★☆☆☆

491 49 43
                                    


   'Ne olursa olsun batırma.'

    O an Xiao'nun kafasından geçen tek şey buydu. "Selam. Yolculuk nasıl geçti?" "Uzun olunca çok yoruyor." Cevapladı Aether iç çekerek. Ve devam etti. "Ama Liyue'nin havası iyi geldi." 'Sen de bana iyi geliyorsun' Xiao bu cümleyi sadece içinden geçirdi. Ve gülümsemekle yetindi. Fazla hızlı olmamalıydı. "O zaman evlere bakmadan önce kahve içip biraz dinlenmek ister misin?" Aether gülümsedi. "Çok iyi olur." 

    Xiao ile arabaya bindiler. "Özel olarak gitmek istediğin bir kafe var mı?" "Hayır yok" "Bildiğim güzel bir kafe var. Oraya gidelim o zaman" "Olur" Xiao aracı çalıştırdı ve sürmeye başladı. "Uzun süredir taşınmayı düşünüyordun değil mi? Neden şimdi karar verdin?" Aether Xiao'ya baktı. "Kardeşimi düşünüyordum. Yıllardır hep birlikteydik ve asla ayrılmamamız gerekiyor gibi hissediyorduk. Ama taşınmam için beni gazladı ve buradayım." Xiao gülümsedi ve içinden Lumine'e teşekkür etti.  "Kardeşinle aranın iyi olması çok güzel." Güldü Aether "Evet öyle." Kafeye gelene kadar biraz daha sohbet ettiler. Geldiklerinde Xiao aracı park etti ve içeriye geçtiler. Bir masaya oturdular. Aether etrafı inceliyordu. "Çok hoş bir yermiş." Xiao Aether'in meraklı bakışlarını inceliyordu. "Evet. Yıllardır hep buraya geliyorum" Kısa süre içinde bir garson masalarına geldi. Siparişlerini alıp gitti. "Hangi ev ile başlayacağız? İlanlara bakıyordun en son." Xiao sohbeti başlattı. Aether telefonunu açtı ve bulduğu birkaç ilandan birini gösterdi. "Öncelikle buna bakmayı düşünüyorum." Xiao evin adresine bakarken yukarıdan bir mesaj bildirimi düştü. 

💛: Naber güzelim 😘 indin mi uçaktan

  Xiao kafasına dev bir taş düşmüş gibi hissetti mesajı görünce. "Şey. Mesaj geldi." Aether hemen telefonunu çekip mesaja baktı. Mesajı görür görmez kızardı. Xiao Aether'i izlerken içinden kendini yemeye başlamıştı bile. Mesaj aklında tekrar tekrar yankılanırken sevgilisi olup olmadığını bilmediği aklına geldi. 'Ya sevgilisi varsa?' Aether hızlıca mesaja cevap verdi ve bildirimleri kapattı. Tekrar ilanı açtı. "Önemli biri değil." Tekrar ilanı gösterdi. Xiao ilanı incelemeye devam etse de aklında o mesaj ve bir ilişkisi olma ihtimali dönüp duruyordu. "Güzel evmiş." Şimdi Scara'nın bahsettiği gibi kendini belli etse ondan uzaklaşır mıydı? Uzaklaşmasını istemiyordu. Belki de şimdilik bir şey yapmamalıydı. Sadece arkadaş gibi davranması daha mantıklıydı. En azından bir sevgilisi var mı öğrenene kadar. O sırada garson siparişleri getirdi. "Başka ev var mı ilan olarak?" "Üç dört tane daha var. Onları da göstereyim." Xiao kahvesini yudumlarken ilanları bulmaya çalışan Aether'e baktı. Bir sevgilisi olması düşüncesi kalbine oturmuş, keskin bir acıyla parçalamasına yetmişti. Aether mutlu bir ifadeyle Xiao'ya dönünce Xiao tüm dikkatini gösterdiği diğer ilana topladı. İlanı inceleyince adresi dikkatini çekmişti. "Bu benim evimin çok yakınında." "O zaman daha iyi. Hem daha yakın oluruz" Gülümsedi Aether. "Senin çevrenden biraz daha baksam daha iyi olur. Buralarda yalnız kalmak istemiyorum." Xiao daha kendi bile fark etmeden konuştu. "Uzağımda da olsan seni yalnız bırakmam." Sesli söylediğini fark edememişi hala. Güldü Aether. "Teşekkür ederim Xiao." Xiao o an neden teşekkür ettiğini anlayamadı. "Buradaki ilk arkadaşım sensin." Xiao sesli söylediğini fark edince kulakları kıpkırmızı kesildi. Umuyordu ki yüzü de kızarmamıştı. 

