranda iki güçlü kol belimi ve bacaklarımı kavradı.Havalandığımı hissettim ama gözlerimi açacak halim bile yoktu.Kim olduğunu göremedim.
***
"2 saat daha hastanede kalmasında fayda var." dedi yabancı bir ses.Gözlerimi araladım ve başımda duran insanları tanımaya çalıştım.Ablam, ablam gelmişti.Yanında ise 22-23 yaşlarında bir erkek doktor vardı.
"Teşekkür ederim ilginiz için" dedi ablam bana döndü.
"Arın, ufaklığım iyi misin? Bak buradayım korkma tamam mı? buradayım" Saçlarımı yavaşça okşadı.
"Abla,kötüydü.Çok kötüydü." dedim mırıldanarak.
"Biliyorum canım, güvendesin merak etme." Biraz olsun içim rahatlatmıştı beni ablamın gelmesi.Daha sonra ablamın telefonu çaldı ve dışarı çıktı.Ben olduğum yeri incelemeye başladım.Başımı kapıdan tarafa çevirdim ve Sonat'ın duvara yaslanıp bana baktığını gördüm.Birden irkildim ve anında kaşlarım çatıldı.Olduğu yerden konuştu.
"Kendini tehlikeye atmak zevklerin arasında mı?"
"Anlamadım?"
"Beraber hızlıca çıkabilirdik okuldan. Neden bekledin?" Ona kızgın gibiydim ama neden olduğunu bilmiyordum.Çok saçmaydı bu.
"Canım beklemek istedi" deyince sinirlendiğini farkettim.Aldırmadan devam ettim.
"Semih ne diyecekti acaba?"
"Ne bileyim ben?" dedi tersleyerek.Gözlerimi devirdim.
"Dışarı çıkmayı başarmışsın, tek derdin Semih mi?" Ne yani? Beni o çıkarmadı mı?
"Kendim çıkmadım ki" dedim hem şaşkınlık hemde merakla.Yüz ifadesi anında değişti.
"Ne demek kendim çıkmadım ki?" dedi ve yaslandığı duvardan doğruldu.
"Duydun işte.Kendim çıkmadım"dedim.Kaşları çatılır gibi oldu. Biraz düşünüp dışarı çıktı.
***
Ablamla beraber eve geldik.Yatağımı salona hazırlatmıştı.Ablam kamptan dönmüştü benim için ve bu kampın onun için önemli olduğunu biliyordum.
"Abla ben iyiyim.Sen kampa dön"
"Saçmalama, seni bu halde bırakamam"
"İyiyim diyorum abla hadi lütfen" diye direttim.En son karar vermekte zorlandı ama kabul ettirdim.Eşyalarını alıp evden çıktı.Telefonum çaldı ve bulmak için çantamın içini talan ettim.En son bulduğumda yabancı numaranın aradığını gördüm.Açmadım.Tekrar aradı, tekrar ve tekrar...
"Aç şu telefonu ben Semih" diye mesaj geldi.Tekrar arayınca hiç bekletmedim ve hemen açtım.
"Kızım ne korkaksın be! Bir telefon açacaksın.Neyse bugün seninle bir şey konuşacaktım, konuşamadım,biliyorsun olanları. Senden bir şey yapmanı isteyecektim.Kabul eder misin diye sormuyorum, rica da etmiyorum.Seni yangından kurtardım bana bir can borcun var" dediğinde ağzım bir karış açıldı.
"Sen mi kurtardın beni?"
"Bilmemen çok ayıp.Şimdi sana yapacaklarını söyleyeceğim.Mert Gürsoy diye bir çocuk var, doğrusu elemanı hiç sevmeyiz ve bir ders vermek istiyoruz.Onu oyalayıp istediğimiz yere getireceksin.Akşam 9 da parti var.Seni 8 buçukta alırım evden." deyip kapattı.İtiraz edemedim bile.Mert Gürsoy da kim? Ne işim olur benim partide ya? Semih beni neden kurtardı? Soruların cevaplarını ararken saatin 18:20 olduğunu gördüm.Halsizliğime aldırmadan hemen duşa girdim ve hazırlanmaya başladım.Dolabımdan kırmızı, kalp yaka olan kalem etek görünümlü elbisemi çıkardım ve giydim.Altına kırmızı az topuklu ayakkabılarımı geçirdim.Saçımı hızlıca dalga yaptım ve ellerimi arasından geçirip daha dolgun olmasını sağladım.Makyaj olarak bir eyeliner ve kırmızı bir ruj kullandım.Aynaya bakınca çok fazla oldu gibi geldi ama sonra gideceğim yerin parti olması bu fikri aklımdan attı.Saate baktım. 19:47.
Semih birazdan gelir.Ufak çantamın içine parfümümü attıktan sonra kapının önüne çıktım.Telefonum titredi.Gelen mesaj Sonat'tandı."O partide piçlere meze olacaksın." Nerden öğrendi ki? Mesaj canımı sıktı.
"Bir şey olmayacak."
"O kadar emin olma.Neyse istediğini yap ben sadece hatırlatayım dedim." Telefonu çantaya attım ve beklemeye başladım.Korkudan ölebilirdim.Sokağın başında Semih'in arabası gözüktü.Önümde durdurdu arabayı ve başıyla binmemi işaret etti.Hemen ön koltuğa otururken çok gergindim.Semih arabayı çalıştırdı.Bana döndü.
"Çok gerginsin, rahatla." dedi.
"Ben niye bunları yapmak zorunda kalıyorum? 1 ay öncesine kadar seni tanımıyordum bile ama şimdi.. Şu halime bak. Söylesene ne istiyorsun Semih?"
"Evet 1 ay önce tanımıyordun ama artık tanıyorsun Arın.Çok fazla yorma kafanı bak geldik sayılır.Şimdi beni dinle.Mert'in yanına yaklaşıp muhabbet kuracaksın o zaten çıkışta bir şeyler yapmak isteyecektir.Onu mesaj attığım yere getirirsin." dedi umursamadan.Konuşmaları çıldırtacaktı sanki.Geldiğimizde arabayı durdurdu ve inmemi bekledi.Usulca arabadan indim ve onunda indiğini gördüm.İçeriye doğru yürümeye başladık.Semih birden belimi tuttu.Elini belimden itmeye çalıştım.
"Napıyorsun ?"
"Bana ait gibi gözükmen gerek.Yani en azından şimdilik.Yoksa üstüne çullanırlar." Sıkıntıyla iç çektim ve izin verdim.İçeri girdiğimde gördüğüm manzarayla şok olmuştum.Dilara'yla Sonat yan yana oturmuşlar ve baya eğleniyor gibiydiler.Semih tek kaşını kaldırdı ve bana baktı.
"Çok takılı kaldın noldu? Diye sordu ama cevap veremedim.Biraz daha ilerleyince Sonat bizi farketti.Yüzündeki gülümseme yerini kaybetmedi.Dilara da Sonat'ın bakışlarını takip ederek gözleriyle bizi buldu.Yangından sonra bir kere bile aramamıştı beni.Ve şimdi de partideydi.Hemde Sonat'la.Harika. Dilara'nın gülüşü soldu ve birbirimize bakakaldık.Kendimi bir boşlukta hissettim ve çok boktan bir duyguydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEN SENİN BİLDİĞİN KIZLARDAN DEĞİLİM
Random18 yaşına girmek üzere olan lise son sınıf öğrencisi bir genç kız.Erkekler hakkında ufacık bir fikri olmayan ve ancak kitaplardan ve filmlerden bildiği kadarıyla erkekleri tanıyan bir kız karşı cinsle nasıl başa çıkabilirdiki?