Bazen acının ne olduğunu bildiğimizi düşünürüz ya da öyle olduğunu. Hâlbuki acı kolunun kırılması, parmağın kesilmesi en basitinden tırnağının kırılması değil, özgürlüğün çalınmasıdır.
İşte ben acının dorukarını şuan yaşıyorum. Bu dakika ,bu saniye ölümüm gözümün önüne geliyor.
Özgürlüğü elinden alınmış bir insan nasıl tutsak bir hâl alırsa,bende tutsaklıktan ölü bir bedene dönerdim.
Saçlarım onun dokunduğu son şeydi. Onun özgürlüğünün son damlaları benim saçıma bulaşmıştı. Ve artık tutsaktı, beraber tutsaktık.
Ölmüş bir insan gibi ruhum çekilmişti. Ve bulunması imkansız bir tünele gömüldü.
Aynaya dona kalmış gibi bakarken kapı aniden açıldı ve içeri okul için hazırlanmış Eren girdi. Ama sadece girmekle kaldı çünkü o da beni böyle görmeyi beklemiyor olacak ki sadece saçlarıma bakıyordu. Herkes bilirdi saçlarımı nasıl sevdiğimi en çokta kardeşlerim . Belimin altına kadar gelen saçlarım artık boynumdaydı. Eğri büyrü bir şekilde.
Eren ona çok yakıştırdığım o yuvarlak çerçeveli gözlüğünü çıkarıp simsiyah irisleri ile bana bakmaya başladı. Ama dayanamamış olacak ki boncukalrını düşürmeye başladı. Sessiz bir şekilde yanıma gelip bana sarıldı. Boyumun uzun olmasından dolayı belime anca gelsede iç çekişleri kulağıma geliyor du.
Ben dayanamayıp yere düşünce arkamdaki rafta yere devrilip gürültülü bir ses peydah etmişti. Bunun üzerine kapı açılınca içeri bir hışımla Selin, babam ve annem girdi. Annem yerde ki Eren 'i görünce üstüne atlarmışçasına yanına gelip, kendine çekti. Sonra bir hıçkırık sesi geldi . Bu ses Selin' e ayitti. Koşarak yanıma geldi ve benim için yine boncukalrını düşürdü. Babam ise şok olmuş bir şekil de bana bakmaya devam etti.
Annem ...
O umarsamayı geçmiş bir vaziyette bana sırıtıyordu.
O yapmıştı. O beni ve canımın içini tutsak etmemişti. Dün çektiği yetmezmiş gibi şimdi de tamamen almıştı.
" Abla saçlarına ne oldu?" Selin'e cevap vermedim . " Ablacım bana bakar mısın?" Selin yine bende cevap alamamıştı. "Hadi bak korkuyoruz . O hayran olduğumuz okyanuslarınla bize bak bi . Hadi Allah aşkına."
"Selin abla , ablamın saçları geri gelsin olmaz mı? Buda güzel ama daha öncekiler güzel di ." Selin Eren 'in sözlerinden sonra ağlamaya hız katmıştı adeta.
Hiç bir şey olmamış gibi ayağa kalkıp annemin karşısına geçtim. " Sen yaptın demi?" " Ben yaptım noldu ? Sende onun gibi kendini mi gösterecektin millete o saçlarla?" O yapmıştı hemde acımadan...
Buruk bir gülümseme ile ordan ayrılıp hemen hazırlandım ve okulla gitmek için çantamı aldım ama sadece bazı şeyleri teslim etmek için almıştım çantayı. " Ben sana demedim mi okul yok diye nere böyle?" " Kaydımı aldırmaya gidiyorum. Ve eşyaları teslim edicem o kadar." " Tamam hızlıca git gel . Oyalandığını duymayım sakın. Bir şey demsine izin vermeden hızla eveden çıktım ve durağa gittim.
Durakta değişik bir tip adam vardı. Soğuk olmasına rağmen deri ceket ile duran ve güneş gözlüğü takan değişik birey de denilebilir aslına. Yirmi yaşlarında, vücuduna göre gençti , anladığım kadarı ile asker ya da polis olması muhtemel. Çünkü sürekli tıraş olamaktan tahriş olmuş yüzü ve silah tutmakta nasır olmuş o elleri ha ayriyeten belindeki kabalığın sebebinin silah olması oldukça muhtmel bir olasılıktı. Aslında iyi saklanmıştı silah anlaması zordu ama ben sürekli görmekten alışkın olduğum için hemen anlamıştım.
" Hayırdır? Öldürcen mi beni ? "
İlk cevap vermek istemesemde ondan gelen huyumu dizginleyemeyip ağzımı açmak durumunda kaldım.
" Tabi canım silahı olan birini öldürmeyi planlıyorum. Ve bir devlet memuru olan birini öldürmekten iki kat ceza almak istiyorum. Nasıl fikir?"Sanırım tahminlerim doğru çıktı çünkü 'sen nerden anladın ? ' der gibi bakıyor. " Nasıl? Şey yani silahım olduğu ne malûm?" Şaşırmıştı. Tabi bi kızdan böyle bir şey beklemediği aşikardı.
" Neden anlamamam mı gerekiyor?"
" Onu söylemedim fark ettiysen, nasıl anladın diye sordum." " Ha yani silahın var." "Ne?" " Sadece tahmin de bulundum , sende beni onayladın." Şaşkınlığı sinire mi dönüşüyor du yoksa bana mı öyle geliyor.Beni süzmeye başlamıştı . Ama gözleri saçlarım da takılı kaldı. Ee tabi eğri büyrü saçlarımla çıkmışım . Sonra gözleri masmavi irislerime değdi. Ama hemen geri çekti.
" Milleti analiz edeceğine okula gitmeden saçlarını düzelttir. Böyle gidersen canını sıkabilirler."
Okul ...
Artık okulada gidemiyordum.Burnumdan güler gibi ses çıkınca tekrar bana baktı. " Neye gülüyorsun?" " Artık benim için okul yokta ona gülüyorum. "
" Nasıl yok? Ee çantanda okulun adı yazıyor. İyi bir okulda . " " Eşyalarımı teslim etmek için gidiyorum okula."
" Okumıyacaksın artık yani. Peki hayalîn filan yok mu da senin?"
" Özgürlüğü çalınan birinin hayali olmaz ajan bey." Evet ona ajan demiştim ki zaten ajan gibi bir tipi vardı. " Kim çaldı özgürlüğünü "
" Bu kadar yeter bence ajan bey bir daha görmeyecek olduğun birinin hayatını merak etme . Mesleğine zarar . Neyse ben kaçar otobüste geldi zaten ." Ben ayağa kalkarken o bana sadece göz devirmekle yetindi .
Otobüse binince onun tam karşısına da siyah bir BMW durdu. Oda vakit kaybetmeden hemen bindi ve gözden kayboldular.
Yirmi dakika sonra okula gelmiştim. Oyalanmadan hemen müdürün odasına çıktım ama kolumun tutulması ile durmak zorunda kaldım. Baktığım da Doğa olduğunu gördüm . En yakın arkadaşım. İlk koluma sonrada saçlarıma baktı. " Noldu sana böyle kolun yara bere içinde. Saçların. Saçlarına ne olmuş böyle. Sen mi kestin ama sen dokunmaya kıyamazsın . " " Sakin ol Doğa. Ben iyiyim merak etme saçlarımıda annem kesmiş haberim yok . Buraya da kaydımı aldırmaya geldim artık benim için okul yok. "
" Saçmalama. Pilotluk ne olucak sen çok istiyordun. " " Artık istemiyorum. Neyse Doğa sonra konuşuruz tamam mı?" " Tamam mavişim." Vedalaştıktan sonra ordan ayrılıp müdürün odasına girdim .
" İyi günler hocam." " Sanada kızım. Hayırdır geç kağıdı mı alıcaksın?"
" Yok bunları teslim etmek için geldim. Formalar , dosyalar ve çantayı size vericem." " Niye başka okula mı gidiyorsun " "Hayır ailem artık okumamı istemediği için kaydımı aldırmaya geldim. " " Aa olur mu öyle şey. Sen başarılı bir öğrencimizsin. Ben konuşuyım ailenle bi. " Gerek yok. Sağolun ama böyle uygunsa yapıcak birşey yok . Hem benim hemen gitmem lazım. Hızlıca işlemleri halletseniz olur mu?"
" E iyi maden sen imza at ben hallederim. Kendine iyi bak kızım."
" Tabi hemen atarım imza. Sizde kendinize iyi bakın hocam herşey için sağolun ." " Ne demek kızım. Sana bir faydam olduysa ne mutlu bana . İyi bak kendine görüşmek üzere." Ona tebessüm edip okuldan ayrıldım ve anneanemin evine giden otobüse bindim . Durağa gelince inip üç dakikalık yolu yürümeye başladım . Evin önüne gelince etrafta çok sayıda koruma ve araba olduğunu gördüm. Ama çok takmadan hemen eve girdim . Kapıyı durakta ki adam açtı. Beni görünce şaşırmış olacak ki donup kaldı, bende öyle tam konuşacak iken anneanem geldi .
" Kim geldi? Yüsra hoşgrldin kız- SANA NE OLDU YÜSRA"
" Bu yüzünde ki iz ne , koluna noldu böyle? Yüsra kızım saçlarına ne oldu böyle? "
" Senin elinden kim aldı özgürlüğünü?" ...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Başlangıç mı? Dersin¿
Teen FictionBelki de "bu sefer son" dediğimiz anda yeni bir başlangıç yapmışızdır. Kim bilir, belki de yeni nefes almaya başlamışızdır.