   Kafeden çıktıklarında ilk ilandaki eve gitmek için telefon görüşmesi yaptı Aether. Evin önüne geldiklerinde adam onları karşıladı. Eve girip incelediler. Xiao evden çok Aether'e bakıyordu. "Merkeze ve ulaşım sistemlerine de oldukça yakın. Hem de yerden ısıtmalı ve çokça güneş alan bir ev." Adam evi tanıtırken Aether düşünüyordu. "Birkaç eve daha bakıp öyle karar vereceğim. Gezdirdiğiniz için teşekkür ederim." "Ben teşekkür ederim." Evden çıkıp ikinci eve bakmaya gittiler. "Bir önceki ev hakkında ne düşünüyorsun Xiao?" "İçerisi güzeldi ama ev çok eski gözüküyor. Çok fazla tadilat işi çıkarır." Aether düşündü. "Haklısın. Uğraştırıcı olur." Sohbetleri bitene kadar ikinci binaya gelmişlerdi. Bu sefer de başka biri onları karşıladı. İçeriyi gezdiler. Birkaç bina daha gezdikten sonra sıra ilanlardaki son evdeydi. Xiao'nun evine yakın başka bir evdi. Yine biri karşıladı ve içeriye girdiler. Diğer evlere göre çok daha güzeldi. Ama daha küçüktü. Yaşlı kadın evi anlatmaya başladı. "Aslında oğlumun eviydi fakat Fontaine'e taşındı. Burası da böyle kaldı. Sizin gibi bir çift için çok tatlı bir ev" Çift lafını duyunca kızardı Aether. Xiao ise yüzünde maske olduğu için kızarma ihtimaline karşı rahattı. "Şey... Biz arkadaşız. Evde sadece ben kalacağım." "Amanın! Özür dilerim o zaman." Kadın gülümsedi. Evi gezmeye devam ettiler. "Ne düşünüyorsun Xiao?" Xiao Aether ve çift kelimesine daldığı için bir anda kendine geldi. "Diğer evlerden çok daha güzel. Hem çoğu yere de yakın." "Ben de bu evi çok sevdim." Aether kadına döndü ve gülümseyerek konuştu. "Bu evi tutacağım"

    Belgeleri imzalayıp diğer şeyleri de yaptıktan sonra evde yalnız kalmışlardı. Aether gerindi. "Şimdi de mobilya ayarlamam gerekecek." Xiao gülümsedi. "İstersen ona da yardım edebilirim." Aether Xiao'ya döndü. "Benimle ev bakman bile benim için çok değerliydi Xiao. Çok teşekkür ederim yardım ettiğin için." Xiao'ya sarıldı. Xiao sarılmasına şaşırdı. Ama hızlıca karşılık verdi. "Bir şey değil. Ne olursa olsun yardım için beni çağırabilirsin." 

-

   Sonraki gün tüm grup ajansın toplantı odasındaydı. Toplantıları yeni bitmişti. Xiao'nun aklında ise hala o mesaj vardı.  İç çekti ve kafasını masaya gömdü. Heizo yanına oturdu. "Ne o? Randevun iyi geçmedi mi?" Xiao hala toplantı masasındaki kafasını Heizou'ya çevirdi. "Ona randevu denilebilir mi emin değilim." Kazuha onlara yaklaştı. "Neden? Sorun ne?" Xiao bir kez daha iç çekti. "Bana ilan gösterirken bir mesaj geldi." "Ee?" " Mesajda naber güzelim diyordu ve kalpli bir emoji vardı." "Ouv." Scara duyduğu şeyle gülmeye başladı. "Sevgilisi mi varmış?" Konuşurken gülmeye devam ediyordu. Kazuha gülmeyi durduramayan Scara'ya döndü. "Çok kırıcısın Scara. Neden buna gülüyorsun ki?" "Komik çünkü. O kadar ders bile dinledi çocuğa yaklaşmak için." Heizou kafasını daha çok masaya gömen Xiaonun yüzünü kaldırdı. "Kafanı gömmek yerine daha sonra ne olduğunu anlat." Xiao konuştu. "Önemli biri olmadığını söyledi." Kazuha gülümsedi. "Demek ki önemli biri değilmiş." Xiao devam etti. "Ama kalp ile kayıtlıydı." Scara Xiao'nun cümlesi üzerine daha sesli kahkaha atmaya başladı. "Scara sus artık!" Kazuha kaşlarını çattı. "Ne var ya? Çocuk öylece mal gibi kalmış." "Zaten bu yüzden gülmemelisin. Xiao'ya döndü Kazuha. "Belki de sevgilisi değildir. Çok yakın arkadaşı ya da kardeşi de olabilir." Scara dalga geçercesine konuştu. "Kim kardeşini ya da arkadaşını kalple kaydeder ki?" "Sen teyzeni kaydettin ama." Scara bir anda ciddileşti. "Teyzemi bu işe karıştırma!" Bu sefer de Heizou gülmeye başladı. "Teyzeni kalple mi kaydettin? Sen mi??" "SUS HEİZOU AĞZININ ORTASINA TEKME ATMİYİM!" Heizou gülmeye devam ederken Scara onun yakasına yapıştı. 

   Kazuha Xiao'ya döndü. "Hem iyi şeyler de olmuştur değil mi?" Xiao konuştu. Ama hala yüzü masaya yapışıktı. "Çift sanıldık ve bana sarıldı." "E ne güzel işte. Bir ilerleme var demek ki." "Buna ilerleme denilebilir mi ki?" "Xiao bırak şu duygusallığı. Çift sanıldıysanız bir şey vardır mutlaka. Hem biri kimseye öylesine sarılmaz." "Haklısın galiba." Kazuha sandalyeye oturdu bu sefer. Xiao da kafasını kaldırmayı başarmıştı. "Ee Aether nereye taşındı? Ev hediyesi alıp bir ziyarette bulunalım." "Benim iki arka sokağımda." "E bu da çok iyi. Bol bol görüşürsünüz. Bugün hiç yazıştınız mı?" Telefonunu çıkarıp baktı Xiao. "Biraz yazıştık. Günaydın yazdı." "Demek ki bir şey var. O yüzden kendini üzüp aptallık yapma. Büyük ihtimalle biri onunla dalga geçmek için güzelim falan yazmıştır." Kazuha konuşurken arkadan büyük bir gürültü koptu. Xiao yerinden fırladı. "Kavga etmeye devam ederseniz sikicem belanızı!" "Gel sik lan!" Scara bağırdı. Kazuha iç çekti. "Kavga etmeyi kesin! Sizin yüzünüzden kendimi anne gibi hissediyorum."

-

  "Ee güzellik! Evi buldun mu?" Aether telefondaki kişiyi dinledi ve cevap verdi. "Lumine kardeşim olduğuna dua et! Hem güzelim ne be! Xiao bile gördü mesajı!" "Ne??" Lumine kahkaha atmaya başladı. "Sus Lumine! Senin yüzünden rezil oldum! Ya sevgilim olduğunu düşündüyse?" "Sen neden bu ihtimali- Dur bir dakika..." Lumine ciddileşmişti bir an. Sonra kıkırdayarak devam etti "Ondan hoşlanıyor musun yoksa~?" Aether bir anda kıpkırmızı kesildi. "N-ne hoşlanması! Tamam tatlı çocuk ama yok öyle şey!" Lumine bu sefer daha çok gülmeye başladı. "Hoşlanıyosuun~"


Tam 1234 kelime nldfbhljdknxk 

öhm. Geç bölümler için özür dilerim. Ama şu sıralar çok fazla yazamıyorum. Normalde bölümleri en az 700 kelime yapmaya çalışıyorum ama bu sefer biraz daha uzatmaya çalıştım. Umarım hoşunuza gider. (Silah zoruyla yazdım bölümü arkadaşlar tehtid ediliyorum 🥲 )

Anemo || XiaotherHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin