Arkadaşlar;
Sonat: Francisco
Arın: NastyaŞuan yerin dibine geçmek istiyordum.Kızlar sessizce benim rezil oluşumu izlerken Sonat alaycı bakışlarla ayağa kalktı.Tam karşımda durdu.
"Hayırdır inek başkan, birşey mi var?"
İnek başkan dedi.Bana dedi.Bütün kızların önünde dedi.Sonat bu okulun sahibiydi, daha doğrusu annesi babası sahibiydi.Daha önce onunla hiç konuşmamıştım.Ses tonunu bile bilmiyordum fakat şimdi birşey söylesem tartışacaktık.
Cevap vermeden gözlerinin içine baktım.Kaşlarım çatık bir şekilde.Alaylı tavrını sürdürdü.İlk defa bir erkeğin gözlerinin içine 5-6 saniye bakabilmiştim.Kalbim heyecan ve korkuyla harmanlaşmışçasına küt küt atıyordu.Yavaş yavaş alaylı tavrı kayboldu ve bana hafif kaşları çatık bir halde bakmaya başladı.
Herkes bizi izliyordu ve içimden binlerce lanet okudum.Sonunda sessizliği bozan onun sesi oldu.
"Ee dilinimi yuttun?" Sinirlenmişti.Evet gerçekten sinirlenmişti.
Yine cevap vermedim.Dişlerini sıktığını çenesinin kasılmasından anladım.Sinirlenmesine cidden anlam veremedim.
Birşey dememenin en mantıklısı olduğunu düşündüm.Tam arkamı dönecekken tenlerin çarpışma sesini duydum.Sanki parmakları bileğime kelepçe olmuştu.Ben acı içinde yüzümü buruştururken tehditkâr bir sesle kulağıma doğru eğildi.
"Bana cevap vermemenin bedelini ödersin kızım ayağını denk al bir daha uyarmam.Bu yürek yemiş tavırların bana sökmez." diye fısıldadı.Ardından bana öldürücü bakışlar atarak çekip gitti.
Ben sağ elimle sol bileğimi sıvazlarken kızların ezici bakışlarını üzerimde hissedebiliyordum.Hiçbirşey demeden oradan uzaklaşarak sınıfa girdim.Dilara soru sorar gözlerle bana baktı sonra anlatırım diye geçiştirdim onu.Allahtan anlayışla karşıladı.Ders zili çalınca ögrenciler sınıflarına giriyordu.Bizde ders için hazırlanmaya başladık.Kafamı kahkaha atarak sınıfa giren öğrenci topluluğuna baktım ve dudaklarım benden istemsiz bir karış açıldı.
Ne yani? Onunla aynı sınıfta değildim değilmi? Hayır, bu kadar şanssız olamazdım.
Ben şaşkınlıktan irileşmiş gözlerimle onu izlerken onunda beni farkettiğini anladım.Beni görünce yüzündeki gülüs yerini çatık kaşlı bi surata bürüdü.
Ve işte başlıyorduk.
Orta sıradan 3. Sırada oturuyordum.Beni farkedince surat8nda sinsi bir sırıtış belirdi.Ne olduğuna anlam veremeden Dilara'ya emir verdiğini duydum.
"Kalk bakalım oradan kızıl"
Dilara arada kalmış gibi bir ifadeyle yerinden kalkarken bana özür dileyici bakışlar attı.Şuan korkudan mıdır bilmem kalbimin yerini atış şiddetinden bulabilirdi.Korktuğumu belli etmek istemedim.Sıraya oturdu ve iyice yayılarak beni iyice köşeye çekilmeye zorladı.Onu takmamış gibi davrandım ve kitaplarimi almak için sırada asılı olan çantama eğildiğim anda çıplak bacağım onun bacağına değdi.Refleks olarak elimdeki kitaplardan bir tanesini yere düşürdüm.keyif almış gibi sırıttığında ona baktim ve kısa süre gözgöze geldik.
Yüzsüz gibi birde yanıma oturdu.Pezevenk, zengin züppesi işte ne olacak.Sinirle soludum ve saçlarımı sol omzumda toplayarak yüzümü görmemesi için araya paravan yaptım.Her hareketi beni deli ediyordu.Özellikle umursamaz ve rahat tavırları.Tam bir gerizekalıydı, nefret duygumu kabartıyordu piç.
Kimse dersi dinlemiyordu.Hala ona dönmedim.Boynumun fıtık olabileceğinr kalıbımı basabilirdim.
"Hareket edebiliyor musun sen aptal şey?" Birden irkildim ve arkamı döndüm.Yüzünde alaya dair tek bir ipucu görmemiştim, gayet ciddi bir şekilde sormuştu.
"E-edebiliyorum." dedim.Lanet olsun ki kekelemiştim.
"Aferin, cevap vermeyi öğrenmişsin."dedi bu sefer alayla.
"Sorduğun için söyledim.Senden korktuğum için değil!"
"Korkmak mı? Bende zaten benden korkuyorsun diye birşey demedimki" dedi zafer kazanmışçasına.
Süper kendi kendimi ele vermiştim işte.Tam durumu toparlamak için birşeyler söyleyecektim ki beni susturdu.
"Senden korkmuyorum diyeceksen boşuna uğraşma, konuşurken sesinin titremesini ve yutkunmanı es geçtim, bedenin titreşimde olan bir telefon gibi maviş"
Kaşlarımı çattım ve ona baktım.
"Adım Arın." Gözlerini devirdi.Sıkıntıyla iç geçirdikten sonra devam etti.
"Benden korkman güzel.Zaten korkmalısın hatta bunu hayat felsefesi haline getirmelisin."
"Senden korkmuyorum anladın mı? Korkmuyorum gerizekalı." Kaşları çatıldı ve sinirden çenesindeki kas seğirdi. Gözlerimin içine baktı ama birşey söylemedi.Bende bu zamana kadar hiç kullanmadığım cesaretimu son kırıntılarına kadar onun gözlerine bakmakla kullandım.
"Duyamadım?"
"Nesini duyamadın?Korkmuyorum diyorum"
" Korkup korkmaman umrumda değil seni sürtük.Bana hakaret etme hakkını nerden buluyorsun?
Ben bana sürtük demesinin etkisinden çıkamadan o benu kolumdan tutup çekistirmeye başladı.Zaten ders zili çalmıştı.Meraklı gözler bizi izlerken işte bu sefer cidden ileri gittiğimin farkına vardım.Oysa ki birşey yapmamıştım abartılacak.
"Bırak, ne yapıyorsun? Nereye gidiyoruz?"
"Yürü ve o sesini kes."
Ağlamaya başladım.Hala çekiştiriyordu.Merdivenlerden inerken düşmemek için ayrı bir gayret göstermiştim.En son kendimi en alt katta koridorun sonundaki karanlık bir odanın içinde buldum.
Artık korkudan sesim çıkmıyordu ve bana ne yapacağına dair düşünmeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEN SENİN BİLDİĞİN KIZLARDAN DEĞİLİM
Random18 yaşına girmek üzere olan lise son sınıf öğrencisi bir genç kız.Erkekler hakkında ufacık bir fikri olmayan ve ancak kitaplardan ve filmlerden bildiği kadarıyla erkekleri tanıyan bir kız karşı cinsle nasıl başa çıkabilirdiki?