5. BÖLÜM

27 3 2
                                    

Bir süre daha etrafa bakındıktan sonra duvara yaklaşıp tırmanabileceği bir yer bakmaya başladım fakat hepsi boşaydı. Eğer çocuk bir ninja ise duvara tırmanmış olma ihtimali mantıklıydı fakat bu ne kadar inandırıcı olabilirdi ki?

Kafam karışık bir şekilde arkamı döneceğim zaman duvarda fark ettiğim şeyle yaklaşıp ona baktım. Gözle çok zor fark edilen bir tür parıltılı sise benzeyen şeye elimi sürdüğüm anda dağılarak ortadan kaybolduğunda parmak ucuma baktım. Sim biraz daha parıldayarak yok olduğunda iğrenmiştim. Kim bilir bu duvara neler değmişti. Elimi üstüme silerek ara sokaktan çıkmak için arkamı dönüp ilerlemeye başladım. Belki çocuğu yine görürüm diye düşünerek sağa bakındığımda birisini fark etmiştim. Sırtını duvara yaslamış öylece bekliyordu. Başımı sallayarak sola döndüğümde bir tanesini de orda gördüğümde gözlerimi kısıp beklemeye başladım. Yeniden sağa döndüğümde duvara yaslanmış olan adam, duvardan ayrılıp,  siyah takım elbisesini düzelttikten sonra ara sokağın girişinde durmaya başladı. 

Kıpırdamadan ona bakmaya başladığımda usulca ''Pekala, diğer taraftan giderim ben de.'' diyerek sırtımı ona döndüğümde, diğer tarafta duran adam da yaslandığı duvardan ayrılarak aynı takım elbisesini düzeltmişti. Her ikisinin de başlarına taktıkları şapka ile Michael Jackson'a benzediklerine yemin edebilirdim. Sadece onun aksine bu ikisi bir şekilde beni rahatsız ediyordu. 

Her iki tarafa da bakındıktan sonra ikisinin de bulundukları yerden çekilmeyeceklerini anlayarak yürümeye başladığımda, adama doğru yaklaşırken attığım her adımda iç güdülerim buradan kaçmam gerektiğini, saklanmamı ve güvenli bir yer bulmam gerektiğini o kadar baskın bir şekilde hissettiriyordu ki ellerim titremeye başlamıştı. 

Ellerimi pantolonumun cebine sokarak rahatlamaya çalıştığımda adama ve çıkışa daha da yakındım. Bir az için durup arkama baktığımda sokağın diğer ucunda duran adamın arkamdan geldiğini fark etmemle hızla arkama dönerek daha da hızlandım. Sakin ol, sadece ara sokaktan çıkıp gideceksin, hepsi bu.

Adamın yanından sorunsuz bir şekilde geçeceğim zaman kolumdan tutmasıyla olduğum yerde sıçramıştım. Soğuk olan eline gergin bir şekilde bakmaya başladığımda adam bana doğru başını çevirerek ''581G'yi bana ver.'' dediğinde gözlerimi kısarak dediği şeyi anlamaya çalıştım. Dişlerimi sıkarak ''Bana burada düşük bütçeyle kötü çocuk filmi çektirme şimdi. Bırak kolumu. Yoksa yemin ederim sapık var diye avazım çıktığı kadar bağırırım.'' dediğimde bileğimi tutan eli daha da sıkmıştı. Elimin uyuştuğunu hissettiğimde kolumu ondan kurtarmak için hamle yapsam da işe yaramamış, adamın kolu bileğimi bırakmamıştı. 

Benim çabalarım işe yaramayınca adama bakarak ''O dediğin şey ne bilmiyorum, şimdi bırak beni!'' diyerek adamın eline asılarak kolumdan ayırmak için uğraşsam da yapamıyordum. Üstüne kafamın içinde bir ses çığlık çığlığa kaçmam için bağırıyordu. 

Adam kısa sürede ''Kızda.'' dediğinde diğerine bakarak ''Bende bir şey yok! Bıraksana beni!'' diyerek çırpınsam da kurtulamamıştım. Kolumu çekmeye başladığımda diğerinin bana uzandığını fark ettiğimde bir anda hiç beklemediğim bir şekilde tüm hızımla adamın kasıklarına tekme attığımda adamın acıyla geri çekilmesi bir olmuştu. Ona bakarak çok üzgünüm, bir anda oldu.'' diyerek beni tutana doğru zıplamamla bacaklarımı onun boynuna dolayarak daha ben bile ne olduğunu anlayamadan adamı yere devirmiştim. Adamın sonunda eli bileğimi bıraktığında afallayarak onlardan uzaklaşmaya başladım. Ben az önce ne yaptım orada? 

Geri geri adım atmaya başladığımda tekme attığım adamın sanki hiçbir şey olmamış gibi ayağa kalktığını fark ettiğimde ''Hadi oradan. Birisi bana bunu yapsa biraz saygı duyar, yerde yatardım.'' diyerek arkamı döndüm ve kaçmaya başladım. Var gücümle ''Yardım edin! Sapık var, imdat!'' diyerek çığlık atmaya başladığımda birkaç kişinin dikkatini çekmeye başarmıştım. Yaşlıca bir kadın beni tutarak ''Sorun ne? Sana ne yaptılar?'' diye sorduğunda ara sokağı göstererek ''Orada iki adam beni zorla yakaladılar. '' dediğimde birisi orayı kontrole gittiğinde ben kaçmaya başlamıştım bile. 

İnşaatın yanında geçip sokağı döndüğümde bir şeyin beni yakalayarak ayaklarımı yerden kesmesi bir olmuştu. Ne olduğunu anlayamadan bir köşeye oyuncak gibi savrulduğumda çığlık atıyordum. Yere düştüğümde hissettiğim acı ile ellerimi yere koyarak kendimi kaldırmaya çalıştığımda beni kolaylıkla fırlatan şeyi görmeye çalıştım. 

Siyah takım elbiseli adamı gördüğümde geri geri emeklemeye çalışarak ''Şaka mısın sen? Beni mi takip ettin? Bak orada ki olay için, ilk sen başlattın tamam mı?'' dediğimde bana doğru bir adım atarak ''581G.'' dediğinde geri emeklemeyi sürdürerek ''Tamam, tamam. Vereceğim!'' diye bağırdım. Ben bunu deyince sonunda durmuştu. 

Ayağa kalkmaya çalıştığımda ''Cebimde vardı.'' deyip elimi cebime sokup biber gazını sıkıca tuttum. Karşımda ki adamdan gözlerimi ayırmadan elimi cebimden çıkartmaya başladığımda iç güdülerim yine aynı hisle kaçmam için beni uyarıyordu. Tam cebimden çıkartacağım sırada diğer kolumu yakalayarak ''Yalan söylüyorsun. Onu vermeyeceksin.'' demesiyle korkuyla irkilmiştim. Nasıl anlamıştı?

Gözlerine korkuyla bakmaya başladığımda hızla biber gazını çıkartıp ''Geber!'' diye bağırarak biber gazını sıkmaya başladığımda adam biber gazından etkileniyormuş gibi gözükmüyordu. Biber gazını uzun süre sıkmayı sürdürdüğümde, gözleri uzun bir süre sonra hafif kısıldığında, göz kırpmayı başarmıştı. Ancak o zaman gözlerinde ki anormalliği fark etmiştim. Gözleri insan gözünün aksine, beyaz olması gereken kısmına kadar tamamen renkli ve modelli bir görüntüye sahipti. Gördüğüm şey ile korkuyla ''Uzak dur benden! Nesin sen!'' diye korkuyla bağırarak biber gazını sıkmaya devam ettiğimde diğer eliyle biber gazı tenekesini elimden çekip almış, ve bir anda sert tenekeyi basit bir gazoz kutusu gibi büktüğünde dehşet içinde ona bakıyordum. Bunu nasıl başarmıştı?

Ben ondan kurtulmak için çabalarken elini kaldırıp alnıma doğru uzatmaya başladığında birisinin ''Yağmur!'' diye bağırdığını ve bir an sonra beni tutan ele bir darbe indirdiğinde çatırdayan kemiğin sesini duymuştum. Ece beni yakamdan tutup arkasına çekerek ''Bana bak seni adi herif!! diye bağırdığında adamla göz göze gelmiş, anında susmuştu. O da korkmuş gibi elinde ki demiri adamın koluna bir kez daha vurup kolunu muhtemelen tamamen kırdığında bir kez de bacağına vurup bana dönmüş ve elimden tutarak koşmaya başlamıştı. Ona ayak uydurarak koşmaya devam ettiğimizde dehşet içinde ''O sopayı nereden buldun?'' diye sordum. 

Bana bakmadan ''İnşaat demirini mi? Baktım benim asi kızımın başı belada gözüm kararmış. Şantiyeden çaldım.'' dediğinde ister istemez gülmüştüm. Hiç nefes almadan koşmayı sürdürdüğümüzde, beynim hala olayların şoku altında, bir şekilde bana güvende olmadığımı söylüyordu. Apartmanımı gördüğümde ellerimi ileri uzatarak her ikimizde içeri daldığımızda merdivenleri gürültülü bir şekilde çıkarak kapıyı bağırışlar eşliğinden açmış ve kapıyı arkamızdan kapmıştık. 

İkimiz de biraz soluklanmaya çalıştığımızda korkuyla balkona koşup, aşağıda tanıdık herhangi birisini görmeyi beklesem de kimseyi göremeyişimle biraz olsun rahatlayarak yere çöküp ''Korkudan ölüyordum neredeyse.'' diye mırıldandım.

Ece'nin gergin bir şekilde ''Eğer ben gelmeseydim gerçekten ölü olabilirdin, Yağmur! Orada ne yaptın da o herif seni bırakmadı!'' dediğimde ona bakarak ''Ben mi? O herif ve arkadaşı beni çıkmaz sokakta kıstırdı ve beni alıkoymaya çalıştılar. Görmedin mi, herif nasıl güçlüydü? O inşaat demirinden hasar yedi ama hiç tepki vermedi. Adamın suratına biber gazını boşalttım ama basit bir teneke kutu sıkar gibi presledi o şişeyi!'' dediğimde Ece elini göğsüne koyarak ''Onu aşağıda gördün mü?'' dediğinde başımı olumsuz anlamda sallamamla rahatlamış gibi ''Kaçmayı başardık. Ama yine de dışarı çıkmayalım. en azından bugün için.'' dediğinde onu onaylayarak ''Kesinlikle.'' diyerek bir kez daha aşağı bakıp gördüklerimi düşündüm.

Önce meteor, sonra duvarın içinde yok olan çocuk, şimdi de tuhaf gözlü adam. Neler oluyor böyle?

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 07, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

BİYO-ENERJİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin