(𝓜.𝓑.𝓖)

16 5 0
                                    





•

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.





Bölüm şarkısı: Gazapizm - Heyecanı yok.






‏‏‏‏‏‏‏‏‏‏‏‏‏‏‏‏
‏‏‏‏‏‏‏‏‏‏‏‏‏‏‏‏

‏‏‏‏‏‏‏‏‏‏‏‏‏‏‏‏


gecenin bir saatinde harflerle sevişmek, cümlelerin ahenkle dans edişini seyretmek: şehvetin bedenin her kıvrımını sarmalayıp süzülen terlerden bile haz almaktı. gözlerimi kapamış gecenin en güzel saatlerinde kalemimi mürekkebe vurup vurup yazıyorum satırlarımı. terliyorum, terimi soğutan rüzgarın bedenimde dolanmasına izin veriyorum. parmaklarımın arasında etime ateş eden kahvemin tadıyla yoğruluyorum. şu zaman diliminde her şeyden feragat etmiş yüreğimin mayhoşluğuna sırıtıyorum, düşünmekten başı kalkmayan kadının gözlerini yumup dişleri gözükecek kadar gülüşüne bakıyorum uzunca. biraz soğuk, çokça sıcak bir havayı çıplaklığımla kombinliyor; buna rağmen terleyen bacaklarımı nefes alıp esintiyi hissetmesi için aralıyor, rüzgarın bacak aramı huylandırmasına çift kaş çatıyorum. ne yazdığımdan bi' haber tuşlarda geziniyorum. aklıma bir şey gelmezken sabahki adamın görüntüsü gelip geçiyor gözümün önünden.

biraz sonra ânı yakalıyorum adamla aramızda kalan tek adımda elleri ardına saklamış siyah poşete takılı kalıyor gözlerim. ayağı yarılıp pansuman edilmiş; tahminen iki saat olmamıştır hastaneden çıkalı diye yorumluyorum. dudakları aralanıyor, beceriksiz tıraşı bıyıklarını bozuşu ve alt dudağından çenesine uzanan kesik izini görmezden gelip ağzında gevelediği kelimelerle doğru bir cümle oluşturmaya çalışıyorum: '' ben... b-'' devamı gelsin diye bakıyorum uzunca fakat aynı kelimeyi tekrarlayıp duruşu sıkılmama sebebiyet veriyor. ensesine uzanan saçları dağılmış, altında yatan jölenin saçını topak topak hale getirişine gülmemek için dişlerimi sıkıyor sabırla bekliyorum. elinin ardına sakladığı siyah poşette alkolün olduğunu biliyor, ayyaş paslıya belli etmiyorum. '' yürüyorum. '' kafamı ayakkabılarıma indirip tekrar gözlerine çıkarıyor ve kafamı ağırca sallıyorum. arabamın kapısını açıp içeri geçiyorum. bir, iki, üç, dört... tam dört adım arkamda elindeki şişesini başına dikip başını bana çeviriyor, içimde oluşup dudaklarım arasına sıkışmak isteyen bu tebessüm de neyin nesi? çenemi kasıp gaza basıyorum.

gözlerimi araladığımda nereden geldiğini bilmediğim bir güvercinin balkon demirliklerinde beni izlediğini, parlak küçük gözlerini bedenime sabitlediğini görüyorum. dudaklarımı yalıyor bacaklarımın üzerindeki bilgisayarı sağıma indiriyorum. ayaklanıp biraz kırıntı getiriyorum mutfaktan, belki açtır diye düşünüyorum fakat yemiyor. sadece yaklaşıyor, ardı sıra atıyor paytak adımlarını dizimin dibine. belki dokunmak, belki sevmek istedim. parmaklarımın boğazını sarışına sessiz kalması içimde oluşan hazzı yerle bir ederken kendime gelişim bir telefon sesiydi.

"özür dilerim."

tek bir kelime, sonrası sessizliğim.


#mbgden.



Gece yarısı düşleri

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Gece yarısı düşleri.



‏‏‏‏‏‏‏‏‏‏‏‏‏‏‏‏
‏‏‏‏‏‏‏‏‏‏‏‏‏‏‏‏

‏‏‏‏‏‏‏‏‏‏‏‏‏‏‏‏

𝐓𝐚𝐫𝐭𝐚𝐫𝐨𝐬Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin